Tarih:
23.05.2013
Amerika dümeni
Melih Aşık, 'Washington’a götürdüğü talep dosyası ve aldığı hayal kırıklığı yaratan cevaplar bu soruyu da aydınlatıyor.'
İşte size Amerika’nın dünya jandarmalığı rolünü en iyi yorumlayan demeçlerden biri... 30 Ocak 1991 tarihinde Körfez Savaşı sırasında basına yansıyan demeç aynen şöyle:“Körfez Savaşı ABD’nin emperyalizmi ve siyonizmi dünyaya hakim kılmak için yaptığı bir savaştır. ABD Rusya sorununu çözdükten sonra bütün dünyayı kendi emrinde tek bir devlet yapma kararı aldı. Böylece siyonizmin egemenlik planı yürürlüğe konuldu. Türkiye’deki üslerin NATO maksatları dışında kullanılmayacağı yasaların hükmüdür. Fakat bugünkü uygulamada bu üsler NATO’ya değil ABD’nin emrine verilmiştir...”
Bu sözlerin sahibi mi? Biraz şaşırtıcı bir gerçek; Recep Tayyip Erdoğan... O yıllarda Refah Partisi İstanbul İl Başkanı olan Erdoğan, oldukça doğru çizgide konuşuyor.
İktidara gelirken ve sonrasında ise ABD’nin dümen suyuna girilmiştir. Peki ABD dostluğu Erdoğan’a ve Türkiye’ye hayır getirdi mi?
Washington’a götürdüğü talep dosyası ve aldığı hayal kırıklığı yaratan cevaplar bu soruyu da aydınlatıyor. Gelinen sonucu Onur Öymen şöyle özetliyor:
“Hazin olan, Türkiye’nin, izlemek istediği politikaları Amerika’nın desteği olmadan gerçekleştiremeyeceğinin ortaya çıkmasıdır...”
Türkiye artık ABD dümensuyunda ilerlemekten ibaret tek boyutlu bir dış politikanın izleyicisidir. Atatürk’ün bağımsız Türkiye’si bu!
Tahrikçi bakış!
Haber dün BirGün gazetesinde yayımlandı... Marmara Üniversitesi Felsefe Kulübü yemekhane önünde stant açmış... Gerisini tutanaktan okuyoruz:
“Standı açan öğrencilerden birisi olan Erce TİLAV (Müh. Fak.) grup arkadaşlarıyla oturduğu sırada yoldan geçmekte olan karşıt gruba mensup Ömer Faruk KAÇAR, Kadir KARACA ve Kazım Umut GÜLLE isimli öğrencilere tahrik edici bir şekilde bakmıştır. Kendilerine bakıldığını gören öğrenciler de ne bakıyorsunuz demek süratiyle karşılık vermişler ve aralarında sözlü sataşma yaşanmıştır.”
Öğrenci Erce Tilav, bu yüzden okul idaresince ifadeye çağırılıyor.
Suçu: Yukarda görüldüğü gibi... Diğer öğrencilere “tahrik edici” şekilde bakmak!
Bu arada devlet kadrolarına yeni alınacak 10 bin koruma memurunun önemli bölümünün üniversitelerde görevlendirileceği belirtiliyor.
Ayşenur Arslan, Yurt’taki köşesinde üniversitelere çağrı yapıyor:
“Üniversiteli gençler ile ‘işsiz kalma’ korkusu içinde copuna, biber gazına sarılacak gençler karşı karşıya getirilecek.
Sayın hocalar, değerli akademisyenler, üniversitelerinize sahip çıkın. Bilimsel ve insani onurunuzu düşünün. Üniversitelere faşizmin ayak basmasına izin vermeyin.”
Çelenk
Kırklareli’nin Vize ilçesinde 23 Nisan’da olduğu gibi 19 Mayıs’ta da Atatürk anıtına çelenk konulduğu için CHP yöneticilerine para cezası verildi. Kabahatler Kanunu’na göre işlem yapan Kaymakamlık 182 lira ceza kesti.
CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek konuyu Meclis’e getirdi.
İyi de... CHP neden her defasında böyle perakende tepkilerle durumu geçiştiriyor?
Neden ulusal bayramlarda tören ve çelenk yasaklarının toptan kaldırılması için kampanya başlatmıyor?
Bu kadar haklı bir meseleyi politika haline getirmekte neden tereddüt ediyor?
Süslüm
Süslüm
“Süslümanlar”ı duymamıştık... Akşam’da Nilay Örnek’in yazısını okuyunca bilgilendik. Kim miymiş onlar:
“İyi eğitimli, genç, güzel, zengin ve başörtülüler. Abartılı yaşam tarzlarını, ‘marka’ eşyalarını, altın USB ya da gül kabartmalı gözlüklerini, tasarımcı imzası taşıyan ‘kombinlerini’ sürekli Instagram’da paylaşıyorlar...”
Kâğıt
Ülkemizin ilk kağıt müzesi olan İbrahim Müteferrika Kağıt Müzesi, önümüzdeki cumartesi günü Kültür Bakanı Ömer Çelik’in de katılımıyla Yalova Belediyesi Raif Dinçkök Kültür Merkezi’nde açılıyor. 1727 yılında kurulan ilk Türk matbaasının kağıt ihtiyacını karşılamak amacıyla, Divan-ı Hümayun tarihçisi İbrahim Müteferrika Efendi bir kağıthane kurulması için girişimde bulunmuş... O zamanki adı Yalakabad olan Yalova’nın Saruhanlı köyünde ilk Osmanlı kağıthanesi 1744 yılında faaliyete geçmiş... Kağıthane-i Yalakabad, Osmanlı’da bilinen ilk kağıt üretim merkezi... Yalova’ya yolunuz düşerse bu müzeyi, tabii unutmadan Atatürk’ün Yürüyen Köşk’ünü gezmeyi unutmayınız...
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları