Tarih:
30.12.2015
Aydın diyerek
Melih Aşık; Güçlülere şirinlik yaparak bir süre iktidarın nimetlerinden yararlanıyorlar. Çoğunu satın almak için para da gerekmez. Bir kokteyl davetiyesi ya da biraz adam yerine konulma karşılığı yalakalığa hazırdırlar.
Selocan diye deli oluyorlardı...Selocan ve partisi HDP demokrattı, solcuydu, Türkiyelileşmişti...
Özellikle birtakım hanım yazarlar...
Selocan diyor başka bir şey demiyorlardı,...
Biz “Yahu demokrat adamın bir ayağı İmralı, öteki Kandil’de olur mu”, “Demokrat adam Apo’ya methiye düzer mi?” falan diye sorduğumuzda bön bön bakıyorlardı.
Selocan Kandil ağzıyla konuşmaya başlayınca savunamaz oldular. Şimdilik sustular.
Bu aydınların Soner Yalçın dün güzel bir fotoğrafını çekmişti...
Bunlar AKP için, Erdoğan için, Fethullah Gülen için methiyeler düzmüş peşinden “Yanıldık” demişlerdir.
Ergenekon - Balyoz davalarının savcılığına soyundular, sonra yanıldık dediler.
Hemen tümü “Yetmez ama evet” çidir. 2010 yılına kadar AKP’ye koltukçuluk yapmış, sonra “Pardon” demişlerdir.
Mürekkep yalamış, aydın namusuna sahip adam bu kadar sık ve kolay yanılır mı? Okuma yazması olmayan vatandaş sağduyusuyla doğruyu bulurken bunlar neden bu kadar sık yanılıyor?
Aslında yanılmıyorlar... Güçlülere şirinlik yaparak bir süre iktidarın nimetlerinden yararlanıyorlar. Çoğunu satın almak için para da gerekmez. Bir kokteyl davetiyesi ya da biraz adam yerine konulma karşılığı yalakalığa hazırdırlar. Bir kısmı AB ve ABD’den proje, konferans daveti vs beklentisi içindedir.
Aslında yanılmazlar. Sadece bir süre halkı yanıltır, bunun onursuz rantıyla geçinirler.
PEMBE
Ağırlığını PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG’nin oluşturduğu Demokratik Suriye Güçleri “kırmızı çizgimiz” dediğimiz Fırat’ın batısına geçti.
İktidar kaynakları Fırat’ın batısına geçenin “Demokratik Suriye Güçleri” olduğunu söylüyor ama.. Herhalde onlar da bu şemsiye altındaki en kalabalık ve güçlü grubun PYD/YPG olduğunu biliyorlar. Ama çaresizler. Çünkü Rus uçağını düşürüp peşinden zafer çığlıkları atarak Rusya’yı karşımıza alınca elimiz kolumuz bağlandı.
Şimdiye kadar Kerkük dahil çok kırmızı çizgi pembe oldu. Ankara sustu oturdu.
Hiç değilse ikide bir orayı burayı kırmızı çizgi ilan etmesek de... Dünyaya mahcup olmasak...
PKK “Öz yönetim” cesaretini nereden alıyor?
Açılım sürecinde kendilerine “öz”,
yurtseverlere “üvey” evlat muamelesi yapılmasından…
***
İktidarın ODTÜ’ye düşman olmasının nedeni ne?
Ankara’da yeşil olarak bir tek orasının kalmış olması değil mi?
Akif Kökçe
SORU
Ülkede demokrasi isteniyorsa önce parti içi demokrasinin yerleşmesi gerekir. Bunu bir kenara not edelim. Peşinden CHP’nin demokratça bazı çağrılarını anımsatalım... Örneğin seçimlerde ülke barajının yüzde 10’un altına inmesini savunuyorlar. Ki son derece haklılar. Yüzde 10 barajlı demokrasi olmaz. Baraj yüzde 5 hatta yüzde 3’e inmeli. Diyor ve geliyoruz Emekli Yargıç Ömer Eminağaoğlu’nun haklı sorusuna. Diyor ki:
- CHP madem demokrat, madem barajın yüzde 10’un altına inmesini savunuyor. O zaman...
Neden kurultayda bir isim delegelerin en az yüzde 10’u yani 125 adayın önerisiyle aday olabiliyor... Neden başkan adaylığı bu kadar zorlaştırılıyor?
İstanbul Barosu
PKK ve sözcülerinin “öz yönetim” çağrısı hayli sert kayalara çarptı.
İstanbul Barosu da keskin ve köşeli bir bildiriyle öz yönetim hevesine ağır bir yanıt verdi... Dedi ki Baro:
“Ayrılık deklarasyonu anlamında dile getirilen bu talepler emperyalizm destekli bir etnik kalkışma ve ayaklanmanın ulaştığı aşamayı göstermektedir.
Bu deklarasyonu kaleme alanlar emperyalizmin Türkiye üzerindeki 100 yıllık rüyasının güdümlü ve gönüllü taşeronlarıdırlar.
Bu talepler, şimdiye kadar halkı aldatmak için takılan bazı maskeleri indirmiş, makyajları dökmüş, deyim yerindeyse takke düşmüş, kel görünmüştür.”
Bildiride HDP’nin de net bir fotoğrafı çekiliyor, şöyle deniyor:
“Kendisini ‘Türkiye Partisi’ olarak göstermeye çalışan, bölgedeki feodal düzene karşı tek kelime etmeyen, emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki varlığından rahatsız olmak bir yana onları davet eden, olaylara emekçinin ve yoksul halkın safından bakmak yerine etnik gözle bakan, ‘demokrasi, barış, siyasi çözüm’ sözcüklerini dilinden düşürmeyen, tekke ve zaviyelerin açılması yönünde kanun teklifi veren, gerici ayaklanmaları anan ve kutsayan bir partinin, bu taleplere olan desteği ile birlikte gerçek yüzü ve amacı, ne kadar ‘Türkiye partisi’ ve ‘sol’ olduğu da tam olarak ortaya çıkmış bulunmaktadır. Gerek bu parti gerekse terör örgütü hiç bir şekilde Kürt kökenli yurttaşlarımızı temsil etmemektedir.”
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları