Anayasa’nın akıbeti!
Melih Aşık yazdı, Anayasa Uzlaşma Komisyonu tatile girdi... Tatilden sonra ne olacak?
Anayasa Uzlaşma Komisyonu tatile girdi... Tatilden sonra ne olacak? Diyelim ki komisyon tüm maddelerde anlaşmaya vardı. Taslak Genel Kurul’a geldi.
Peki bu taslağın Meclis’ten aynen geçmesi garanti mi?
O garantinin çöktüğünü söyleyebiliriz.
Bilindiği gibi ön anlaşma gereği 4 parti temsilcisinin onayını almayan hiçbir konu komisyondan geçmiyor. Aynı şekilde Anayasa Komisyonu ve Genel Kurul’da dört partinin onayını almayan hiçbir değişikliğin yapılamayacağı konusunda da ön anlaşma mevcut. Geçenlerde komisyon üyeleri Başbakan’ı ziyaret ettiğinde CHP’li üye Atilla Kart kendisine soruyor:
- Geçenlerde 12 Eylül 2010 referandumunda yapılan değişiklikler bizim kırmızı çizgilerimizdir, onlara dokundurtmayız, dediniz. Bu durum bizde, komisyonumuzdan çıkacak taslağın Anayasa Komisyonu veya Genel Kurul’da partinizin vereceği değişiklik önergeleriyle değiştirilebileceği kuşkusunu doğurmuştur, ne dersiniz?
Başbakan’ın soruya yanıtı şu oluyor:
- Biz Meclis’in iradesine müdahale edemeyiz...
Bu yanıt ne anlama geliyor?
Komisyon’da istediğiniz kadar mutabakat sağlayın, biz Genel Kurul’da istediğimiz değişiklikleri yaparız...
* * *
Başbakan, Anayasa Komisyonu’nun çalışmaya başlarken saptadığı temel ilkeyi tanımıyor. Anayasa’yı Genel Kurul’da istediği gibi biçimleyeceğini açıklıyor... Bu durumda 4 partili Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun “yeni anayasa dört parti tarafından hazırlandı” süsünü vermek dışında ne gibi bir işlevi oluyor?
Kemal Kılıçdaroğlu AKP’ye böyle bir katkı sunmakta acaba nasıl bir yarar görüyor? Figüran olmak gibi bir zevkleri mi var?
Kopya masalları...
ÖSYM Başkanı Ali Demir “KPSS’de kopya olmadı” iddiasına kimseyi inandıramaz.
Beyaz Kalem Dershanesi ile ÖSYM’nin sorularını yan yana koyalım:
Beyaz Kalem Dershanesi’nin yayınladığı soru şöyle:
“Eski Türk devletlerinde hükümdara yönetme yetkisini Tanrı tarafından verildiğine inanılmıştır.
Aşağıdakilerden hangisi, İslamiyet’ten önce kurulan Türk devletlerinde bu yetkiye verilen addır?”
Sınavda sorulan soru da tek bir harf farkıyla aynı. Bir başka soru şöyle:
“Aşağıdakilerden hangisinin, Osmanlı Devleti’nde ticareti geliştirmek ve ticaret yollarında güvenliği sağlamak amacıyla yapıldığı savunulamaz?”
Bu soru da hem kitapçıkta hem sınavda virgülüne kadar aynı.
120 dakikada 120 soruyla boğuşan öğrenci vakit bulup bu soruları ezberleyecek ve çıkışta aynen yazacak... Kimsenin külahına anlatamazsınız...
* * *
2010 yılında ilk kopya skandalı yaşandı... ÖSYM’yi 34 yıl gözü gibi kollayan, tek skandal yaratmadan yöneten Ünal Yarımağan bu kopya bahanesiyle yerinden oynatıldı. O zaman da yazdık... Hâlâ faili meçhul (aslında malum) olan o kopya olayı aslında ÖSYM’yi soysuzlaştırmak içindi. Amaca varıldı. Ali Demir’in atanmasından sonra artık her sınav ayrı skandal. Geçenlerde avukatların hâkimlik sınavı yapıldı. Yazılıyı birinci ve ikinci sırada bir karı koca kazandı. CHP’li Atilla Kart açıklamalar yaptı, cevap istedi. Ali Demir oralı bile olmuyor. ÖSYM sınavlarında kopya çekilmesine herkesin alışması bekleniyor. Adaletsizlik ve ahlak düşkünlüğü hiç bu düzeye çıkmamıştı bu ülkede.
“AKP faşist katilleri serbest bırakıyor” eleştirisi
“Daha kaç yıl yatacaklardı ki?” diye yanıtlanıyor.
Katilleri bilmiyoruz ama katledilenler sonsuza dek yatıyor...
Gülhan Elmas
Saray
Başbakan Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nın bir bölümünü ofis olarak kullanırken... Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü’nün de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için ‘kabul salonu ve çalışma odası’ olarak hazırlandığı bildiriliyor.
Gül misafirlerini Mabeyn Köşkü’nde kabul edecekmiş...
Ne diyor Mehmet Akif:
“Seni ancak ebediyetler eder istiab”
Yani “Sen ancak ebediyetlere sığarsın” diyor...
İzin verilirse ondan esinlenerek biz de büyüklerimize şöyle seslenelim...
“Sizi ancak Osmanlı sarayları eder istiab...”
İstanbul’daki Fatih Sultan Mehmet köprüsünün girişine büfe ve tuvalet yapılacakmış. Otel yapılsa daha iyi...
Haldun?Ertem
Hüzün
Genelkurmay Başkanlığı dün yeni bir açıklamayla kafaları biraz daha karıştırdı. İşte o açıklama:
‘’Kriminal inceleme sonucuna göre, uçağımızın Suriye tarafından iddia edildiği gibi bir uçaksavar ateşi ile düşürülme ihtimalinin ortadan kalktığı görülmüştür. Deniz dibindeki önemli parçaların çıkarılıp teknik incelemeleri tamamlandıktan sonra uçağımızın Suriye tarafından nasıl düşürüldüğünü tespit etmek mümkün olabilecektir’’
Uçaksavar kullanılmamış. Füze izi yok. Peki bu uçak nasıl düşürülmüş? Bilinmiyor. Dipteki parçalar çıkarıldıktan sonra tespit edilecekmiş. İlginç olan... Nasıl düşürüldüğü bilinmiyor ama Suriye’nin düşürdüğü biliniyor. İfade o yönde. İki gün önce “Suriye tarafından düşürüldüğü iddia edilen” ifadesi kullanılmıştı. Demek son iki günde Suriye’nin düşürdüğü kesinleşti! Ama nasıl düşürdüğü bilinmiyor. Uçağın nasıl düşürüldüğünü bilemeden kimin düşürdüğünü nasıl böylesine kesin bilebiliyoruz?
Genelkurmay’ın hali hüzün veriyor...
Kıdem tazminatına “Avusturya Modeli” geliyormuş. Valla kıdem tazminatı gittikten sonra Avusturya değil “Top Model” gelse ne olur ki!
Fahrettin Fidan
Milliyet/Melih Aşık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları