Tarih:
15.09.2015
Devlet hukuku...
Melih Aşık; Bizim devlet güçleri bir görev yaparken kanun ve kanunsuzluk sınırının nereden geçtiğine bakmaz. Paldır küldür hareket eder...
Devlet güçleri ve onları yönetenler her an her kanunsuzluğu yapabilir...Bizim devlet güçleri bir görev yaparken kanun ve kanunsuzluk sınırının nereden geçtiğine bakmaz. Paldır küldür hareket eder...
Cizre’de neler oldu? Bilmiyoruz. Devletin açıklamasını bekliyoruz. 16 cenazeden söz ediliyor. Bu insanlar nasıl öldü, kim öldürdü? Açıklanmalı.
Biz bu hesabı sorma hakkına sahibiz...
Ama herkes bu hakka sahip değil...
Kim yasa dışı PKK örgütünü bir özgürlük ordusu gibi görüyorsa... Kim şehirlerde roketatarla dolaşmayı olağan görüyor, polis ve asker katillerini devletin güvenlik güçleriyle eşit sayıyorsa... Özetle, kim terör örgütünün hukuksuzluklarını hoş görüyorsa... Onların devletin hukuksuzluğunu eleştirmeye hakkı yoktur... 22 Ocak 2015’te Hürriyet’te Gülden Aydın’ın Cizre izlenimlerini okuyoruz:
“Cizre’nin büyük bir bölümü bugün “kurtarılmış bölgeler” olarak ya YDG-H ya da Hizbullah’ın denetiminde. Taraflar pompalı tüfeklerin yanı sıra kalaşnikof, ağır makineli, bixi, roketatar ve el bombası da kullanıyorlar... Cizre’de devlet, olayların başından itibaren geri planda görünüyor...”
Aylardır süregelen bu tabloyu eleştirdiniz mi? Kamyon yakanları, yol kesenleri kınadınız mı? Cevabınız hayırsa bugün devletin hukuksuzluğundan -sizin - şikâyete hakkınız yoktur.
Tek gözlü Selo!
“Bu işi müzakere ile çözmek HDP’yi büyütüyor. Ama aynı zamanda AKP’ye oy kaybettiriyor. 7 Haziran’da baktılar ki bu işi konuşarak çözmek AKP’ye 400 milletvekili kazandırmıyor. Madem bize oy yok, size de yaşam hakkı yok, deyip düğmeye bastılar.”
Selahattin Demirtaşdün Varto’da yaptığı konuşmada 7 Haziran sonrası terörün yeniden başlamasının bütün faturasını AKP’ye bu sözlerle çıkardı.
AKP’nin, daha doğrusu Saray’ın yeniden tek başına iktidar olabilmek için terörden medet umduğu bir gerçek. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğanolmak üzere Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlugibi AKP’lilerin bu yönde açık itirafları oldu.
Bunlar tamam da... Terörün yeniden hortlamasında terör örgütünün hiç mi suçu, ve sorumluluğu yok? KCK’lı Cemil Bayık’ın 12 Temmuz günü, “Devlet Güneydoğu’da bize rağmen askeri amaçlı yollar, barajlar yapıyor. Çatışmasızlık süreci sona ermiştir” şeklindeki sözlerini... Bu sözlerin ardından PKK’nın saldırıya geçmesini ve bugüne dek yüzden fazla asker ve polis öldürmesini ne yapacağız? Taraflardan birini suçlayıp öteki tarafı “sütten çıkmış ak kaşık” gibi görmek... Ya da çok mecbur kalınca zevahiri kurtarmak için özde değil sözde eleştirmek şimdiye kadar neyi çözdü, bundan sonra neyi çözecek?
KIRCA
Değerli sanatçı Levent Kırca şu sıralarda kendisine musallat olan kanserle boğuşuyor. Kırca, Ayşe Arman’a verdiği röportajda, doktorların hastalığı stres ve sıkıntıya bağladığını söylüyor. Stres kaynağı konusunda saydıkları içinde, Süleyman Demirel tarafından verilen “Devlet Sanatçısı” ünvanını geri alınması da var. Kırca soruyor: ”Bunlar stres ve sıkıntı yaratmaz mı?”
Devlet adama ünvan vermiş. Bir başka yönetim geliyor ünvanını geri alıyor. Sebebi? Çünkü onları eleştiriyor...Yalnızca madalyayı geri alsalar iyi. Oyunları engellemek için de bin bir türlü oyun yapıyor, ekranları kapatıyor, salon verenlere el altından baskı uyguluyorlar. Adeta 1940’lar Almanya’sı burası...
İktidar “Açılım süreci bitti” diyor!
Madem öyle PKK hatırı için kaldırılan T.C. yerine konsun!
“Türküm doğruyum” diye başlayan öğrenci andı tekrar okunsun.
Akif Kökçe
YETİM
Güneydoğu’da çatışmalarda çocuklar da ölüyor. Çocuk ölümlerini gazeteler büyütüyor. İyi yapıyorlar...
Her çocuk kutsaldır.. Her çocuk toplumun yarınıdır. Çocuklar ölmemeli...
Ancak her çocuk eşit sevgi de görmeli...
Çatışmalarda genellikle kaza kurşunlarıyla ölen çocuklara üzülür, ağıt yakarken..Bakıyoruz... Babaları sırf üzerlerinde üniforma var diye öldürülen çocukları pek kimseler anmıyor. Onlar sadece cenazelerde şöyle bir görünüyor ve kayboluyor.
Bir çocuğun ömür boyu babasızlığa mahkûmiyeti ölüm kadar acı değil midir?
Polis ve askerleri öldürenleri onaylayanlar kadınların dul çocukların yetim kalmasını da onaylıyor... Nasıl vicdan taşıyorsa bunlar!
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları