Tarih:
25.02.2016
330 şart değil!
Melih Aşık; Özetle.. AKP’nin B planı, başkanlık sistemini öngören yeni anayasayı, Meclis’te 330 oyu bulmasalar dahi referanduma sunarak gerçekleştirmektir.
Başbakan Davutoğlu’nun grup konuşmasında şu sözler dikkati çekti:“Siyasi partilerimiz yeni anayasa konusunda uzlaşmaya varamazlarsa, biz millete verdiğimiz yeni anayasa sözünü yerine getirmekte kararlıyız. Tek başımıza kalsak da Türkiye’ye yeni anayasayı kazandıracağız.”
Gerekli 330 oya sahip olmayan AKP tek başına yeni anayasayı nasıl yapacak?
Anayasa Mahkemesi eski raportörü Bülent Serim anlatıyor:
“AKP, 330’dan az oy alsa bile, kendi metinlerini referanduma götürme hazırlığı içindedir. AKP Milletvekili Mustafa Şentop ‘300’ün üzeri bizim için yeterlidir’ demektedir...
Cumhurbaşkanı danışmanlarından Şeref Malkoç da bir konferansta, “De Gaulle bir anayasa hazırladı ve direkt referanduma sundu. Buna kurucu referandum deniyor. Bu metotla da olabilir” diyerek, Meclis’i devre dışı bırakmanın ön hazırlığını yapıyor.”
Anayasa Mutabakat Komisyonu üyesi Ahmet İyimaya CNN ekranında daha açık konuşuyor:
- Öbür partiler gelmediği takdirde ise biz 330’la bu yeni anayasayı yine yaparız, 330 çok da belirleyici değildir, bu 325 de olur, 327 de olur. Referanduma gideriz, referandumdan yüzde 51 alırsak kurucu referandumla biz bu anayasayı yaparız”
Özetle.. AKP’nin B planı, başkanlık sistemini öngören yeni anayasayı, Meclis’te 330 oyu bulmasalar dahi referanduma sunarak gerçekleştirmektir. Mevcut anayasaya darbe anayasası diyorlar ya... Bakalım bu yenisine ne diyecekler?
MAÇ
Bir iş için Trabzon’a giden vatandaş anlatıyor...
“Günlerden salıydı. Öğle saatlerinde şehir merkezindeki bir kahvenin önünden geçerken içerdekiler hep bir ağızdan “Gooool” diye bağırdı. Önemli bir maç vardı da ben mi kaçırdım diye kahveye girip sordum. Meğer yıllar önceki 4 - 3’lük Trabzon - Lyon maçının kasedini izliyorlarmış...”
***
Bu hikâyenin de gösterdiği gibi... Trabzon’da seyirci heyecanlıdır. Futbolcu da..
Bunu son Galatasaray maçında da gördük. Kırmızı kart esprisi de güzeldi.
Ancak madalyonun öteki yüzü de var. Eski futbol Federasyonu Başkanı Kemal Ulusu haklı olarak soruyor:
- Hakem yüzde yüz hatalı idi kabul.. Peki Umut, Erkan,Salih, hele Aykut’un yaptıklarını af mı edeceğiz? Gençlere bunlar nasıl örnek olacak?
IŞİD davasında yargılanan sanık “Neden Atatürk’ün resmi var salonda” diye sormuş!
Umarız bu soru da “iyi hal indirimi” sayılmaz!
Akif Kökçe
122
Uluslararası bir danışmanlık firması olan MERCER, beş kıtada 230 şehri kapsayan bir araştırma yaptı.
Yaşam kalitesine göre yapılan sıralamada İstanbul 122. oldu.
Araştırmaya göre dünyanın yaşam kalitesi en yüksek şehri Viyana çıktı...
İkinci sırada Zürih, üçüncü sırada Yeni Zelanda’nın Auckland şehri dördüncü sırada Münih yer alıyor.
Yaşam kalitesi en düşük şehir ise 230’uncu ve son sıradaki Bağdat.
Sarayevo, Tiran, Kiev, Bakü, Moskova, Tiflis, Kahire gibi şehirler bizden sonra geliyor.
Dünyanın en güzel şehrini ilk 100’e bile sokamamak... Bizi yönetenlerin başarısıdır.
Eğer dünyanın en hızlı tahrip edilen ve en çok rant sağlayan şehirleri sıralansaydı. O klasmanda garanti birinciydik.
Eyyy Amerika!
AKP’nin PYD konusunda Amerika’ya misilleme yapacağı konuşulurken...
Meclis Milli Savunma Komisyonu’na birkaç gün önce bir yasa tasarısı geldi. Tam adı; “Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri Özel Harekât Kuvvetleri Tatbikatlarının İcrasına İlişkin Mutabakat Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı” idi.
Gerisini Komisyonun CHP’li üyesi Yaşar Tüzün anlatıyor:
“CHP’li üyeler olarak biz AKP’lilere; bakın arkadaşlar, Amerika bizim terör örgütü olarak tanımladığımız PYD’yi destekliyor. Müttefik bir ülkenin, ülkemizin güvenliğini tehdit eden böyle bir örgütü desteklemesi sizi de bizi de ciddi şekilde rahatsız ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan, bu rahatsızlıklarını, ‘Ey Amerika, bizden yana mısın yoksa terör örgütünden yana mısın, bir karar ver’ diye ısrarla dile getiriyorlar. Bu aşamada ABD ile böyle bir anlaşmayı onaylamak yanlıştır. Gelin, komisyon olarak biz de tepkimizi, bu tasarıyı onaylamayarak gösterelim. Biz tasarıya muhalefet şerhi koyacağız, gelin siz de bizim gibi yapın, ortak bir tepki oluşturalım.”
Sonuç ne mi olmuş? Tekrar Yaşar Tüzün’e kulak veriyoruz.
“Ya samimi olmadıklarından ya da ABD’den korktuklarından bizi dinlemediler, tasarıya topluca evet oyu kullandılar.”
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları