loading
close
SON DAKİKALAR

Ballı bir kanun

Melih Aşık
Tarih: 05.12.2012

Melih Aşık yazdı, ''Oluşacak en az 10 - 15 milyar liralık rant iktidarla müteahhitler arasında kardeş kardeş paylaşılacak...''

Kısa adı; Sermaye Piyasası Kanunu Tasarısı... Plan Bütçe Komisyonu’ndan geçti, dün Meclis Genel Kurulu’na geldi. Tasarının muhalefet milletvekilleri arasındaki adı: Ballı kanun!

Neden ve neresi mi ballı? Özetle anlatalım.

Kanun tasarısı ile İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın (İMKB) tüzel kişiliği değiştiriliyor. “Borsa İstanbul” adıyla. İçine Vadeli İşlemler Borsası ve Altın Borsası’nı da alacak şekilde yeni bir yapı oluşturuluyor. Bütün bu borsalar İstanbul Finans Merkezi adıyla Anadolu yakasındaki Ataşehir’de tahsis edilen arazide tek çatı altında toplanıyor.

Halen İstinye’de faaliyet gösteren İMKB de dolayısıyla Ataşehir’e taşınıyor. Geriye ne mi kalıyor? Bugünkü değeri milyar dolarlarla ölçülebilen denize nazır 186 dönümlük arazisi... Kanun tasarısına, “Ballı kanun” adının yakıştırılmasının nedeni de bu paha biçilmez arazi.

İktidarla muhalefet arasındaki anlaşmazlık arazinin nasıl kullanılacağından çıkıyor.

AKP, arazinin TOKİ’ye devrini istiyor. TOKİ’ye devredilirse ne mi olacak? TOKİ, ihale yasasına tabi olmadığı için iktidar araziyi istediği müteahhitlere istediği koşullarla verebilecek. Kısa süre sonra arazide lüks villalar yükselecek. Oluşacak en az 10 - 15 milyar liralık rant iktidarla müteahhitler arasında kardeş kardeş paylaşılacak.

Muhalefetin istediği ise arazinin Hazine’ye devri... Hazine’ye devredilince mecburen ihale yasasına tabi olarak değerlendirilebilecek. Muhalefetin bir diğer şartı da, arazinin üzerine sadece eğitim kurumları ile öğrenci yurtları yapılabilmesi...

Tasarı Genel Kurul’dan ne şekilde geçecek... Göreceğiz...

İki ihtimal daha...

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin üyelerinden Murat Belge, hafta sonunda Akşam gazetesine verdiği röportajda Başbakan Erdoğan’ı şöyle eleştiriyor:

“Son seçime giderken Tayyip Erdoğan siyaset değiştirdi, başka türlü bir dille konuşmaya başladı. O dille konuşan bir adamla benim yakınlığım olamaz. İdamı geri getiririm, kürtaj... Sonu yok. Bu son seçim kampanyasıyla böyle oldu. Ne oldu da böyle oldu, çözebilmiş değilim.”

Çözmeye yardımcı olalım... İki ihtimal var...

Ya Başbakan son anda şok bir davranışla dümen kırdı liberal aydınları şaşırttı...

Ya da Başbakan “Demokrasi bizim için tramvaydır durağa gelince ineriz” gibi sözlerle demokrat olmadığını daha baştan açık etti. Sağduyulu ilkokul mezunu yurttaşlar bile gerçeği gördü. Ancak liberal aydınlar, Fuller, Henze gibi Amerikalı akıl hocalarının da ittirmesiyle kendilerini AKP’yi demokrat görmeye zorladılar. Böylece cumhuriyetçi, ulusalcı, yurtsever güçlerin yenilmesine omuz verdiler. Darbe oldu - oluyor yaygaralarıyla demokrasinin ayaklarının kesilmesine katkı yaptılar. “Yetmez ama evet...” amigoluğuyla iktidar partisinin bütün yargıyı ele geçirmesini sağladılar. 

Cumhuriyetin temeli sayılan güçler yenilip Erdoğan’ın tek adamlığı önünde engel kalmayınca şimdi kendilerini kurtarmak için “aldatılmış demokrat”ı oynuyorlar...

İki ihtimalden biri... Sizce?

Kimya

BBC’den CNN’e, El Cezire’den Arap televizyonlarına... Birden dört bir yandan “Esad kimyasal silah kullanacak” avazeleri yükselmeye başladı.

Aynen ABD’nin Irak saldırısı öncesinde olduğu gibi...

Oysa Suriye bir saldırı olmadıkça kimyasal silah kullanmayacağını açıklamıştı.

ABD’nin bir saldırı sebebi aradığı açıkça kendini hissettiriyor.

ABD yeni bir serüvene hazırlanırken Türkiye de en ön safta yerini aldı. Üstelik bu defaki Irak veya Afganistan’a göre daha tehlikeli bir macera... Çünkü bu defa karşı tarafta Rusya ve Çin de yer alıyor. Erdoğan çok tehlikeli bir dönemeçte...


Kamu başdenetçisi seçimi AB’yi de rahatsız etmiş.
Bizde her türlü seçimin Türk usulüne göre yapıldığını hâlâ öğrenememişler mi?
Haldun Ertem


Venitis

Basil Venitis adlı Yunanlı yazar ilginç siyasi tahliller yapıyor blogunda... Ortadoğu’yu yorumlarken diyor ki:
“Müslümanlar birbirini öldürüyor ancak o arada Batılılar müdahale ederse aralarında birleşerek Batı’ya karşı savaşıyorlar.

O yüzden bırak birbirlerini öldürsünler. Bırakın Şiiler ve Sünniler kendi problemlerini aralarında halletsinler... Batı böyle düşünüyor.”

Fazla para beyin dengelerini bozuyormuş.
Hııımmm... Bazı devlet büyüklerinin neden denge özürlü oldukları şimdi anlaşıldı!
Fahrettin Fidan


İnşaat

Sonunda inşaat işçileri de uyandılar... Birleşip “İnşaat İşçileri Derneği”ni kurdular...

İnşaat ülkede en çok işçinin çalıştığı ve en çok sorunun yaşandığı işkolu...

Başkan Mustafa Akyol diyor ki:

“Bizim inşaat işçilerinin sorunu çok. İnşaat işçilerinin başta yaşadığı yerler, insanın yaşayacağı yerler değil. Yemek yeme yerimiz bile yok. Çöp kutusunu ters çevirip, yemek masası olarak kullanıyoruz. Üstte yatıyor, altta yemek yiyoruz. Tenekede su ısıtıp banyo yapıyoruz. Ya hiç elektrik yok kaldığımız yerlerde ya da kablolar açıkta. Bu yüzden sayısız ölüm var.

İnşaat işçisinin emeğine kimsenin saygısı yok.

İşe girerken, sağlıklı mıyız değil miyiz diye ücretimizden muayene parası kesiyorlar. Öte yandan sağlığımız hiçe sayılıyor. Derneğimiz tüm bu sorunların çözümü için uğraşacak...”

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları