Tarih:
18.08.2015
Anayasa krizi
Melih Aşık; Tüpten çıkan macunu tekrar tüpe sokmak ne kadar mümkünse Tayyip Bey’i mevcut Anayasa’nın sınırları içine sokmak o kadar mümkündür...
Cumhurbaşkanı Erdoğan o mesajı daha önce vermişti ama üzerinde pek durulmadı. Erdoğan aylar önce:- Parlamenter sistem bekleme odasına alınmıştır, dediğinde de Anayasa’nın rafa kaldırıldığını açıkça ilan etmişti. Son mesajı biraz daha açık:
- Türkiye 10 Ağustos 2014 tarihinde milletin doğrudan Cumhurbaşkanı’nı seçmesiyle yeni bir döneme girmiştir. Artık ülkede sembolik değil, fiili gücü olan bir Cumhurbaşkanı var. İster kabul edilsin, ister edilmesin; Türkiye’nin yönetim sistemi bu anlamda değişmiştir. Şimdi yapılması gereken bu fiili durumun hukuki çerçevesinin yeni bir anayasa ile netleştirilmesidir”
Tayyip Erdoğan halkın kendisini başkan seçtiğini iddia ederek bu fiili duruma hukuki kılıf dikilmesini istiyor. Aynı zamanda Anayasa’nın değişmesini beklemeden fiili durum yarattığını, Anayasa dışı hareket ettiğini itiraf ediyor. Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu diyor ki:
- Bizim seçtiğimiz kişiler, Anayasa’nın bekçiliğini yapmak durumundadır. Bence Anayasa’nın yürürlükten kalkması değil, ‘Anayasa yürürlükten kalktı’ diyen kişinin kendi kendini Anayasa dışına çıkarması söz konusudur.
Erdoğan’a yeni kılıf mı dikilecek yoksa o anayasal sınırlar içine mi girecek?
Bir dostumuzun tespiti: Tüpten çıkan macunu tekrar tüpe sokmak ne kadar mümkünse Tayyip Bey’i mevcut Anayasa’nın sınırları içine sokmak o kadar mümkündür...Türkiye bir de Anayasa krizi yaşamaktadır.
PATRİ
Almanya’dan sonra Amerika da Patriotları çekiyormuş...
Onlar zaten dekordu...
20 kilometrelik bir alanı koruyabiliyordu.
Sırf Esad’ı saldırgan göstermek, her an bir saldırı gelebilirmiş havası vermek için getirilmişti.
Hatay üzerinde bile bir Patriot koruması yoktu.
Üstelik füzeleri yöneten askerlerin masraflarını Türkiye karşılıyordu
Boşuna milyonlarca lira masraf yaptık.
Güle güle gitsinler.
RTE “Türkiye’nin yönetim sistemi resmen değişmiştir” diyor.
Bu durumda ortada Başbakan sıfatıyla gezen Davutoğlu ne iş yapıyor?
Akif Kökçe
ALTIN
Londra olimpiyatlarında 1500 metrede birinci olan Aslı Çakır Alptekin’in altın madalyası Uluslararası Atletizm Federasyonu (IAAF) tarafından geri alındı. Aslı Çakır’a 8 yıl yarışmadan men cezası verildi
110 Engelli’de Avrupa Şampiyonu olan Nevin Yanıt’ın madalyası da bir süre önce geri alınmış, üç yıl ceza verilmişti.
Bu sporculara devlet tarafından da yüklü ödüller verilmişti. Bu ödüller ne oldu? Geri alındığını hiç duymadık. Bu atletlerin çalıştırıcıları sorgulanıyor mu? Onu da duymadık. Hiçbir atlet kendi kafasına göre doping yapmaz. Mutlaka onu da bir yöneten vardır.
Eğer devlet dopingi sorgulamıyor ve verdiği ödülleri geri almıyorsa dopingi teşvik ediyor demektir.
*
“Bir kalbin içinde ne taşındığını asla bilemezsin. Kırmadan önce iyi düşün, belki de içindeki sensin.”
*
Sorun finansta!
İktidar ve hükümet sözcülerine bakarsanız bu defa kesin kararlılar; PKK ile mücadeleyi, kökünü kazıyana kadar sürdürecekler.
İnanalım mı? Bu sözlerinde samimiler mi? Merkez Parti Genel Başkanı Abdürrahim Karslı’ya göre, “İnanmayın, samimi değiller.” Neden böyle düşündüğünü Sözcü gazetesinde, Hande Zeyrek’e şöyle anlatıyor.
“Şu anda dünyada uyuşturucudan sirküle edilen yıllık ciro 400 milyar dolar. Bunun yüzde 60’ını PKK alıp satıyor. Böyle bir örgütü Kandil’i bombalayarak yok edebilir misiniz? Devlet samimi olsa, PKK’yı yok etmek istese önce bunun finans bağlantılarını kurutması gerek. İsviçre’ye gitseniz, örgütün milyar dolarlarca kara parası var. Önce o paraya el koyması lazım. “
Karslı, PKK terörünün neden önlenemediğine ilişkin de şu iddiada bulunuyor.
“PKK kimin projesiyse AKP de onların projesi. AKP kendi başına hareket edemiyor. AKP’nin başındaki insan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) dedi. Bu projede de devletlerin coğrafi planlarını değiştirmek var. Bu coğrafi planları değiştirmek için terör olmak zorunda”
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları