Biz çocukken
Melih Aşık; Edirne’de Yunanistan sınırına 8,5 kilometre uzunluğunda bir duvar çekiliyormuş.
Genç bir aile... Biri 6, diğeri 8 yaşında okula yeni başlayan iki çocukları var... İstanbul’un Eyüpsultan semtinde yaşıyorlardı, Kırklareli’ne taşındılar. Bir yıldır oradalar. Kırklareli sakin, uygar şehir. Soruyoruz:
- Nasıl sevdiniz mi yeni şehrinizi?
- Evet karı koca biz çok memnunuz, dediler...
- Peki çocuklar?
- Onlar İstanbul’u istiyor...
- Neden?
- Burada AVM yok, diyorlar, eğlenecek yer olmadığı için sevmiyorlarmış...
Biz çocukken doğayı severdik... Şimdikiler AVM seviyor...
Okurumuz Asuman İnokay bir ekleme yapıyor:
- 40 ve 50’ li senelerde, kırlar vardı, papatyalar arasında gelincikler. Her evin bahçesinde, çeşitli meyve ağaçları ve çiçekler. Sadece radyo ve gramofon vardı. Ne zaman ki bu güzellikler yok oldu, ahşap evler istimlak edildi, boş arazilere yüksek binalar yapıldı, AVM’ler açıldı, yeni nesil bu değişik ortam içinde doğdu. O harika, güzel seneler de bizlerin anılarında kaldı.
Elif Gemicigil’in notu:
“Yaşamın gerçeği böyle ne yazık ki. Benim oğlum 14 yaşında. Fırsat buldukça açık havada vakit geçiriyoruz. Onun elinde hep telefon. “Biraz etrafına bak” dedik mi, “buradan bin kere geçtik, niye bakayım” diye söyleniyor. Arkadaşlarıyla AVM’lere gitmeyi seviyor. Bahçemizdeki ağaçtan bir mandalina bile koparmadı. Ne yaparsak yapalım, sanal dünyanın yerine doğayı koyamadık.”
Bunun adı yaşamak mı, vakit geçirmek mi? Bu soru da sorulmalı!
SPORTİF
TV’lerdeki futbol programları ile siyasi programların benzerliği dikkatinizi çekiyor mu?
Örneğin spor programlarına bakınız...
Tartışılan sabun köpüğü konular polemikler, ayrıntılardır.
Kim kime ne demiş, öteki ne cevap vermiş, penaltı haklı mı, kırmızı kart doğru mu, hakemler adil mi, TFF kimden yana, kimi takımlar kollanıyor mu vs...
Futbolun kendisi konuşulmuyor.
Alt yapı sorunları, transfer politikaları vs. bir türlü gündeme gelmiyor.
Siyasette görünüm farklı değil...
Ekranlarda her gece karşılıklı suçlamalar var, başarısızlığın suçu sürekli rakip partilerde aranıyor...
Kavga gürültü ile sorunlar tartışılıyor havası veriliyor.
Ama sorunların kökenine inilmiyor.
Sadece koltuk kavgası yapılıyor.
O yüzden ana sorunlara çözüm oluşturulmuyor, yeni fikirler üretilmiyor.
Yanlışları düzeltecek tedbir ve politikalar gündeme gelmiyor.
O yüzden sporda ve siyasette yerimizde sayıyoruz.
FORMÜL
ABD’de kolay para kazanma yollarını anlatan kitap “3 +6 + 3” formülünü öneriyormuş...
Açılımı:
“Yüzde 3 faizle borç al, yüzde 6 faizle borç ver, saat 3’te golf kulübünde buluşalım.”
Formül bizim için yeni değil...
Bizim bankalar bu formülü yıllardır uyguluyor...
MİLOR
Bir sıfatı da “lezzet dedektifi” olan Vedat Milor, ocak ayında İstanbul’da Üsküdar Kent Lokantası’na habersiz gitmiş, 40 liraya yediği yemeğin hem kaliteli olduğunu, hem çok temiz hizmet verildiğini kendi Youtube kanalında paylaşmıştı. Bu video örtülü reklam sayılmış; o yüzden Vedat Milor’a Ticaret Bakanlığı tarafından soruşturma açılmış. Bu arada gözaltına alınarak Emniyet’e götürüldüğü haberleri doğru çıkmadı. Bunu da hukuk adına olumlu haber olarak kaydedelim!
EDİRNE DUVARI
Rüyamızda görsek inanmazdık...
Edirne’de Yunanistan sınırına 8,5 kilometre uzunluğunda bir duvar çekiliyormuş. Vali Yunus Sezer, Edirne Valiliği’ndeki toplantıda:
“Servis yolları ve elektro optik kule çalışmaları tamamlandı. Sınır hattı boyunca da çit çekilip duvar örülmesini öngören bir projenin de ihale aşamasına geldik. İlk etapta 8 buçuk kilometrelik duvar örülecek” dedi.
İlk tepki Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’dan geldi. Dedi ki Özcan:
“Allah akıl fikir versin! Başka ülkeler duvarı sığınmacılar ülkeye girmesin diye yapıyor, biz de sığınmacılar Türkiye’den kaçmasın diye yapıyoruz. Bırakın isteyen sığınmacı Yunanistan’a kaçsın...”
Biz de haberi görünce önce espri sandık. Meğer sahici habermiş. Dünyada en çok mülteci besleyen ve bu yüzden fakirleşen bir ülke birkaç mülteci Avrupa’ya kaçar diye neden sınırına duvar çeker? Kaldı ki böyle bir duvarı Yunanistan zaten yaptı, bu ikinci duvara ne gerek vardı?
Acaba tek tük de olsa sızmalar olmasın diye Avrupa Birliği mi istedi ikinci duvarı?
Nereden baksanız mantığa uymayan bir tablo var karşımızda...
TREN
Tren dağ başında durunca yolcular sebebini sormuş:
- Efendim önümüze kaplumbağa çıktı, demiş kondüktör.
- 10 kilometre önce yine çıkmıştı.
- Bizi tekrar yakaladı efendim...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları