loading
close
SON DAKİKALAR

ABD nerelerde?

Melih Aşık
Tarih: 27.06.2012

Hukukun katledildiği, insan haklarının yok edildiği bir dönemi yaşıyoruz. Yalnızca tutuklamalar aksamıyor...

Zaman zaman gazetelerde okuduğunuz şu tür haberler hatırınızdadır:

“Türkiye, ABD ve İsrail Akdeniz’de arama ve kurtarma tatbikatı yapıyor...”

Üç ülke bu tatbikatları özellikle iki yıl öncesine kadar düzenli yapardı...

İyi de... Türkiye’nin bir savaş uçağı uluslararası sularda düşürüldü, uçak ilk belirlemelere göre denizin dibini boyladı.

Diyelim ki İsrail’le aramız kötü... Uluslararası sulardaki bu aramaya ABD arama ve kurtarma araçları acaba neden 
katılmadı?

Kıbrıs’taki İngiliz üsleri uçağın düştüğü bölgenin hemen burnunun dibinde... İngiltere ABD’den sonra en güçlü NATO 
ülkesi...

Acaba arama çalışmalarına İngilizler neden katılmadı?

ABD ve İngiltere’nin arama çalışmalarına katılmaması için hiçbir sebep yok... Ama katılmadılar...

CHP lideri Kılıçdaroğlu Başbakan Erdoğan’la görüştükten sonra verdiği demeçte Türkiye’nin yalnız bırakıldığını 
söylemişti...

Bu yakınma belli ki kendisine Başbakan Erdoğan tarafından aktarılmıştı...

Türkiye’nin nasıl yalnız bırakıldığı yukardaki örnekte de açıkça görülüyor...

Bu arada Aviationist adlı internet sitesinde bir NATO pilotu, düşürülen uçağımızın muhtemelen Suriye Hava Savunma 
sistemlerini test etmekte olduğunu iddia etti.

Muhtemeldir... Belki de uçağımız ABD adına test uçuşundaydı.

Bu duruma rağmen uçağımızın arama çalışmalarına katılmayan NATO dostlarımız tutacak da daha kritik dönemlerde bize omuz verecek öyle mi? Bunan inanmak için enayi olmak lazım.


Suriyeli general Türkiye’ye sığınmış.

Şeeeyyy... Türkiye’deki general açığını duyduğu için gelmiş olamaz mı!

F. Fidan


Bursa Nutku...

Kemal Kılıçdaroğlu geçen hafta CHP’nin Gençlik Kurultayı’nda Atatürk’ün Türkiye’yi gençlere emanet ettiğini söyledi ve ekledi “Bir cebinizde Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi, diğerinde ise Bursa Nutku olsun...”

Nedir Bursa Nutku? Şubat 1933’te Bursa’da Türkçe ezana tepki gösteren bir grup valiliğe yürümüş, ancak olaylar büyümeden bastırılmıştır. Bir yurt gezi sırasında bu olayı haber alan Atatürk, 5 Şubat 1933’te Bursa’ya gelerek olaylar hakkında bilgi almış ve akşam Çekirge yolundaki bir köşkte “Bursa Nutku” diye bilinen şu konuşmayı yapmıştır:

Kimileri bu nutkun Atatürk’e ait olmadığını iddia eder. Anlaşılan Kılıçdaroğlu’nun böyle bir tereddüdü yoktur. İşte nutuk:
“Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, ‘Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır’ demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, ‘Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir’ diye düşünecek, ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, ‘Demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek.’

Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, ‘Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.’”

Rektör...

Yurtdışında gemi turundasınız. İfade için arandığınız telefonla bildirildiğinde ilk sözünüz, “Hemen dönüp ifade vereceğim” oluyor. Dediğinizi yapıyor, İzmir’de karaya ayak basar basmaz ifade vermeye gidiyorsunuz. Ancak alışılmadık bir olay oluyor. Bırakın gözaltını... İfadenizin Ankara’da alınacağı söylenerek serbest bırakılıyorsunuz. 
Hemen Ankara’ya doğru yola çıkıyorsunuz. Ertesi sabah ilk işiniz savcıya gidip ifade vermek oluyor.

Sonra ne mi oluyor?

Savcı sizi tutuklanmanız istemiyle mahkemeye sevk ediyor. Mahkeme savcının istemini yerinde buluyor ve soluğu cezaevinde alıyorsunuz.

Kaçma ihtimaliniz yok; yurtdışından gelip teslim olmuşsunuz.

Suçlandığınız olaylar 15 yıl önce yaşanmış.

Savcı toplanacak ne delil varsa hepsini toplamış.

Yani ne kaçma ihtimali var ne delil karartma ihtimali

Buna rağmen tutuklanıyorsunuz.

İcraat dört bir yandan ses veriyor.

Yalnızca tutuklamalar aksamıyor.

Hukukun katledildiği, insan haklarının yok edildiği bir dönemi yaşıyoruz.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları