Asrın procesi...

Melih Aşık, Asrın projesi Marmaray mı? Meclis’e türbanın girişiyle bir adım daha atan yeni İslami rejim mi? Ne dersiniz?

Asrın projesi Marmaray mı? Meclis’e türbanın girişiyle bir adım daha atan yeni İslami rejim mi? Ne dersiniz?
CHP’li Şafak Pavey’in Meclis’te pantolon giymesi AKP’lilerin oylarıyla geçen yıl reddedilmişti.

Aynı AKP’liler türbanı Meclis’e dün:
- Bırakalım efendim kadınlar istedikleri gibi giyinebilsinler, diye vidaladı.
Pantolon giymesi Meclis kararıyla engellenen Şafak Pavey güzel bir konuşma yaptı:
“Sayın bir vekilin şu sözünü duydum. Başımı açarak bir daha kirlenmeyeceğim. Bu durumda başı açık olanlar kirlenmişler midir? Görülüyor ki bir arada yaşama efsanemiz çökmüş...”
“Başımı açarak bir daha kirlenmeyeceğim” sözleri bundan sonrasının da yol haritasıdır.
Şimdilik özgürlük geldi diye bayram eden başı açıkların da geleceğini haber vermektedir.
Okurlarımız dün mesajlarında soruyordu:
“Kadın hakları için, çocuk gelinler için, kadın cinayetleri için, inanç özgürlüğü için bu hanımlar ve partileri neden bugüne kadar bir girişimde bulunmamışlar?”
Daha çok şey sorulabilir. Sonuç değişmez. CHP gelişmeyi genel başkanın ağzından ve laiklik açısından eleştiri süzgecine sokabilirdi. Mırın kırınla geçiştirdi. AKP’nin sessiz destekçisi olmayı tercih etti. “Efendim bize dinsiz demesinler” diye yersiz korkunun (ya da mazeretin) peşinde rahata alışmış durumdalar kendileri...

Sarıgül dönerken...

2004 yılı Mart ayı, CHP grup toplantı salonu... Dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal kürsüde, DSP’den CHP’ye geçen Mustafa Sarıgül’ü şu sözlerle takdim ediyor salondakilere;
“Ateş gibi, cıvıl cıvıl, ele avuca gelmeyen bir belediye başkanımızı partimize üye yapıyoruz.”
Aradan bir yıl geçiyor. Aynı Deniz Baykal, karşısına aday olarak çıkan Mustafa Sarıgül için kurultay delegelerine şunu söylüyor;
“Partimize İstanbul Şişli’den giren siyaset virüsünü söküp atıyoruz.”
Mustafa Sarıgül, 3. kez yuvaya (CHP’ye) dönmeye hazırlanırken... Dün kendisini Şişli Belediyesi’nde ziyaret eden Adnan Keskin konuşuyor:
“Türkiye’nin ufkunda bir yıldız gibi parlayan Mustafa Sarıgül’ün yuvasına dönme kararını kutluyoruz.”
CHP Parti Meclis’i 3 Kasım’da Sarıgül’ün partiye dönüşünü görüşecek. PM üyelerinden Birgül Ayman diyor ki:
“Parti üyesi olmayan bir kişinin ayağına gidip onu partiye davet etmek yanlıştır.
Partiden ihraç edilmiş biri hakkındaki kararı kaldırmak Parti Meclisi’nin yetkisindedir. Bu hareket PM’ye saygısızlıktır... “

Ordu Evi

İstanbul Harbiye’de özgün ve estetik bir yapı olan Radyo Evi binasının birkaç yıl önce yıkılıp otel yapılması gündeme getirildi. Bunu gündeme getiren liberal yazar Mehmet Barlas idi. Daha sonra binanın Birleşmiş Milletler’e verilmesi söz konusu oldu. İtirazlar devreye girdi. Son durum nedir bilmiyoruz...
Ama kulağımıza başka bir haber çalındı...
Radyo Evi’nin karşısındaki Harbiye Ordu Evi’nin askeriyeden alınıp otele dönüştürülmesi... Proje ile TOKİ’nin ilgilendiği söyleniyor.
TOKİ bu konuda bir açıklama yaparsa memnun olur, yayımlarız...

ODTÜ ormanını yok eden yol
“Tarım Bakanlığı arazisine zarar vermesin” diye tünel yapılacakmış.
Pes!
AKP iktidarı ağaçları bile yandaş ve karşıt diye ikiye ayırıyor...
***
Camide “kadın ve erkek” ayrımı yapıldığına göre
Meclis’te de “kadın ve erkeklerin”
ayrı bölümlerde oturması gerekir artık...
Akif Kökçe

CİZRE

Genelkurmay Cizre’de bıçaklanan bir erle ilgili açıklama yapıyor:
“Anılan er, 28 Ekim’de saat 14.30 civarında Cizre’de belirtilen bina önünden geçerken (PKK’nin kolu) YDG-H mensupları tarafından yanlarına çağrılmıştır. Er, söz konusu grup üyelerinin yanlarına gitmeyi reddedince, grup üyelerinden biri eri sırtının sol tarafından bıçaklamıştır. Olayı müteakip er, Cizre Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alınmıştır.”
Peki saldırganlar ne olmuş? Barış süreci içinde ellerini kollarını sallayarak gitmişler.Türk ordusu Güneydoğu’da şamar oğlanı muamelesi görmektedir. Özeti bu...
* TWEET
Demirel “Başı bağlı okumak isteyenler Arabistan’a gitsin” demişti.
Gittiler, geldiler, Meclis’e girdiler.


Melih Aşık / Milliyet