ABD’nin dolapları!

Melih Aşık; Her şey çok hızlı gelişti! Üç gün önce sınırımızın dibindeki Kürt ve Arap güçlerini ABD’nin 'Suriye Demokratik Güçleri' adı altında birleştirdiği açıklandı...

Her şey çok hızlı gelişti! Üç gün önce sınırımızın dibindeki Kürt ve Arap güçlerini ABD’nin “Suriye Demokratik Güçleri” adı altında birleştirdiği açıklandı... Bu gücü PYD /YPG, Suriye Arap Koalisyonu ve Süryani Askeri Konseyi oluşturuyordu. Bu güç, PYD/YPG’den en az 20.000, silahlı Arap gruplardan ise 5.000 kişilik bir kuvvetin birleşmesiyle kurulmuştu.
Gücün ana gövdesini PKK’nın uzantısı PYD oluşturuyordu.
Derken önceki gün ABD’nin 50 ton silah ve mühimmat içeren bir kargoyu gece havadan PYD’ nin kontrolündeki Haseke’ye indirdiği ve Suriye Arap Koalisyonu’na teslim ettiği açıklandı. Buradaki ince oyunu stratejist Cahit Dilek işaretliyor:
- Bu yeni oluşumla birlikte özellikle Türkiye’den kaynaklanan ABD sadece PYD/YPG’ye destek veriyor eleştirileri de giderilecek. Silahların teslim adresi olarak Suriye Arap Koalisyonu’nun belirtilmesinin arkasında Türkiye’nin tepkisini çekmemek olduğunu söyleyebiliriz...”
ABD böylece güneyimizde Kürt koridorunun açılmasına açık açık destek veriyor.
Bir başka deyişle altımızı oyuyor.
Hem de bizim İncirlik ve Diyarbakır üslerini kullanarak.
Tabii terörle sersemletilen Türkiye’nin bu konuları tartışacak hali yoktur. Terör Türkiye’nin bu gelişmelere uzak kalmasını sağlamak açısından çok yararlı olmaktadır.

Uyuyan devlet!
Ankara Garı önünde yaşanan katliam sonrası açıklama yapan Başbakan Davutoğlu, özetle;
“Bir uyuyan hücre varsa bunlar hakkında bir şey yapılamayacağını, ellerinde intihar bombacılarının listesinin dahi olduğunu, ancak hukuk devleti olarak bu kişilerin eylemi gerçekleştirme anına kadar sebepsiz yere tutuklanamayacaklarını” söyledi.
Emekli savcı, CHP Milletvekili İlhan Cihaner diyor ki:
- Canlı bomba ya da intihar eylemlerine katılacak kişiler, mutlaka örgütsel bir süreçten geçerler. Seçilmeleri, ikna edilmeleri, eğitilmeleri, eyleme hazırlanmaları, gerekli donanımın temini, eylem emri gibi aşamalar ancak örgütlü bir yapıya dahil olunarak gerçekleştirilebilir. Hele hele “uyuyan hücre” tespiti yapılmışsa artık örgüt ve üyelik delillendirilmiş demektir. Bu tarz bir örgüt üyeliği ise Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu çerçevesinde suç olarak yaptırıma bağlanmıştır. Bu kişi hazırlık eylemlerine başlamamış olsa bile, en az 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir...
Sonuç: IŞİD’in canlı bomba adaylarını izleyip, yakalamamak için sebep yok. Acaba siyaseten yakın bulundukları için mi göz yumuldu onlara? Yoksa nedir?

YAS


Kadıköy’de önceki akşam içkili yerlerin yarıdan çoğunun kepenkleri kapalıydı... Yas’a uyulmuştu. Kadıköy çarşısında yürürken önlerinde “Katili arıyorum” yazılı kartlar taşıyan insanlar gördük. Sabah birçok genç anma yürüyüşüne hazırlanıyordu... Ama polis yolları kesti. Bombacılara önlem almayan devlet ölenlerin yasını tutacak gençlere göz açtırmıyordu. İktidar yetkilileri, eğer teröre gerçekten karşıysa neden benzeri bir tepki göstermiyordu? Neden Başbakan Ankara Garı önüne üç gün sonra, o da AB büyükelçilerine ayıp olmasın diye gitti? Canlı bomba adaylarını hukuka aykırı! diye tutuklamayan devlet, gösteri yürüyüşü görünce neden hukuku ve demokrasiyi böylesine unutuyor? Demokrasiye atılan her tekmenin kendilerine aynen geri geleceğini neden hesap etmiyorlar?


AKP’de iyi bir şey olduğunda kameraların karşısına AKP’liler,
kötü bir şey olduğunda
Tuğrul Türkeş, Numan Kurtulmuş gibi başka partilerden gelenler çıkarılıyor…
Akif Kökçe


ŞEHİR
Türkiye’yi yönetenlerin İstanbul şehrine en büyük faydası ne olur?
Trafiği tıkamamak...
Özellikle Ortaköy-Karaköy hattında her gün birtakım araç konvoyları mavi kırmızı ışıklarını yakarak oradan oraya koşuşturuyor. Konvoy gelmeden yollar kesiliyor, araçlar dakikalarca konvoyun geçmesini bekliyor. Trafik altüst oluyor. O araçlarda kimler var, aceleleri nedir, bilmiyoruz.
Ancak ülkedeki genel duruma bakılırsa o koşuşturma bir işe yaramıyor.
Ülkeye katma değeri sıfıra yakın!