Acının şiiri
Melih Aşık; Amasra’daki facia gibi olayları yazmak gerektiğinde Cahit Külebi’nin sözleri aklımıza gelir. Kalem ne kadar güçlü olursa olsun, acıların derinliğini anlatamaz. Kömür faciasını ne kadar yazsanız içindeki acıyı yansıtamazsınız. Kalem tutulur kalır.
Ankaralı iktisatçı yazar Tevfik Çavdar’ın anılarında geçer...
Bir tarihte şair Cahit Külebi ile Sivas’ta bir panele katılırlar. Dönüş yoluna çıkarlar.
Çavdar anlatıyor:
“Sivas’ta otobüse bindik. Külebi’yle yan yanaydık. Tam otobüs kalkacağı sırada bir battaniyeye sarılmış küçük bir çocuğu taşıyan gençten bir karı koca en arkaya geçtiler. Çocuğu hastaneye götürüyorlar. Yozgat’ı geçtik. Yerköy sapağına gelirken arkadan bir feryat duyuldu. Bir feryat! Çocuk ölmüş, yetiştiremediler.
Hepimiz üzüldük. O ağlıyordu. Çocuk ölmüş. Cahit Bey ağlıyor. Sonra bana şunu söyledi:
- Çavdar böyle çok acılar gördüm, şiirime yansıttım. Ama bunu yansıtamam. Yazamam...
Amasra’daki facia gibi olayları yazmak gerektiğinde Cahit Külebi’nin sözleri aklımıza gelir. Kalem ne kadar güçlü olursa olsun, acıların derinliğini anlatamaz. Kömür faciasını ne kadar yazsanız içindeki acıyı yansıtamazsınız. Kalem tutulur kalır...
PASS
Pasaport yenileme başvurusu yapanların bazen haftalarca beklediğini yazmıştık.
Okurlarımızdan kimi mesajlar aldık.
Örneğin... Reşit Sinanlı yazmış:
“Ben ve oğlum pazartesi günü yeni pasaport almak içi müracaat ettik, işlemlerimizi bitirip iş seyahatlerimizin olduğunu belirten bir dilekçeyle pasaportumuzun aciliyetini rica ettik.
Benim pasaportum iki iş gününde elime ulaştı. Bilginize.”
Mustafa Kemal Ulusu dostumuz Bodrum’dan yazmış:
“Bodrum’daki nüfus müdürlüğünde bir hanım var, valla sistem süper işliyor. Gittim, eşimle benim pasaportlarımızı verdim, 15 gün içinde pat diye geldi. Pazartesi günü gidip ehliyetimi de yenileyeceğim.”
İzmir’den Süheyla Hanım yazmış:
“Biz de İzmir’de randevu
alamadık, Manisa’ya gidip başvurduk, 1.5 ayda gelir dediler.”
Anlaşılan, sistem küçük yerleşim yerlerinde daha iyi işliyor.
Ayrıca başvuruya “acele” notu eklemenin yararlı olduğu anlaşılıyor.
KOKTEYL
Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş Ankara’nın başkent ilan edilişinin 99’uncu yılı için 12 Ekim akşamı verdiği davete diplomatik temsilciler yoğun
ilgi gösterdi. Yavaş’ın davetine 51 ülkenin büyükelçisi ve çok sayıda büyükelçilik müsteşarı katıldı.
Davete ABD, Çin, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, İsviçre, İsrail ve Filistin büyükelçilikleri en üst düzeyde katıldı. Bazı ülkelerin iki numaralar düzeyinde katılmasıyla diplomatik temsil 74 ülkeyi buldu.
İlginin sebebi malum; Mansur Yavaş’ın geleceğin cumhurbaşkanı olarak adının geçmesi.
Gazeteci Murat Yetkin’in Yetkin Report adlı sitesinde anlattığına göre, davette alkollü içki servisi yapılmamış. Davetlilerin orada bulundukları bir iki saatlik süre içinde alkol alıp almamaları elbet önemli değil. Önemli olan verilen mesaj. Kime ne mesajı verildi, umulan fayda nedir, bunlar tartışılacaktır.
BAFA
Abdullah Gürgün Ege’den yazıyor: “Bafa Gölü kıyıları işgal altında. Kaçak evler, lokantalar, çayhaneler, konaklama yerleri, ne idüğü belirsiz satış tezgâhları, balık üretim tesisleri, zeytinyağı, pirina fabrikaları... vs...
Şimdi bir darbe de bir kooperatiften geliyor. Bafa Doğal Yaşam Tarım Kooperatifi, Büyükşehir Yasası’yla Muğla Büyükşehir’e geçen sulak bir tarım alanına fabrika kuruyor.
Bu araziyi eskiden su basardı. Buralarda balık tutar, meke avlardık. Göl geri çekildi. Bir süredir su baskını yok. Lakin doğa bu! Affetmez. Eski zamanlardaki gibi bol yağmur yağarsa, seller akarsa, buraları yeniden su basarsa sorumluluk kimde olacak acaba?
Burası ayrıca göl ekosistemine dâhil bir alandır.
Muğla Valiliği’nin ve Büyükşehir Belediyemizin konuya dikkatlerini çekiyorum.”
Boşuna bütün bu kavgalar
Nasıl ki
doğmadan önce hiçbir şeyimiz yoktu
Öldükten sonra da hiçbir şeyimiz olmayacak
CİCERO
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları