Tarih:
19.03.2014
Başyakan kovdurttu!
Melih Aşık; Başyakan aynı zamanda iyi bir köşe yazarı avcısı...
Başyakan aynı zamanda iyi bir köşe yazarı avcısı...Son olarak önceki akşam internette başörtülü yazar Hidayet Şevkatli Tuksal ile Mehmet Altan’ı Star’dan nasıl kovdurduğunu sesli olarak izledik...
Meydanlarda “Benim Başörtülü bacılarımın önünü kestiler. Üniversitelerde okutmadılar, mağdur ettiler” diye nutuklar atan Başkakan, Star Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu’na bizzat telefon açıyor:
- Mustafa, geçenlerde senle konuştuğum kadın vardı ya...
- Evet efendim
- Arkadaş yaa bunları siz neden hâlâ şey yapıyorsunuz...
- Haklısınız efendim
- Ne yaa hem bana haklısınız diyorsun hem bunları burada tutuyorsunuz...
- Uygun şekilde ilgileneceğim efendim...
Başörtülü yazar Hidayet Hanım uygun şekilde gazeteden atılıyor... Peki ne yazmış bu hanımfendi?
“Başbakan’ın her yaptığını alkışlamak, apaçık yanlışlara dahi konjonktürel, politik vs. gerekçeler üreterek destek olmak, sözümü hiç sakınmayacağım, bir tür yalakalıktır...” demiş ve eklemiş:
Mehmet Altan keza Baştakan’ın bir telefonuyla Karaalioğlu tarafından aforoz ediliyor.
O Mehmet Altan ki... Yıllarca Başçakan’ın ne kadar büyük bir reformcu ve demokrat olduğunu ispat için didindi durdu. “Erdoğan AB’ye başvuru yaptı demek ki demokrat” diye ispatlara girişti... Ergekenekon ve Balyoz’da gönüllü muhbirlik icra etti... Ama eleştirmeye kalkınca ileri demokrasinin sillesini yiyiverdi...
Rüşvet kayıtta...
Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu’nun yapıldığı 17 Aralık 2013 tarihinde Recep Tayyip Erdoğan ve kızı Sümeyye ile oğlu Bilal arasında yapılan görüşmelerin kayıt ve sinyal (HTS) belgeleri CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran tarafından açıklandı. Açıklamada kimin saat kaçta, nereden, hangi numaralı telefonla konuştuğu ayrıntılarıyla belirtiliyor.
Başbakan bu konuşmanın montaj ve dublaj olduğunu söylerken kendisinden yukardaki sinyal kayıtlarını açıklaması istenmişti. Başbakan bu talepleri karşılamadı. Kayıtlar anlaşıldığı kadarıyla CHP’ye aktarıldı...
Umut Oran dün yaptığı açıklamanın sonunda iki de soru sordu. Sorular şöyle:
- İstanbul Başsavcılığı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne 15 Aralık 2013 tarihi ve sonrasındaki telefon dinleme-izleme, sinyal bilgileri (HTS) kayıtlarını yok etme talimatını neden verdi? Yok etme talimatındaki amaç HTS kayıtlarının tamamen yok etmek midir?
- Ulaştırma Bakanlığı’nın Türkiye İletişim Başkanlığı (TİB) üzerinden de 3 GSM şirketine benzeri biçimde HTS kayıtlarının silinmesi talimatı verildi mi?
Sorulardan da anlaşıldığı gibi kayıtların açıklanması bir yana silinmesi için harekete geçilmiş ancak başarılamamıştır...
Bu tür kayıtların açıklanması yasal sayılmayabilir... Ancak Başbakan’ın savcı ve emniyet tayinleriyle soruşturmanın yönünü değiştirmek ve kanıtları yok etmek teşebbüsü üzerine CHP bu tür açıklamalar için gereklilik doğduğunu düşünüyor...
ZAFER
Çanakkale Zaferi’nin 99. yılında en özlü açıklamayı Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ yaptı:
“18 Mart 1915 günü Çanakkale’de Dünya’nın yenilmez donanması Türk askeri karşısında yenilmiştir.
Deniz harekatının bu şekilde sonuçlanması Dünya’da büyük bir şaşkınlık yaratmıştır.
Bu büyük zaferi kazananları, Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere saygı ve şükran duyguları içinde anmaktayız.
Bugün 18 Mart 2014, Çanakkale Zaferi’ni kazananların torunları, Türk Donanması’nın en güzide personeli düzmece ve kirli oyunlarla Balyoz hükümlüsü olarak cezaevlerinde tutsaktır.
Türk Donanması’na oynanan bu oyunun hâlâ farkında olmayanları, seyirci kalmaya devam edenleri büyük şaşkınlıkla ve üzüntüyle izlemekteyiz...”
NOT: Çanakkale Zaferi’ni Atatürk’ün adını anmadan kutlayanlar var. Son yılların modası bu... Bakalım bu inkarı ne kadar sürdürebilecekler...
Yalanın faydası bir defa içindir, gerçeğin faydası ise sonsuz ve ölümsüz.
Denis Diderot
KOY
“18 Mart 1915 günü Çanakkale’de Dünya’nın yenilmez donanması Türk askeri karşısında yenilmiştir.
Deniz harekatının bu şekilde sonuçlanması Dünya’da büyük bir şaşkınlık yaratmıştır.
Bu büyük zaferi kazananları, Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere saygı ve şükran duyguları içinde anmaktayız.
Bugün 18 Mart 2014, Çanakkale Zaferi’ni kazananların torunları, Türk Donanması’nın en güzide personeli düzmece ve kirli oyunlarla Balyoz hükümlüsü olarak cezaevlerinde tutsaktır.
Türk Donanması’na oynanan bu oyunun hâlâ farkında olmayanları, seyirci kalmaya devam edenleri büyük şaşkınlıkla ve üzüntüyle izlemekteyiz...”
NOT: Çanakkale Zaferi’ni Atatürk’ün adını anmadan kutlayanlar var. Son yılların modası bu... Bakalım bu inkarı ne kadar sürdürebilecekler...
Yalanın faydası bir defa içindir, gerçeğin faydası ise sonsuz ve ölümsüz.
Denis Diderot
KOY
17 Aralık yolsuzluk soruşturmasında internete sızan ses kayıtlarında “Milletin ....na koyacağız” diyen Cengiz İnşaat Başkanı Mehmet Cengiz, Üsküdar’daki tarihi “Hüseyin Avni Paşa Korusu”nu satın almış. Cumhuriyet’te Aykut Küçükkaya’nın haberine göre 81 dönüm arazinin yüzde 65’i TMSF’den alınmış. Tapu kaydında satış bedeli “0” TL yazıyormuş. Araziyi ne yapacaksınız sorusuna şirket: “İçinde tarihi köşk var. Restore edilerek kullanıma açılacaktır” yanıtını vermiş. Şirketin korunun içine ilk fırsatta bir veya birkaç lüks site koyacağına emin olabilirsiniz. Bedelin neden “0” yazdığına gelince. AKP’nin havuzuna milyonlarca lira atan Mehmet Cengiz’e TMSF eliyle bir kıyakçılık olabilir mi!
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları