Tarih:
05.02.2014
AK yargı kuruluşu!
Melih Aşık; Yargı Cemaat’ten kurtarılıyor görüntüsü altında hızla AKP’lileştiriliyor. Partiye bağlanıyor. Fotoğraf yukarıda...
Avukatlıktan yargıç ve savcılığa geçenlerin ataması ocak ayı sonunda yapıldı... Şimdi bakınız atananlar daha önce hangi parti görevinde bulunmuş:- Şemdinli’ye atanan Osman Öztürk: Eski Gaziantep - İslahiye AKP ilçe başkanlığı...
-İstanbul Hâkimliği’ne atanan Veysi Pekacar: Daha önce Mardin Midyat AKP ilçe yönetim kurulu üyeliği...
-Van Cumhuriyet Savcılığı’na atanan İbrahim Halil Dulkadir: Mersin Mezitli’de AKP ilçe başkanlığı.
-İstanbul Bakırköy Hâkimliği’ne atanan Abdullah Boyalı: Antalya Kemer’de AKP ilçe yönetim kurulu üyeliği...
-Konya Akşehir Hâkimliği’ne atanan Serdar Atalar: Kahramanmaraş Merkez ilçede AKP yönetim kurulu üyeliği...
-Karaman Cumhuriyet Savcılığı’na atanan Bahri Bayazıdoğlu: Ordu’da AKP ilçe yönetim kurulu üyeliği..
-Bursa Gemlik Cumhuriyet Savcılığı’na atanan Barış Zehir: İstanbul Sancaktepe’de AKP’den belediye meclis üyeliği...
-Ercis Cumhuriyet Savcılığı’na atanan Kasım Kılıç: Mersin Tarsus’ta AKP’den belediye meclis üyeliği...
CHP milletvekili Emine Ülker Tarhan yasaların ruhuna ve yargı meslek etiğine aykırı bu atamaların nasıl yapıldığını Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a sordu...
Yargı Cemaat’ten kurtarılıyor görüntüsü altında hızla AKP’lileştiriliyor... Partiye bağlanıyor... Fotoğraf yukarıda...
Uykular kaçık!
Başbakan Erdoğan’a dün Almanya’da bir gazeteci soruyor:
- Acaba şu anda muzdarip olduğunuz ve karşı durduğunuz hem yargı, hem emniyetteki paralel devleti hükümet olarak siz kurmadınız mı?
Bu soru hep sorulacak? “Aa hiç farketmemişiz, meğer koynumuzda yılan beslemişiz, farkedince yılanın başını ezmeye yöneldik” gibi yanıtlar tabii soranı kesmeyecek. Suç ortağı damgası hiç silinmeyecek..
Emniyette atama depremleri sürerken... Akla şu soru geliyor:
- Acaba AKP sağlam bir fişleme mi yaptı? Görevden alınan emniyetçilerin Cemaatin adamı olduğundan nasıl bu kadar emin olunuyor?
Sorunun yanıtı pek de zor değil... Deniyor ki:
- Bu elemanlar göreve zaten Cemaatçi oldukları için getirildi. Cemaatçi olarak kendilerine güven duyuldu, eskiden beri tanınıyorlardı...
Şimdi hallaç pamuğu gibi atılıyorlar... Peki bu tasfiyeler nereye kadar uzanacak?
AKP destekçisi Yeni Şafak’ta yazan Ali Bayramoğlu Cemaat ile ilgili diyor ki:
“Devlet içindeki kadroları mercek altına alınmış, bu kadrolar geniş bir tasfiyeye tabi tutulmaya başlanmıştır. Cemaatin en önemli insan kaynağı olan okullarla ilgili keskin bir adım tamamlanmak üzeredir...”
Anlaşılan iktidarın kolu yakında okullara da uzanacak...
Karşı taraf ise var gücüyle AKP’yi kriminalize etmeye çalışıyor...
Mehmet Barlas bu mücadelenin iki tarafın da “uykularını kaçırdığını” yazıyordu dün...
TDK
Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Mustafa Kaçalin’in Ankara’dan sık sık kaçması göze batmış.
CHP Antalya Milletvekili Av. Gürkut Acar, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yazılı olarak Kaçalin’in ne kadar gezi yaptığını sormuştu. Aldığı cevap:
“Başkan Kaçalin 2013 yılında 54 kez yurt içinde görevlendirilmiştir” oldu.
Böylece Başkan Kaçalin’in her hafta İstanbul’daki evine gitmek için kendisini görevlendirdiği ve harcırah aldığı söylentileri doğru çıktı.
Bu arada Bülent Arınç’ın Kaçalin’in görevini suistimal etmesini, hafta sonları İstanbul’a yaptığı seyahatlarin parasını devlete ödettirmesini onaylaması dikkati çekiyor...
AKP-MATİK istenmeyen fezlekeleri anında yok eder!
***
İktidarın lügatında “yasaya aykırı” demek artık,
“AKP’nin avantasına aykırı” demek oldu...
Akif Kökçe
METRO
Hande Kuday kinayeli bir tweet atmış:
“Bu millete her şeyi öğrettim, bir tek metroda inenlere öncelik vermeyi öğretemedim. Mustafa Kemal Atatürk”
Evet... Kapıya yığılıyorlar ve kapı açılınca içerdeki yolcuların boşalmasını beklemeden hurra hücum ediyorlar.
Ancak kendileri inerken dışardakilerin hücum etmesini hoş görmezler...
Saygısız, ahmak falan diye söylenirler muhtemelen...
Sebep? Şehirli olamamak mıdır? Saygısızlığı hayat biçimi haline getirmiş olmak mı?
Yoksa ikisi de mi?
AHLAK
Taraf gazetesinden ayrılarak Türkiye’de yazmaya başlayan o gazetenin eski Yazı İşleri Müdürü Yıldıray Oğur, geçenlerde bir yazısında geçmişte “kullanışlı aptal” yerine konulduklarını itiraf etti.
Taraf gazetesi bu sözlere yanıt verirken, Balyoz’la ilgili tüm iddialara yeniden sahip çıktı. Yıldıray Oğur’un son sözü şu oldu:
“Bir gazetenin kendi haberini savunmasını anlarım da, haberle ilgili olmayan yeni bir belgenin sahte olduğu halde arkasında durmak kullanışlı ahlaksızlık demektir...”
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları