Belden aşağıya...

Melih Aşık, ''Bale belden aşağı sanattır'' gibi vecizeleri vardı iktidara gelmeden önce...

“Bale belden aşağı sanattır” gibi vecizeleri vardı iktidara gelmeden önce... İktidara geldikten sonra hakkında “değişti dönüştü” diye güçlü bir propaganda oluşturuldu. Oysa değişen dönüşen bir şey yoktu...
“Muhafazakarlık” adını verdikleri, İslamcı totaliter zihniyetin kadına bakışı belliydi:
“Kız çocuğunun kendi iradesi yoktur. Onu kendi haline bırakırsan bir anda kötü yola düşmeye meyyaldir. O yüzden kızı sürekli vesayet ve denetim altında tutmak gerekir. Öncelikle türbana sokmalıdır. Evden dışarı çıkarmamalı, bir an önce evlendirilmelidir...”
İnsanı birey değil kul gören anlayışın da ürünüdür bu düşünceler.
Biraz da mahalle esnafı görüşü... Kızla erkeği yan yana gördüklerinde onların akıllarına tek bir “şey” gelir... O “şey”e engel olmayı da ahlak ve mahallenin namusu adına görev sayarlar.
Başbakan yurtları ayırıyor da okul müdürlerine görev düşmüyor mu?
Isparta Anadolu Lisesi Müdürü durumdan vazife çıkartmış, kız ve erkeklerin yemekhanede bir araya gelmelerinin önüne geçmiş. Adana Valisi C.O.Ş. da açıklama yaptı, “Başbakan talimat verdi gereğini yapacağız” diye öne çıktı.
Kızlarla erkekleri birbirine yabancılaştırmak gelecekte cinsel sapıklıklar, suçlar yaratırmış. Mutsuz evliliklere, psikolojik sorunlara yol açarmış. Kim düşünecek ki bunları... Önemli olan ahlaklı görünme yarışında öne geçmek...

Onlar samimiydiler!
İzmirli gazeteci arkadaşımız Elvan Feyzioğlu anlatıyor...
“Yanılmıyorsam 1987 yılı seçimleri öncesiydi. Milliyet gazetesi adına, rahmetli Teoman Erel ile birlikte Manisa’da nabız yoklaması yapıyoruz.
Bütün partileri tek tek ziyaret edip, sohbet ettik. Sıra Refah Partisi’ne geldi.
Teoman Erel, o dönem, türbanlı kızların özgürce derslere girmesini savunuyordu.
Oldukça sıcak bir yaz günüydü. Benim üzerimde kolsuz beyaz bir elbise vardı.
Teoman Erel il yöneticilerine sordu: ‘Sizin kızlarınızın türbanla derslere girmesini savunuyorum. Peki siz iktidara geldiğinizde Elvan Hanım böyle gezebilecek mi?’
Parti yöneticileri cevap verdi: ‘İktidara geldiğimizde Elvan Hanım böyle gezmemesi gerektiğine inanacak.’
Teoman Erel, tekrar sordu: ‘Hanım belki kararında ısrarlı. Böyle dolaşmakta ısrarlıysa?’
Partililer, hafifçe tebessüm ederek tekrarladı: ‘İktidara geldiğimizde Elvan Hanım böyle gezmemesi gerektiğine inanacak.’
Bir, iki dakika derin bir sessizlik oldu. O sessizlik aslında bugün geldiğimiz noktayı işaret ediyordu. Ancak en azından samimiydiler. Amaçlarını açık açık dile getirdiler.”

PERDE
Cumhuriyet’in ilanından sonra çıkarılan ilk yasalardan biri neydi biliyor musunuz?
“Tramvaylarda kadınlarla erkekleri birbirinden ayıran perdelerin kaldırılması... Vapurlarda ayrı yer uygulamasına son verilmesi.”
Oradan buraya geldik... Buradan tekrar oraya doğru yol alıyoruz...

Anlaşıldı!
Memleketi Türk - Kürt , laik - dindar diye böldükleri yetmedi...
“kız - erkek” diye de bölecekler...
Akif Kökçe

HAT
Televizyonda mimar Mücella Yapıcı da söyledi:
- Marmaray’ın güzergâhı yanlış seçildi...
Nedeni şöyle anlatılıyor:
1. Marmaray ancak Pendik - Halkalı arasındaki sahil şeridinde seyahat edeceklere yarayacak... Ama Bostancı’dan binip Levent’e gidecek bir yolcu en az 1 saat harcayacak.
2. İstanbul’da en yoğun nüfus artışı, kentin güney yakasından uzak olan, Büyükçekmece, Pendik, Bağcılar, Esenler ve Ümraniye’de yaşanıyor. Yani sahilden içeri bölgelerde. Marmaray hattı ise güneyde ve sahile çok yakın. Trafik sorununa çözüm olmayacaktır...

Çocukların o evlerde ne yaptığını değil, o evlerin depremde ne yapacağını düşünmeye başladığında
çağdaş devlet
adamı olacaksın
asabi büyüğüm.
Metin Uca

KOVMA
Ergenekon davasından bir süre de hapis yatan Mehmet Perinçek’in İstanbul Üniversitesiyle ilişkisi kesildi.
Mehmet Perinçek Rusca bilen, Rus arşivlerinde Ermeni konularında araştırmalar yapan bir genç adam... Doğu Perinçek’in oğlu...
Böyle adamı üniversiteler kovmaz davet eder. Washington’daki Ermeni lobisi hariç ondan rahatsız olan kimse de yoktu...

Melih Aşık / Milliyet