Tarih:
21.06.2012
Bu hale düşmemiştik!
Dağlıca saldırısının sorumluları aranırken kimsenin aklına topraklarında PKK’yı barındıran Irak hükümetini suçlamak gelmiyor... Acaba neden?...
PKK sürüleri 300 kişilik bir kuvvetle Irak’ sınrıından giriyor, Dağlıca’da 8 erimizi şehit ediyorlar... Kritik soruyu Onur Öymen soruyor:- Dağlıca saldırısının sorumluları aranırken kimsenin aklına topraklarında PKK’yı barındıran Irak hükümetini suçlamak gelmiyor... Acaba neden?
Başbakan Erdoğan, Irak Başbakanı Maliki’yi zaman zaman ülkesindeki sünnilere kötü davrandığı için eleştiriyor. Hatta iki başbakan arasında ağız kavgası bile yaşanıyor. Ancak Irak’ın PKK’ya kucak açması asla ağıza alınmıyor.
Gündeme gelmiyor. Dağlıca baskının yaşandığı saatlerde de Başbakan Erdoğan Meksika’da Obama ile Suriye’nin nasıl hacamat edileceğini görüşüyor. PKK’yı görüşmüyor.
Muhalefet mi? Bugüne dek asla ne Irak ne ABD’yi suçlamadı...
Neden mi?
Çünkü ABD’nin PKK’nın ve Kürtlerin arkasında durduğunu biliyorlar
Irak’a çatmanın ABD tarafından hoş karşılanmayacağını düşünüyorlar.
ABD’ye koltuk borcu olan siyasetçi tablosu sergiliyorlar...
PKK hem ABD hem Irak ve Barzani desteğini arkasına almışken.. Ankara’nın açılımlarını elbet iplemiyor... Meydanı
boş bulmuş, Kürt devleti hedefine kilitlenmiş... Darbe üstüne darbe vuruyor.
Dünyanın 16. büyük ekonomik gücüyüz, bölge lideriyiz, dünya bizi örnek alıyor gibi safsatalar arasında PKK’dan
şamar yiyip duruyoruz.. İsrail’e sınırdan girecekler de 8 İsrail erini öldürecekler. İsrail o ülkeyi ertesi gün dümdüz eder.
Türkiye mi? Hiç bu kadar aciz duruma düşmemişti...
300 kişilik PKK taburunun Irak’tan gelip elini kolunu sallayarak 8 askeri şehit etmesi neyin göstergesidir?
Bu ülkede teröristlerin değil, suçsuz vatandaş ve askerlerin izlendiğinin...
Gülhan Elmas
Eşi türbanlı olan subaya kurmaylık yolu açılmış.
Türbanlı olmayanlara mı? Onlara Silivri, Metris ve Hasdal yolu açık!
F. Fidan
Karayolları Genel Müdürü, İstanbul trafiğine çözüm bulmuş: “İmkânı olan kenti terk etsin.”
Binlerce insan kenti terk edeceğine kendisi koltuğu terk etse daha pratik olmaz mı?
H. Ertem
Terörden beter...
İş kazalarında sanayi ülkesi Almanya’yı bile geride bıraktığımızı biliyor muydunuz?
Çalışma Bakanı Faruk Çelik birkaç gün önce rakam verdi:
- Türkiye’de son 10 yılda 10,804 vatandaşımız iş kazaları sonucunda yaşamını yitirdi, dedi...
2007’de Türkiye’de iş kazalarında ölenlerin sayısı 1044, Almanya’da 812, Hollanda’da sadece 86.
İş kazası sonucunda iş göremez hale gelenlerin sayısında da Türkiye çok önde...
SGK verilerine göre 2008’de Türkiye’de 20,934, Almanya’da 2,829, Meksika’da 3,554 kişi iş kazaları sonucunda iş
göremez hale gelmiş.
Bu kadar önemlibir konuyu araştıran bir Meclis Komisyonu var mı? Böyle bir komisyonun kurulmasını öneren parti var
mı? Neden yok peki? İnsan hayatının korunmasını en üstün değer saymayan ülkelere demokrasi denilebilir mi?...
Kaçmaz kaçamadı!
Emekli Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz geçen cuma günü eski Erzincan Savcısı CHP
Milletvekili İlhan Cihaner’in davasını izlemek üzere Yargıtay’daydı. Duruşmaya ara verilince bir dostuyla Yargıtay’ın iç
bahçesine geçti, sohbet etmeye başladı. Bir ara, Elazığ’da görevli bir savcı arkadaşının iki gün kadar önce kendisini
telefonla arayarak HSYK’nın yaz kararnamesiyle isteği dışında Şanlıurfa’ya tayin edilmesinden uzun uzun yakındığını
anlattı.
Bu sohbetin üzerinden birkaç saat bile geçmemişti ki, ne mi oldu? Başta Deniz Baykal’ın malum görüntüleri olmak
üzere yasadışı yolla elde edilmiş pekçok görüntü ve özel konuşmaları yayınlayan Habervaktim adlı sitede, “Candaş
hakim ve savcılar YARSAV’a mı sığınıyor?” başlığı altında şu haber yer aldı.
“Bugün Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nde görülen Erzincan’daki Ergenekon yapılanması davasına katılan Osman Kaçmaz
kendisini arayan bazı savcıların atamaları konusunda dert yandığını söyledi. Yargıtay bahçesinde dostlarıyla sohbete
dalıp hükümeti eleştiren Osman Kaçmaz, ‘Elazığ Savcısı Mehmet Kalkan aradı beni. Abi, Urfa’ya vermişler beni. Zorla
vermişler beni. Ne yaptım ben’ diye konuştu.”
Osman Kaçmaz, birkaç gündür kendisini arayıp bu olayı soran dostlarına, “Galiba Yargıtay bahçesinde bile ortam
dinlemesi yapılıyor artık. Bunun başka bir izahını yapamıyorum” diyor.
Osman Kaçmaz’ın yapamadığı izahı belki Yargıtay Başkanı yapabilir. Açıklamasını bekliyoruz...
Gökdelen hevesi
Gökdelen hevesi
İstanbul’da gökdelenler çoğalıyor, kentimiz New York’a benziyor, diye sevinenler olabilir...
Geçenlerde Cumhuriyet Bilim ekinde mimar Doğan Kuban diyor ki:
“Bugün bir gelişme göstergesi sayılan bu olgu birkaç yıl sonra ekonomik ve sosyal çöküntünün göstergelerinden biri olabilir... Yüksek yapı pahalı bir yapıdır, sürekli enerji yutar. Kente en büyük zararı ulaşım ve hava kirliliği bağlamındadır. Yüksek yapı ucuza arsa kapatıp onun üzerine istediği kadar kat koyan müteahhitten başka kimse için
ucuz değil.”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları