Ankara - İstanbul

Melih Aşık; Atatürk sonrasına sataştı. Bu da bir terakki sayılır! Bugün Pamukova’da 39 kişinin hayatını kaybettiği hızlandırılmış tren faciasının 10. yıldönümündeyiz.

Ankara İstanbul arası Yüksek Hızlı Tren YHT hattı açıldı. YHT’nın 4 milyarlık yatırımını cebinden ödeyen vatandaşları, hattı inşa eden mühendis ve işçileri, planlamayı yapan ve kararları veren siyasetçileri kutluyoruz...
Ankara’da okuduğumuz 60’lı yıllarda İstanbul’a Gazanfer Bilge otobüsleriyle gider gelirdik. Kısa adı GAZO idi. Bilet on liraydı. Yol 8 saat sürerdi. Tren ise 12 saatti. Demiryoluna yatırım iyi oldu. Tren artık uçağı da yakaladı. İki büyük kent arası 3,5 saate indi.
Başbakan yaptığı konuşmada neyse ki bu sefer Atatürk dönemini küçültmeye kalkışmadı. Atatürk sonrasına sataştı. Bu da bir terakki sayılır! Bugün Pamukova’da 39 kişinin hayatını kaybettiği hızlandırılmış tren faciasının 10. yıldönümündeyiz.
Bu defa da YHT hattının seçim yatırımı uğruna tamamlanmadan açıldığı iddia ediliyor. Nitekim dün küçük bir kaza da oldu.
Birleşik Taşımacılık Sendikası uyarıyor:
* Proje henüz hazır değil. Eskişehir - Pendik arasında kullanılan sinyalizasyon ve emniyet sistemleri henüz tamamlanmadı. İzmet- Gebze arasındaki bazı istasyon bölgelerinde yolun kendi emniyet sistemi yok. Hatları ve makasları korumak üzere TCDD çalışanları görevlendirildi.
* Diğer ülkelerde bu trenler kendi özel hatlarını kullanırlar. Ankara - İstanbul hızlı treninde bazı noktalarda eski hatlar kullanılacak. Dolayısıyla trenler bu hatlara geldiklerinde hız düşürmek zorunda kalacak.
Geçmişte uyarılara kulak vermedik şehit verdik. Dileriz bu defa şansımız yaver gider.

YSK?ne yapar?

Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş seçim kampanyasını kendilerinin ve taraftarlarının mütevazı imkan ve yardımlarıyla sürdürürken, üçüncü aday Tayyip Erdoğan devletin bütün olanaklarını kendisi için seferber etmiş durumda. Uçaksa uçak, helikopterse helikopter, makam aracıysa makam aracı... Bakanlar, müsteşarlar, valiler, kaymakamlar... TRT’sinden DSİ’sine devletin bütün kurumları emrinde. En ufak bir etik kaygı duymadan hepsini tepe tepe kullanıyor.
Bu durumda cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının eşit ve adil koşullarda yürütüldüğünü söylemek mümkün mü? Bu koşulları sağlamakla görevli YSK’nin bu açık ihlal karşısında sessiz kalması doğru mudur? Eski Adalet bakanlarından Hikmet Sami Türk’ü dinliyoruz;
“Seçim takvimine göre seçim yasakları 31 Temmuz günü başlayacak. Başbakan o tarihten sonra devletin uçağı, helikopteri, makam aracı başta olmak üzere hiçbir imkanını kullanamayacak. Ama seçim kampanyası çoktan başladı ve öyle görünüyor ki Başbakan 31 Temmuz’a kadar devletin olanaklarını sonuna dek kullanacak. YSK’nin yapacağı tek şey, Başbakan’ı devlet olanaklarını kullanmamaya çağıran bir açıklama yapmasıdır....”
Ne var ki YSK susuyor. Ve anlaşılıyor ki... Seçim yasakları da Başbakan’ın lehine düzenlenmiş... 10 güne sıkıştırılmış. Öncesinde Başbakan’a propaganda avantajı sağlanmış...

KULAK

Emniyet mensupları yasa dışı dinlemelerden dolayı peşpeşe gözaltına alınır veya tutuklanırken akla eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın bu yoldaki şikayetlere verdiği yanıt geliyor:
- Yasa dışı bir şey konuşmuyorsanız tedirgin olmanıza gerek yoktur...
Bu sorumsuzluk düzeyinden bugünlere geldik...
Yüzü aşkın emniyetçi sorguya çekiliyor...
Sahte isimlerle gazeteciler,siyasetçiler,bürokratlar dinlenmiş...
Ancak ne hikmetse... Onca insan dinlenirken.. Ve onca insan bu dinlemelerden yakınırken... İçişleri Bakanı’nın hiç haberi olmamış... Veya... Haberi yok gibi yapmış. Bu alanda yetkiyi paralel yapıya bırakmışlar. Kendileri dinlenince ayıldılar!

Ülkenin parçalanmasının adı “barış süreci” oldu.
Normaldir!
Bunlar Anadolu’yu parçalayan Sevr’e de “Barış Anlaşması” diyor...
Akif Kökçe

ÖDÜL

Başbakan’a ABD’deki Musevi lobisi tarafından iki madalya verildi.
Birincisi 2004’te terörizmle savaş ve Türkiye’deki Yahudileri koruma çabalarından dolayı Amerikan Yahudi Kongresi (ACJ) tarafından cesaret madalyası idi...
İkincisi 2005 yılında 2. Dünya Savaşı’nda Hitler tarafından soykırıma uğratılan Yahudileri kurtaran kahraman Türk diplomatların anısına verildi...
Madalyayı geri isteyen AJC... Sebebi Erdoğan’ın Hamas’ı kışkırttığı iddiası ve Hitler benzetmeleri...
Hükümet ise madalyayı vermiyor... Biz İsrail devletini eleştirdik, madalyanın verilmesine sebep olan konularda tutumumuz değişmedi diyor... Demek madalyaya çok değer veriliyor...

TİVİT

Tebrik ederim kardeşim, yine çok güzel Hitler övmüşsün. Yaşasaydı aşağı ırksın diye seni hayvanat bahçesine kapatırdı ama yine de öv tabii...