Çocuk terbiyesi!

Tarih: 18.07.2013

Melih Aşık, Bankalar kredi kartı borçlarının faizleriyle abad olur..

Acaba din adamlarının çocuklarla ilişkisi ne alemde? Bunun bir örneğini Milliyet TV’de Nihat Hatipoğlu ile ilgili videoda görebilirsiniz.

Bir açık alanda sohbet toplantısı yapılıyor. Bir kız çocuğu soruyor:

- Odama Justin Bieber’in resmini astım günaha girer miyim?

Nihat Hatipoğlu:

- Kimmiş bu Jus... Ne? Şu 16 yaşındaki çocuk?

- 19 yaşında...

- Daha iyi bir şey bulamadın mı peki?

- Yok

- Bari bir Türk’ünkini assaydın.

- Hocam o daha iyi.

- İnşallah ilerde odana Allah’ın adını asarsın. Peygamberimizin adını asarsın inşallah....

Bu konuşmada dikkati çekenler...

l Kız çocuğu odasına Bieber’ın resmini asmanın günah olabileceğini düşünüyor. Belli ki bir suçluluk duygusu içine

itilmiş.

l Kamuoyunda popüler bir din adamı olarak tanınan Hatipoğlu, “Buna ben karışmam” veya “Odanın duvarına bir şarkıcının resmini asmakla günaha girmezsin” diyemiyor. Allah’ın veya Peygamber’in adını asmasını önererek genç kızı dolaylı yoldan eleştiriyor.

Sonuçta genç kızın odasına neyi asacağına o karar veriyor. Bu eğitimle yetişen çocuklar doğal olarak ilerde edilgin, bazan da buyurgan oluyor. Böyleleri; kürtaja, anaların kaç çocuk doğuracağına, adamın içkiyi nerede içeceğine, Taksim Parkı’nın yerine ne yapılacağına, başkaları adına karar verme yetkisini kendisinde bulabiliyor.

“Darbeci derler”

Balyoz’dan 16 yıla mahkûm Albay Hasan Basri Aslan’ın eşi Nefise Aslan, geçen cumartesi günü Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyarete gidiyor. Amacı “Ödülü de Balyoz Oldu” isimli kitabını imzalayıp CHP Genel Başkanı’na armağan etmektir. Görüşme sırasında Kemal Bey’e eylemlere ve duruşmalara katılmadığı için sitem de ediyor. Kemal Bey’in yanıtı:

“Perde gerisinden çok destek veriyoruz. Ama bir Genel Başkan olarak gelip, yargıyı etkiliyormuş gibi bir görüntü vermek istemiyorum. Dışarıya karşı bir darbe davasını destekler konuma düşmek istemiyorum.”
Kimse Sayın Kılıçdaroğlu’na davayı etkile demiyor... Darbeyi destekle demiyor... Ancak sahte kanıtlarla yüzlerce subayı hapse atmışlar. Hukuk çiğneniyor. Kemal Bey hukukun çiğnendiğine inanıyor mu inanmıyor mu? İnanmıyorsa davayı izlememiş demektir. İnanıyorsa neden haklı olanın hukukunu savunmuyor. Kaldı ki Balyoz davası bir yargı ve hukuk sorununun ötesinde... Silahlı Kuvvetlere yönelik bir tasfiye hareketidir. Bir liderin bu konuda söyleyeceği sözü olmaz mı?

KART

Usta gene döktürdü... Halka “kredi kartı almayın” diye çağrıda bulundu... “Faiz dışı gelirlerle abad olan bir lobi var, hani şu kredi kartları falan filan diyorsunuz ya, onları almayın” diye kafaları karıştırdı. Oysa...
Kredi kartlarının yıllık en çok 50-60 liralık bir kart ücreti var. Birçok banka şimdi onu da almıyor. Alsa da o paralarla bankalar abad olmaz.

Bankalar kredi kartı borçlarının faizleriyle abad olur...

O zaman söylenecek olan “kredi kartı almayın” değil, “Ödeyebileceğinizden fazla borçlanmayın, bankalara gereksiz yere faiz ödemeyin”dir.

Kaldı ki kredi kartını Maliye Bakanlığı, harcamalar bu şekilde kayıt altına alındığı için destekliyor. Çağdaş dünyada kimse cebinde para taşımıyor, her türlü işlem kredi kartıyla yapılıyor. Hükümet yönetenler en azından ekonomi konuşurken biraz dikkatli olsa...

İktidar “Gezi protestocularını durdurmasak darbe yapacaklardı” diyor. Pardon!

Darbe tankla, topla yapılır! Limon, sirke, tava, tencere, gaz maskesi, kask, yüzücü gözlüğü, bayrak, gençlik ateşi, esprili slogan ve duvar yazılarıyla yapılan şeye
“darbe” değil, “protesto” denir...
Akif Kökçe

Akşam

Nihal Kemaloğlu, Tuğçe Tatari, Sevim Gözay, Banu Kurt, Semra Kardeşoğlu, Süreyya Üstünel, Çiğdem Toker, Deniz Ülke Arıboğan, Nergis Bozkurt...

Kim onlar? TMSF’nin Akşam gazetesine el koyması sonucu bir ayda işine son verilen kadın yazar ve gazeteciler... Bu gazetecilerin tek kabahati iktidar yalakası olmamaları, dürüst gazetecilik yaparak ekmeklerini kazanıyor olmalarıydı. TMSF Başkanı Şakir Ercan Gül dürüst gazetecileri işsiz bırakarak, gazeteyi iktidarın emrine vererek, yetkisini kötüye kullandı. TMSF’nin aşınmış itibarını biraz daha aşındırdı...

Melih Aşık - Milliyet