Tarih:
29.01.2016
Demokrat ve özerk!
Melih Aşık; Güneydoğu’da olup bitenleri daha iyi anlamak için biraz da kitap karıştırmak gerekiyor...
Güneydoğu’da olup bitenleri daha iyi anlamak için biraz da kitap karıştırmak gerekiyor...HDP Milletvekili Demir Çelik’in geçen yıl yazdığı “Demokratik Özerklik ve Öz Yönetim” adlı kitap, güncelde de adı çok geçen bu kavramları açıklığa kavuşturuyor.
Güneydoğu’da bugün çatışmaların sürdüğü Cizre, Sur, Silopi gibi ilçelerde biliyorsunuz öz yönetim ilan edilmişti. Tabii devlet buna tepki gösterdi. Belediye başkanları tutuklandı. Sözü geçen kitapta:
“Demokratik Özerk Kürdistan’ın statüsünün kabul edilmediği koşullarda ön savunma” başlıklı bir bölüm var.
Devlet öz yönetimi kabul etmediği takdirde kim ne yapacak?
Kitabın 139. sayfasını okuyoruz:
“Şehir, kasaba, mahalle ve köyde yaşayan tüm halk faşist, gerici ve soykırımcı saldırılara karşı bilinçli ve duyarlı olma, öz savunmasını toplumsal direniş temelinde gerçekleştirme konumunda olmalıdır.
Her Kürdistanlı genç, demokratik özerkliğin inşa çalışmalarına ve savunmasına katılmalı, halkımız üzerindeki tehdit ve saldırıları bertaraf etme mücadelesinde yer almayı bir yurtseverlik ve ahlaki sorumluluğun gereği olarak yaklaşmalıdır. “
Yani öz yönetim kabul edilmezse halk ve gençler ayaklanmaya çağırılıyor.
Bugünkü manzara budur. Bölgedeki olay terör değil ayaklanmadır.
Burada vahim olan bir yasal siyasi partinin yasa dışı ayaklanmayı desteklemesi, Yargıtay Başsavcısı’nın da manzarayı uzaktan seyretmesidir.
RESİM
Halkçı Liseliler Başkanı Doğukan Kurnaz(17), CHP Genel Merkezine bir Atatürk portresini: “Bu skandalın peşini bırakmayacağız” notu eşliğinde göndermiş. Bacak kadar çocuklar bile bu aymazlığın peşine düştü.
Bir milletvekilinin Atatürk’ün resmini “Artık yeni şeyler söylemek lazım” diyerek duvardan indirmesi bu kadar ses yapmayabilirdi. Ancak parti yönetiminin olayı ısrarla gizlemesi ve faili adeta korumaya alması öfkeyi büyüttü. Andrew Duff adlı bir İngiliz milletvekili geçmişte “Atatürk’ü duvarlardan indirin” tavsiyesinde bulunmuştu. Fuller, Henze gibi Amerikalı akıl hocaları da sık sık Kemalizm’den vaz geçin önerisinde bulunur.
CHP’li vekil bu tavsiyelere uygun davrandığı için mi korumaya alındı?
“Önce kadınlar ve çocuklar” ifadesi gelişmiş ülkelerde “onları kurtarmak”, geri kalmış ülkelerde “taciz ve tecavüz etmek” için kullanılıyor…
Akif Kökçe
GERÜ
Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın girişimiyle, hazırlanan belgelerde TBMM yerleşkesi yerine TBMM Külliyesi deyimi kullanılıyor...
Ne demek külliye? Sözlüklere göre:
“Cami ile birlikte hamam, medrese, mektep, imaret, türbe, kütüphane, aşevi, darüşşifa, kervansaray, çarşı, tekke, binalarından oluşan yapılar topluluğu.”
Millet Meclisi bir caminin müştemilatı yani “ek tesisi” midir?
Bu arada madem Osmanlı’ya özendik. TBMM adını da eskiye uyduralım...
“Külliye-i Meclis-i Mebusan’ı Kebir” gibi bir ad koyalım...
Sadece geri vitesi olan bir arabanın ne tuhaf yönlere gidebileceği konusunda bizi aydınlatan siyasi böyyüklerimize teşekkür edelim...
Çok mu zor?
Cizre, Silopi, Sur gibi çatışmaların yaşandığı bölgelerden gelen “Göç fotoğrafları” yürek burkucu...
Çoğu yoksul, çoğu çaresiz insanlar sırtlayabildikleri eşyalarını yükleyip yollara dökülmüşler. İyi de nereye gidiyorlar? Yakınları, yakınlarının evleri müsait olanlar oraya... Ya olmayan büyük çoğunluk? İşte o belli değil.
Onların en büyük sorunu başlarını sokacak bir yer olmaması... İyi de bunu devletin önceden düşünmesi, planlaması ve vatandaşlarına duyurup gereğini yapması gerekmez miydi? Bölgede devletin kiralayıp evini terkeden vatandaşlarına tahsis edeceği otel, pansiyon vs. çok fazla olmayabilir. Peki, kamu kuruluşlarının misafirhaneleri? Hemen her ilçede bulunan öğretmenevleri? Oralar geçici süre bu insanlara tahsis edilemez... Dahası, kendilerine günde üç öğün sıcak yemek verilemez mi? Tabii ki bu yapılabilir. Yapılıyor mu derseniz... Biz böyle bir bilgiye sahip değiliz. Umarız yapılıyordur da biz atlamışızdır.. Yok, yapılmıyorsa, vakit yine de çok geç değil. Bugünden harekete geçilmesi bile çok önemli.
Devlet bunu yapmakla zaten bir görevini yerine getirmiş olmayacak, aynı zamanda devleti düşman olarak göstermeye çalışan terör örgütünü de büyük bir propagandadan mahrum bırakacaktır. Bu kadarcık basit bir şeyi düşünüp gerçekleştirmek çok mu zordur?
Sadece zararın değil, hatanın da neresinden dönülürse kârdır.
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları