Tarih:
09.03.2016
Aldatması kolaylı!
Melih Aşık: Cemaat, PKK derken iktidardakiler ABD tarafından da aldatılmış. Tabii faturayı kendileri değil Türk halkı ödeyecek...
Başbakan Davutoğlu, İran ziyareti sırasında yaptığı basın toplantısında diyor ki:“Son dönemde bölge dışı aktörlerin kapalı kapılar ardında bir takım planlamalar içine girdikleri anlaşılıyor…. Biz buna karşı Suriye’ye komşu bütün ülkeler, Suudi Arabistan ve İran’la birlikte, bölge dışı aktörlerin tek başlarına belirleyici olmayacakları şekilde istişare etmelerine önem veriyoruz.”
ANKA Enstitüsü uzmanlarından Cahit Dilek diyor ki:
- Aslında Davutoğlu bu açıklamasıyla bir itirafda bulunmuş oldu. O da; Türkiye’nin birlikte hareket ettiği ABD liderliğindeki koalisyonun bölgeye yönelik gizli planlarının olduğunun itirafıdır.
Başbakan Davutoğlu “Bölgenin kaderine bölge ülkeleri karar vermelidir ya da liderlik etmelidir, bölge ülkeleri işbirliği yapmalıdır” diyerek aslında bugüne kadar Türkiye’nin Ortadoğu ve özelinde Suriye politikası yanlıştır diyenleri de haklı çıkarmıştır.”
Evet bir aldatılma olayı daha var orta yerde.
Cemaat, PKK derken iktidardakiler ABD tarafından da aldatılmış.
Tabii faturayı kendileri değil Türk halkı ödeyecek...
KAFA
Piyasada “Kafa” adlı, ünlü kalemlere yer veren bir aylık dergi var.
İlber Ortaylı dostumuz da “Türkiye: Türkçe bilmeyen insanlar ülkesi” başlıklı bir yazı yazmış.
Yazının iki yerinde “takdim” yerine “taktim” deniyor.
Yazının bir başka yerinde “teşviki mesai” deyimine gözümüz takılıyor. Bunun doğrusu da “teşriki mesai” olacak malum...
İlber Ortaylı böyle basit hatalar yapar mı? Elbet yapmaz. Peki bu hatalar nasıl oluşmuş? Dizgici hatası belki. Peki bunca zengin bir yazar kadrosunu toplayan ve entelektüel bir dergi çıkarmak iddiası güden bir yayının düzeltmeni, redaktörü yok mudur?
Tekrar belirtelim. Güzel bir dergi bu... Ama böyle yayınlar böyle hataları kaldırmaz...
DENİZ
Kırmızı Kedi Yayınevi kitap kalınlığında bir Deniz Mecmuası yayımladı. Üç ayda bir yayımlanacak 215 sayfalık “Mecmua”da “Oku beni” diyen birçok yazı var... İstanbul Boğazı’nda Karantina (Nuran Yıldırım) Gemide Ayrıcalıklı Bir Yolcu: Charles Darwin(Bozkurt) Rahmi Koç Müzesi Denizcilik Koleksiyonu (Cem Gürdeniz), İstanbul Deniz Ulaşım Hayatında Pasolar (Emin Nedret İşli), Atlantik’te İlk Türk: Mustafa İhsan Denizaşan (Cem Gürdeniz), Deniz Ne Kadar Güzel Hoş (Gökhan Akçura), Mümtaz Soysal’la Söyleşi (Deniz Irak), Bir Lombozun Arkasından (Enis Batur) dergideki yazı ve yazarlardan bazıları...
Deniz kokusu almak isteyenler için güzel ve özenli bir dergi...
Ketempere...
Türkiye’nin bir anayasa sorunu yoktur.
Anayasaya uymama sorunu vardır.
Bugün sergilenen tüm antidemokrat uygulamalar, hukuksuzluklar anayasanın emri değil... Tam tersine, mevcut anayasanın da ihlali...
Buna rağmen adının önünde Prof. unvanı bulunan kimileri ekranlara çıkıyor
Türkiye’nin daha demokrat, özgürlükçü, sivil anayasaya ihtiyaç duyduğunu söylüyor, anayasa mutabakat komisyonunun toplanmasını savunuyor.
Uygulamadıktan sonra Amerikan anayasasını kabul etseniz ne yazar?
Üstelik Meclis’teki egemen partinin daha demokrat bir anayasa yapma niyetinin olmadığı gerçeği her gün yüzümüze çarpılıyor.
Cumhurbaşkanı tasarladığı başkanlık sisteminde kuvvetler uyumu istiyor, yani yargı ve yasama kendisine bağlanacak. Üstelik Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayacağını ilan ediyor.
İktidar partisi Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerine itiraz etmiyor, aksine destekliyor.
Ve muhalefet partileri AKP ile oturup daha demokrat anayasa yapmaktan dem vuruyor. Aslında MHP ve HDP masaya yeni anayasa yapmak için oturmuyor. Bu kadar zekâ özürlü değiller. Başkanlığa yeşil ışık karşılığında bir şeyler almak umuduyla oturuyorlar.
Türk halkı yine ketempereye getiriliyor.
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları