loading
close
SON DAKİKALAR

ABD’deki gibi mi?

Melih Aşık
Tarih: 11.11.2016

Melih Aşık; Başbakan Binali Yıldırım dün MHP lideri Devlet Bahçeli ile başkanlık sistemini öngören anayasa değişikliğini görüştü...

Başbakan Binali Yıldırım dün MHP lideri Devlet Bahçeli ile başkanlık sistemini öngören anayasa değişikliğini görüştü.
AKP’ye yakın gazeteci Abdülkadir Selvi dün sütununda öngörülen sistemle ilgili kimi bilgiler aktardı: “ABD’deki gibi bir başkanlık sistemi öneriliyor” diyen Selvi ekledi: “Ama bazı farklılıklar var. Federal sistemi değil, üniter sistemi esas alan; çift organlı değil, sadece parlamentoyu esas alan bir sistem öneriliyor.”
AKP tarafı önerdikleri modelin Amerikan başkanlık sistemine çok benzediğini iddia ediyorsa da... Modelin ABD sistemiyle uzaktan yakından ilgisi yok.
- ABD’de eyalet sistemi var. Eğitim, sağlık gibi konular tamamen eyaletlerce çözümleniyor. Başkan eyaletlere karışmıyor.
- ABD’de çift meclis var. Başkan’ın önemli görevlere yaptığı atamalar Senato’nun onayından geçiyor. Harcamalar ise Kongre onayına bağlı.
- ABD’de kuvvetler ayrılığı sistemi var. Yasama, yürütme, yargı birbirini sıkıca denetliyor.
- Sistemin yürümesi büyük ölçüde iki partili oluşuyla ilgili.
- Başkan’ın kanun gücünde kararname çıkarma yetkisi yok.
Amerikan sistemi bir başkan seçiyor ama fren sistemleriyle onun elini kolunu da bağlıyor. Amerikan sistemini kopya eden Güney Amerika ülkeleri ise denetimi gevşek tuttukları için sistem kısa sürede diktatörlüğe dönüşüyor. ABD dışında başarılı bir başkanlık sistemine o yüzden rastlanmıyor. Aman dikkat...

Kıbrıs’ta tuzak!

İsviçre’nin Montrö kentinde yapılmakta olan Kıbrıs’la ilgili görüşmelerde önemli konuların ele alındığı ve belli yönde ilerleme sağlandığı bildiriliyor. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon “Artık çözüme ulaşacak noktaya geldik” diyor örneğin.
Ancak Türk kamuoyu nasıl bir anlaşma yapıldığından habersiz.
Emekli Büyükelçi Onur Öymen, konuya ışık tutuyor:
- Öyle anlaşılıyor ki toprak yani harita konusunda henüz kesinleşmiş bir anlaşma yok. Ancak basına yansıyan bazı haberlerde Türklerin yaşadığı topraklara 100 bin Kıbrıslı Rum’un gelip yerleşeceğinden söz ediliyor. Anlaşılan görüşmelerde tarihe gömüldü sandığımız Kofi Annan planı temel alınıyor.
- Türklerin güvenliği nasıl sağlanacak?
- Yeni planda topraktan bahsediliyor ama Kıbrıslı Türklerin güvenliğinden bahsedilmiyor. Şu anda, Türk tarafı ile Rum tarafı arasında 147 kilometrekarelik hattı Türk askeri koruyor. Kofi Annan planına göre bu askerlerin neredeyse tamamı çekilecek, sadece 650 asker kalacak, daha sonra onlar da çekilecekti. Peki Kıbrıslı Türkleri kim koruyacak? Bu soru yanıt bulmuyor.
Öymen sözü şöyle noktalıyor:
- Bu sürecin sonunda Kıbrıs’ın tam bir Rum adası haline getirilmesi riski vardır. Burada bir oyuna gelme noktasındayız.
***
Soralım: Hükümet Kıbrıs konusunda nasıl bir plan üzerinde görüşüldüğünü kamuoyuna neden açıklamıyor?

ATAMA

KHK ile rektör seçimlerinin kaldırılması ve seçim yetkisinin Cumhurbaşkanı’na verilmesine başta Boğaziçi ve ODTÜ olmak üzere kimi üniversitelerden hatırı sayılır tepkiler var. Kimi vatandaş da soruyor:
- Yahu zaten Cumhurbaşkanı biri 300 oy almış diğeri 3 oy almış iki adaydan 3 oy almışı bile rektör atayabiliyor ve ses çıkmıyordu. Ne değişti ki?
Burada bir ince nokta var.
Cumhurbaşkanı 3 oy alan bir adayı
rektör atayabiliyor-
du. Ama yine de bu aday o üniversiteden oluyordu.
Şimdi başka üniversiteden birinin rektör atanması gündeme girdi.
Örneğin Boğaziçi’ne ücra bir üniversiteden bilimsel yeterliği ve yönetim becerisi kuşkulu biri rektör atanabilecek. Mesele burada...

Anıtkabir’de dün balon uçurarak yapılacak “Ordu Millet El Ele” etkinliği iptal edildi. Büyük bir ayıptan dönüldü. Böyle bir etkinlik için 30 Ağustos daha iyi tarih değil mi?

***

ABD’den bir tweet:

“Hillary iyi ki başkan olmadı... Kocasını mutlu edemeyen bir kadın Amerika’yı elbet mutlu edemezdi”

ÇANKIRI

Kadıköy’deki Süreyya Operası’ndan söz ettik. 15 milyon nüfuslu İstanbul’da bir tek sembolik opera kaldı.
Bilir misiniz, Cumhuriyet yönetimi Çankırı’ya bile opera yaptırmıştı.
Atatürk’ün emriyle Çankırı’ya yaptırılan Halkevi Tiyatrosu’nda opera oynanması için orkestra çukuru bulunuyordu.
Salon 1970’lerden sonra kullanılmaz hale gelmiş... Çankırı Valisi Halil Ulusoy, binayı temizletip yeniden açarken orkestra çukurunu farketmişti.
Valinin daveti üzerine 2004 yılı 9 Ocak günü Ankara Devlet Operası Çankırı’ya gelerek o salonda Arşın Mal Alan Opereti’ni sahneledi. Geçmiş zaman yâd edildi... Evet bir zamanlar Çankırı’da bile opera vardı.

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları