Tarih:
27.02.2016
Bindir bindir!
Melih Aşık; Salı günleri Meclis’teki parti grup toplantılarının futbol sahalarından farkı kalmamaya başladı. Özellikle de AKP Grup toplantılarının...
Salı günleri Meclis’teki parti grup toplantılarının futbol sahalarından farkı kalmamaya başladı. Özellikle de AKP Grup toplantılarının... Her salı, otobüslerle milletvekilleri tarafından Meclis’e getirilmiş “bindirilmiş kıtalar” tribünlere alınıyor. Başbakan’ın salona girmesiyle birlikte her kıta kendi amigosunun işaretiyle harekete geçiyor. Tezahüratta kullanılan sloganlar çoğu zaman, “Filanca il seninle gurur duyuyor” ya da “Dik dur eğilme, filanca il seninle” gibi klasik sözler!Hangi “bindirilmiş kıta” daha iyi, daha uzun ve daha yüksek volümlü tezahürat yaparsa Başbakan’dan sözle veya mimikle “aferin”i alıyor. Bu, aynı zamanda o kıtayı getiren milletvekilleri için de “aferin” demek.
“Bindirilmiş kıtalar” tezahürat görevini bihakkın yerine getirdikten sonra görev sırası onları Meclis’e getiren milletvekillerine geçiyor. En klasik görev bu yiğitleri toplu halde Meclis lokantasına götürüp “iaşe”lerini sağlamak. Hele hele bir de Başbakan’la toplu fotoğraf çektirilirse artık o milletvekiline seçim bölgesinde ölüm yok. Karınlar doydu, fotoğraf da çekildi mi? Artık dönüş vakti geldi demektir.
En üzücü durum mu? Siyasilerin moral bulmak için bu tür tezahürata ihtiyaç duyması... Sakil ve çağdışı görüntünün Meclis’in ve partinin itibarını düşürdüğünü bir türlü görememesi...
Veya görülmediğini sanması...
Adalet sıfır çekti!
Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül 92 gün tutuklu kaldıktan sonra Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla serbest kaldılar.
Mahkeme kararında, tutukluluk kararı veren mahkemenin aksine ‘kuvvetli suç şüphesinin olmadığı’nı vurguladı. Davada “kişi hürriyeti ve güvenliği”, “düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” ve “basın hürriyeti”nin ihlal edildiğine karar verdi.
Özetle, tutuklama kararı veren mahkeme Anayasa’yı ciddi şekilde ihlal etmiş görünüyor. Can Dündar AYM kararını “Beraat kararı” olarak değerlendirdi ki... Haklıydı. Sonuçta... Bir büyük haksızlık düzeltildi.
Hem Can Dündar ve Erdem Gül hem de gazeteleri süreç boyunca dik durdu. Haklılıklarını duruşlarıyla da ispatladılar. Olan Türkiye’ye oldu. Bir kez daha demokrasi ve özgürlük notumuz sıfır olarak kayda geçti.
***
Bir telefon ihbarıyla başlayan, onlarca subayın yargılandığı İzmir Askeri Casusluk davası da beraatle bitti. Subayların 5 yıla kadar hapis yattığı bu davanın komplo olduğu baştan belliydi. Ancak kurgulanmış mahkemeler, sahte kanıtları, akla uymayan iddiaları görmezden geldiler. Onlarca subayın onuruyla oynandığı gibi istikbali karartıldı, hapisliklerinde yakınları üzüntü içinde kıvrandılar, yaşlılar yatağa düştü, kimi bu yüzden hayattan ayrıldı.
Bunca adaletsizliğin failleri mi? Bir şey olmamış gibi ortalıkta dolaşıyor.
ÖNEM
Okurumuz: Şu anayasa tartışmaları artık baydı, önemli sorunları gizlemekten başka işe yaramıyor, vazgeçin bunları tartışmaktan, demiş notunda.
Tam tersine... Bu tartışmalar çok önemli. İnce bir yoldan geçiyoruz. AKP eğer CHP dışındaki iki partiden birini ikna ederse rahatça başkanlığı referanduma götürecek. Eğer üç partiyi de ikna edemezse onları uzlaşmaz gösterecek, başkanlık anayasasını tek başına yapacak. Burada muhalefetin oyuna gelmemesi, neden uzlaşmadığını ve Türk tipi başkanlık sisteminin neden açıkça diktatörlük olduğunu kamuoyuna iyi anlatması gerekiyor.
İktidar için şu sırada önemli olan başkanlığa geçiştir. PKK ile savaşı ve Suriye gerilimini de bu amaçla kullanıyor.
"Rusya Türkiye’ye gaz akışını azaltmış.
Hadi bakalım!
Hamasi konuşmalarla verilen gaz,
bu gazın yerini tutacak mı?
***
Gelişmiş ülkelerden temel farkımız şu:
oralarda din adamları “ülkeyi” değil,
yalnızca “ibadethaneleri” yönetiyor…
Akif Kökçe"
ÇAĞRI
Diyorlar ki: “Siyasi iktidarın laikliği bitirme konusundaki kararlılığını, çağ ile inatlaşmasını, “demokratik-laik tüm kazanımlarımızı tasfiye ederek mezhep savaşını içimize taşımak ve bir çeşit İslami rejim inşa etmek çabası” biçiminde değerlendiriyoruz.
Yaşanan bu sıkıntılar karşısında biz demokratik kitle örgütü, sendika, meslek örgütü ve aydınlar olarak bir laiklik inisiyatifi oluşturduk.
Laikliğe Çağrı Birliği’nin katılımcı kurumlarının açıklanacağı ve hedeflerinin anlatılacağı toplantı, 28 Şubat Pazar günü Saat: 10.30’da Ankara Mülkiyeliler Birliği’nde gerçekleştirilecek.
İmza: Murtaza Demir, (Pir Sultan Abdal Vakfı Genel Başkanı), Dilek Atalay Yurdagül (Eğitim-İş MYK Üyesi)...
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları