Tarih:
16.08.2012
Danışıklı dövüş mü?
Melih Aşık yazdı, ''Aygün kurtuldu, peki PKK'nın elindeki 8'i asker ve kamu görevlisi diğer 25 vatandaşımız ne olacak?''
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün kaçırılması elbette danışıklı dövüş olamaz, ama buna belki dostane bir kaçırma denebilir... “Bana karşı tehdit yoktu, son derece anlayışlı bir yaklaşım vardı”, diyor Hüseyin Aygün... Tesadüfi bir kaçırma olmuş anlaşılan. Bahoz Erdal kaçırıldığının ertesinde telsizle aramış:- Her türlü güvenliğini sağlayın en kısa zamanda serbest bırakın, demiş...
Doğan Haber Ajansı muhabiri, Türk güvenlik güçlerinin telsizleri dinlediğini, Aygün’ün o gün serbest bırakılacağının telsiz mesajlarından anlaşıldığını anlattı ekranda...
PKK militanları anlaşılan yerlerinin tespit edilme korkusu olmadan telsizle haberleşiyor.
Yol kesip kaçırdığı kişiyi iki gün misafir ettikten sonra, hemen hemen aynı yerde salıveriyor.
Yakalanma korkusu yok. Anlaşılan öyle bir tehlike de yok!
Hüseyin Aygün olayı PKK adına iyi propaganda oldu...
Neredeyse İç Anadolu kenti sayılacak Tunceli’de bile “Burada devlet yok, biz varız” mesajını dosta düşmana verdiler... Devlet, yani silahlı kuvvetler mi nerede? Yargıda...
Aygün kurtuldu, peki PKK’nın elindeki 8’i asker ve kamu görevlisi diğer 25 vatandaşımız ne olacak?
Onlar da PKK tarafından salınırsa salınacak, yoksa rehin kalmaya devam edecek...
CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner rehin yurttaşlar için olumlu bir çağrı yaptı:
- Biz kaçırılmış olan kaymakam adayı ve diğer vatandaşlarımızın da bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz. Medyada ve kamuoyunda Aygün için oluşan baskı diğer vatandaşlarımız içinde oluşmalıdır, dedi...
Kaçırılan vatandaşları kurtarmak toplumun onuruyla ilgili bir meseledir...
Onlar onurumuzdur...
Eğitimin fotoğrafı
Eğitimin fotoğrafı
İllerin spor müdürlüklerine yaz okulu kaydı için başvuran öğrencilere gittikleri “Kuran kursu adı” da soruluyor... CHP Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz bu konuyla ilgili Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’a bir soru önergesi verirken gazetecilere diyor ki:
- Bu soru çocukları Kuran kurslarına yönlendirme amaçlıdır. Yasalara aykırıdır. Olimpiyatlara böyle mi hazırlanacağız?
Haberi okuyan bir eğitimci dostumuz:
Haberi okuyan bir eğitimci dostumuz:
- Hiç kuşkunuz olmasın, diyor, yakın gelecekte böyle durumlarda gençlere “Hangi imam hatip okulunu bitirdiniz” diye de sorulacak, İHO’lar da bu şekilde özendirilecektir...
Milli Eğitim’de akıl almaz sahneler sergileniyor..
Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı, imam hatip ortaokuluna kayıt yaptıran veya devam eden öğrencilerden, hafızlık eğitimine başladığını belgelendirenlere devamsızlık yaparak yıl sonunda sınıf geçme hakkı tanınmış. Eğitim - İş Sendikası dün bu ayrıcalığın iptali için Danıştay’a dava açtığını açıkladı.
Eğitim - İş ayrıca soruyor:
“Türkiye İmam Hatip Dostları (TİHAD) adlı bir grup, İHO’lar için hazırladığı örnek ön kayıt formlarının cami imamlarına verilmesi halinde kayıtların takip edileceğini açıkladı.
Bu ve benzeri kampanyalar, 4+4+4 sisteminin bir eğitim reformu değil, ulusu “ümmet” yapma girişimi olduğunu ortaya koymuştur.... Görülüyor ki, Milli Eğitim Bakanlığı ve okullarımız, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ve müftülüklerin hizmetinde olması gereken kurumlar olarak değerlendirilmektedir.”
Büyük resimde görülen mi? İktidar, Türk toplumunun dokusunu ve kimyasını değiştirmeye, yeni bir insan tipi yaratmaya yönelik hamleler içinde. Görülen o...
Özgür
Özgür
Sınır tanımayan gazeteciler örgütünün hazırladığı 2011 - 2012 basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye 148’inci sırada yer alıyor...
Pek çok Afrika ülkesinden gerideyiz.
Örneğin Uganda bizden daha iyi durumda, 139. sırada...
Siyah kıtanın göbeğindeki Kongo 90. sırada...
Düne kadar kanlı diktatörlerin elinde yaşayan Kamboçya 117. sırada...
Şeyhlikle yönetilen Katar 114. sırada...
Bu sıralama aynı zamanda bizim özgürlük notumuzu ve demokrasi ile ilgimizi ifade ediyor.
Bu ülkede demokrasi var diye kimse kendini kandırmasın...
İçişleri Bakanı Şahin kullandıkları gaz bombası için
“Tamamen doğal, bitkisel özlü, katkı maddesi yok” diyor. Bravo! Bu standart ülkemizdeki yiyecek ve içeceklerde bile yok...
Haldun Ertem
“Tamamen doğal, bitkisel özlü, katkı maddesi yok” diyor. Bravo! Bu standart ülkemizdeki yiyecek ve içeceklerde bile yok...
Haldun Ertem
Albay
Nisan ayında 28 Şubat soruşturmasında tutuklanan Albay Mehmet Haşimoğlu (52) safra kesesi rahatsızlığı üzerine GATA’da ameliyat ediliyor. Avukatının ifadesine göre ameliyat sırasında pankreası deliniyor. Buna rağmen hapishaneye gönderiliyor. Pankreas iltihaplanıyor. Tekrar hastaneye kaldırılıyor. Albay ancak komaya girdiğinde tahliye kararı veriliyor. Ve 3 ay önce hapishaneye sapasağlam giren 52 yaşındaki albayın hapishaneden 3 ay sonra cenazesi çıkıyor.
Eşi Makbule Haşimoğlu “Psikolojik savaşa yenildik” diyor...
Bu ölümün hesabını kim verecek?
Emekli Subay dernekleri ne iş yapar? Sadece aidat mı toplar? Üyelerinin en basit haklarını bile savunmaz mı?
Suriyeli sığınmacıların güneş yağı dâhil her istekleri karşılanıyormuş.
Amerika’ya yağ çekeceğiz diye düştüğümüz şu hallere bakın.
Fahrettin Fidan
Basın’ç
Suriyeli sığınmacıların güneş yağı dâhil her istekleri karşılanıyormuş.
Amerika’ya yağ çekeceğiz diye düştüğümüz şu hallere bakın.
Fahrettin Fidan
Basın’ç
Radikal yazarı Cüneyt Özdemir ve patronunun Başbakan tarafından eleştirilmesinden bir gün sonra aynı gazetede Yıldırım Türker’in yazısı sansüre uğradı. Bunun üzerine Türker gazeteden istifa etti. Aynı gazetede yazan Prof. Ahmet İnsel kendi sütununda olayı şöyle yorumladı:
“Başbakan’ın şahsen yarattığı, dalkavukların “hınk deyiciler”in beslediği atmosferin yarattığı alçak basıncın doğal sonuçlarını yaşıyoruz.”
PKK “Gözaltına aldığı” milletvekilini bıraktı... Tutuklu milletvekilleri için PKK’dan kurtuluş var, Silivri’den yok...
Akif kökçe
PKK “Gözaltına aldığı” milletvekilini bıraktı... Tutuklu milletvekilleri için PKK’dan kurtuluş var, Silivri’den yok...
Akif kökçe
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları