loading
close
SON DAKİKALAR

Baba'ca 28 Şubat

Melih Aşık
Tarih: 09.01.2013

Darbe soruşturmaları demokrasinin ortadan kaldırılmasını perdeleyen bir sivilleşme şovuna dönüşmemeli...

28 Şubat’la ilgili soruşturmalar ve tartışmalar sürerken... Tutuklu generaller hapiste 7 aydır iddianame beklerken... 
Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel arkadaşımız Fikret Bila’ya olayın kendi yönünden görünüşünü anlatıyor:

“28 Şubat’ta yapılan yanlış bir şey yoktur. Her şey Anayasa içinde cereyan etmiştir. Şimdi 28 Şubat’a darbe diyorlar. Neresi darbe? Ne olmuş 28 Şubat’ta? Parlamento fesh mi edilmiş? Hükümet alaşağı mı edilmiş? Siyasi partiler mi kapatılmış? Milletvekilleri mi tutuklanıp götürülmüş? Ne yapılmış? Bunlar yapılmamış, 28 Şubat’ta Milli Güvenlik Kurulu toplanmış, kararlar almış. Bunları herkes imzalamış ve sonra da uygulanmış. Hükümet görevinin başında kalmış. 3,5-4 ay sonra istifa etmiş. Anayasaya göre yenisi kurulmuş. Buna darbe denilmez.”

* * *

Demirel’in çizdiği bu tabloya rağmen 28 Şubat’ın darbe olduğunu ispata yönelik yoğun bir çalışma var.

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu yedi ay süren çalışma sonunda, 1404 sayfalık bir rapor hazırladı...

Komisyon, 27 Mayıs ve 12 Mart darbeleri için toplam 19 kişiyi, 12 Eylül darbesi için 29 kişiyi; buna karşılık 28 Şubat süreci için 108 kişiyi dinledi. Sadece bu tablo bile komisyonun önceliğinin ve asıl amacının 28 Şubat sürecini mercek altına almak olduğunu gösteriyor...

Komisyonun CHP’li üyeleri bu komisyonun amacının Ankara’da açılan 28 Şubat soruşturmasına malzeme sağlamak olduğunu söylüyor.

Darbeler elbet soruşturulmalı... Ancak darbe soruşturmaları intikam operasyonuna... Veya olağan ortamda demokrasinin ortadan kaldırılmasını perdeleyen bir sivilleşme şovuna dönüşmemeli...

Balyoz’a itiraz...

Balyoz CD’si üzerinde yabancı bilirkişilerce yapılan incelemelerde 2003 tarihinde hazırlanan CD’nin 2007 yılında icat edilmiş yazı karakteriyle yazıldığı saptanmıştı. Bu nasıl olmuştu? İzah edilemiyordu.

Gerekçeli Balyoz kararında bu konuda açıklama var. Deniyor ki:

“2003 yılında düzenlenen bir Word belgesi 2007 yılında yeni Office versiyonu ile açılırsa belge 2007’de yazılmış gibi görünür...”

Çetin Doğan’ın damadı Dani Rodrik, “http://balyozdavasivegercekler.com” adlı internet sitesinde gerekçeli karara uzun bir itiraz metni yazmış, bu arada yukardaki tespite de cevap vermiş. Okuyoruz:

“Onca ısrara rağmen bilirkişi atamayan mahkeme, Microsoft’u açık kaynaklardan araştırmış ve görmüş ki, 2003 yılında düzenlenen bir Word belgesi 2007 yılında yeni Office versiyonu ile açılırsa belge 2007’de yazılmış gibi görünürmüş 
(sayfa 1039). Huzurda dinlenen uzman kişiler de bunu doğrulamış!

Oysa Balyoz belgelerinin son kayıt (son değişiklik) tarihleri hep 2003 ve öncesi. Eğer mahkemenin ileri sürdüğü gibi bir durum olsaydı, belgelerin son değişiklik tarihi 2007 ya da sonrası olarak gözükürdü. Huzurda dinlenen uzman kişilerin bu saçmalığı doğruladığı ise kesinlikle doğru değil.”

Balyoz davasının ana belgesi olan 11 no’lu CD’nin 2003 yılında tek defada doldurulduğuna itiraz yok. Ancak içinde daha sonraki tarihlerde açılmış firmalardan vs söz ediliyor. Gerekçeli kararda bu durum, CD’lerin güncellenmesine bağlanıyor.

Ancak bir soru yanıtsız kalıyor; bazı ilaç firmaları vs güncellenirken nasıl oluyor da darbeyi yapacak ancak çoktan emekli olmuş komutanların adları aynen kalmış? Sır!

Tanım

AKP Bursa milletvekili Mustafa Öztürk katılacağı bir toplantı nedeniyle arabasını salonun yakınına park etmek istemiş... Kendisini tanımadığı için izin vermeyen polise;

- Beni nasıl tanımazsın? 2.5 yıldır milletvekiliyim, tanıyın artık, diye fırça atmıştı.

Hürriyet’ten Kanat Atkaya, seçim bölgesinde bile tanınmamaktan şikâyet eden bu milletvekilinin TBMM’de sergilediği performansı merak etmiş. Meclis’in internet sitesine girip adını yazınca ne mi görmüş?

İlk imza sahibi olduğu yasa teklifi sayısı: 0

Sahibi olduğu sözlü önerge sayısı: 0

Sahibi olduğu yazılı önerge sayısı: 0

İlk imza sahibi olduğu Meclis soruşturma önergesi sayısı: 0

İlk imza sahibi olduğu Meclis araştırma önergesi sayısı: 0

İmzası bulunan Meclis araştırma önergesi sayısı: 0

Anlaşılan o ki Mustafa Öztürk’ü Meclis’te de tanıyan pek yok!

Muhasebeciler tanıyordur kuşkusuz.

Kim

Siyasetçilerin “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” muhabbeti ünlüdür.

ABD’de bir polis trafiği ihlal eden aracı çeviriyor...

Araçtaki siyasetçi polise klasik soruyu soruyor:

- Sen benim kim olduğumu biliyor musun?

Polis derhal merkezi arıyor ve amirlerine soruyor:

- Adamın birini çevirdim. Kim olduğunu bilmiyor. Bana kim olduğunu soruyor...


Erdoğan “Esed terörist” diyor.
Aman dikkat! Terörist lafına İmralı alınmasın...
Akif Kökçe

Fin

Dünyanın en zengin ülkelerinden Finlandiya’nın Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö yeni yılda halktan fedakarlık istedi...

Bu fedakarlığı isterken bir de açıklama yaptı...

Maaşının yüzde 25’inden vazgeçtiğini kamuoyuna bildirdi...

Bizim yöneticilerden fedakarlık isteyecek kimse yok mu?

Daha doğrusu yukardaki biçimde inandırıcı şekilde fedakarlık isteyecek biri...


Balyoz mahkemesine göre darbeyi “Çetin Doğan’ın kalbi” önlemiş.
Ne diyebiliriz ki? “Kalpsiz darbeciler” utansın!

* * *
Apo’nun kitapları artık yasaklı değilmiş.
Yani? Kendisi içeride ama fikirleri dışarıda!
Fahrettin Fidan

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları