Tarih:
02.04.2013
Aklınla bin yaşa!
Melih Aşık, Terörü azdırmanın en kısa yolu silahlı tarafta umut ve beklenti yaratmak sonra bu beklentileri karşılamamaktır...
Terörü azdırmanın en kısa yolu silahlı tarafta umut ve beklenti yaratmak sonra bu beklentileri karşılamamaktır... Başbakan 2005 yılında Diyarbakır çıkarmasıyla o beklentiyi yarattı... Devamını getiremedi. 2009 açılımıyla yeni beklentiler yaratıldı. Ancak bu beklentiler de karşılanamadı. Terör bu aşamalardan sonra kendince haklılık kazandı, iyice azdı...Aynı manzara tekrarlanıyor...
Barış, çözüm vs. diye başlatılan yeni açılımda da ciddiyet gözlenmiyor.
“PKK militanları silahlarını gömüp gidecekler” sözünün neresinde ciddiyet var. Miltanlar silahlarını neden teslim etmiyor da gömüyorlar mesela? Üstelik PKK tarafı da gündemlerinde bu şekilde bir çekilme bulunmadığını söylüyor. Yasa çıkarılmasını şart koşuyor.
Akil adamlar konusu ayrı tiyatro... Türkiye’nin 7 bölgesi için 7’şer kişilik 7 heyet seçilecek. Bu heyetler konferanslar, sempozyumlar vs. düzenleyerek vatandaşa “Açılım süreci”ni anlatacaklar.
İyi de çözüm adına belli olan ne var ki, neyi anlatacaklar?
Kaldı ki “akıl adam” diye ortaya atılan isimlerin tamamına yakını PKK’ya sıcak bakan cinsten... Aralarında vatandaşın mantığına güvendiği, ortak aklı temsil eden bir iki kişi ya var, ya yok...
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş bambaşka (ve daha akla yakın) konuşuyor:
- Akil insanları tek başına Sayın Başbakan’ın belirlemesi bu komisyonun ruhuna aykırı olur. Bütün partiler komisyona meşruiyet sağlayacak bir siyasi destek sunmalıdır. Akıl insanlar geri çekilme aşamasında bir gözlem gücü olarak çalışmalıdır...
BDP, örgütün çekilip çekilmediğini denetleyin diyor...
AKP “görünmeden gitsinler” havasında. Nerede bu en önemli konuda ciddiyet?
Hamitabad...
CHP Kırklareli milletvekilleri Turgut Dibek ve Mehmet Kesimoğlu, Hamitabad Santralı’nın 105 milyon dolara özelleştirilmesini “bu bir peşkeş” diyerek eleştirmişlerdi.
İhaleyi alan Limak şirketi, Türkiye’nin en eski çevrim santralı olan Hamitabad ve ihaleyle ilgili şu bilgi verdi:
- Santral ekonomik ve teknik ömrünü doldurmuştur. Yeni doğalgaz çevrim santrallerinde verimlilik %60’ın üzerinde iken Hamitabad’da bu rakam %38’dir.
- Elektrik Üretim A.Ş.’ye ait olan %100 oranındaki hisse, “hisse satış” yöntemi ile özelleştirileceğinden şirketin tüm yükümlülükleri de alıcıya geçecektir. Örneğin 14 milyon TL?olan kredi borcu yükümlülüğü devir gerçekleştiği takdirde alıcıya ait olacaktır.
- Şirketin bankada 85 milyon TL nakit, dağıtım şirketlerinden 50 milyon TL alacak ve 30 milyon TL yakıt stoğu ile devir olacağı iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır.
- Şirketin dağıtım şirketleriyle imzaladığı ve halen yürürlükte olan yüksek fiyatlı elektrik satış anlaşmalarının hiçbiri alıcıya devredilmeyecek olup, santral tamamen serbest piyasa koşullarında çalıştırılacaktır. Yani; santralin yenileme yatırımları yapılmaksızın mevcut maliyet yapısıyla faaliyet göstermesi mümkün değildir.
- Şirketin sabit işletme giderleri (personel, sistem kullanım bedeli, primer frekans yükümlülüğü, genel giderler vs) santralin yenileme yatırımı döneminde şirketin üzerinde önemli ölçüde finansal yük oluşturacaktır.
- 1,2 milyar dolarlık yenileme yatırımı yapılacaktır.
Bilgi notunda yapılacak yeni yatırımla 1200 MW’lık yeni bir santral kurulacağı belirtiliyor... CHP’li milletvekilleri acaba bu açıklamalara ne diyecekler?
Ünlü İngiliz yazar William Shakespeare de vergi kaçırmş. Vergi kaçırmak ya da kaçırmamak! İşte bütün mesele bu!
Fahrettin Fidan
Ödül
İzmir Gazeteciler Cemiyeti, bu yıl Hasan Tahsin Gazetecilik yarışmasında 18 gazeteciyi ödüllendirdi. Yarışma jürisi, Hasan Tahsin Özel Onur Ödülü’nü de lütfetti, bu sütunun yazarına verdi.
Bu değerli ödül elbette Milliyet okuruna verilmiştir.
Daha önce de yazdığımız gibi... Bu sütunda yazılanlar okur sesinin, soluğunun ve ruhunun izdüşümüdür... Aydınlık yarınlar için ortak düşüncelerdir.
Doğruyu araştırmak... Hakkı, hukuku, halkı, insanlığı savunmak... Amaç budur.
Bu sütuna katkıda bulunan yardımcım Selin Yağmur Oğuz, karikatürist Ercan Akyol, Ankara’daki arkadaşlarımız Fahrettin Fidan ve Akif Kökçe’ye de teşekkürü ihmal etmeden... Bizimle birlikte ödül alan 18 meslektaşımızı ve jüri üyelerini kutluyor, bu anlamlı ödül için çok teşekkür ediyoruz...
Kahve
Barış Yarkadaş Geçekgündem adlı sitesinde yazıyor...
Akdeniz Bölgesi’nde yaşayan Ö.Ö. adlı yurttaş bir AVM’de alışveriş yaptıktan sonra çatısındaki kafeye çıkıyor. Garsona sesleniyor:
- Usta, bana bir Türk Kahvesi...
Derken yanındaki masada oturan gençlerden biri sarkıyor:
- Irkçılık yapmaya utanmıyor musun?
Tartışma başlıyor. İtiş kakış derken polis geliyor, iş karakola yansıyor.
Okurken acaba 1 Nisan şakası mı diye baktık. Hayır, Barış bu konuyu 31 Mart’ta yazmış... Türkiye çok ilginç bir noktaya geldi. Daha doğrusu getirildi.
Erdoğan’ın aksine Öcalan ve Karayılan: “Çekilme yasa ile olur, TBMM bir yasa çıkartmalı” diyor. Teröristler yasalara daha mı saygılı ne?
Akif Kökçe
Anadil
CHP anadilde savunma adı verilen tasarıya şöyle bir muhalefet şerhi koymuştu:
“Bu tasarıyla Anayasa’nın değiştirilemez maddeleri açıkça çiğnenip Anayasa’yı ihlal suçu işlendiğinden; tasarıya muhalefet şerhi koyuyoruz.”
Tasarı CHP’nin muhalefetine rağmen yasalaştı. CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne gitmesi beklenirken ne mi oldu?
Başvuru süresi dün doldu. Uyarılara rağmen parti Anayasa Mahkemesi’ne başvurmadı. Durumun açıklaması mı?
Partinin gizli bir gündemi ve perde arkasından yürütülen Kürt siyasetinin bulunduğudur...
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları