Dil bayramı
Melih Aşık; CHP’nin tarım danışmanı vardı, geçen dönem görevi sonlandırıldı. Eğer milletçe aç kalmak istemiyorsak... Hem siyasette hem medyada tarım üzerinde daha fazla durmak zorundayız.
Önümüzdeki hafta “Dil Bayramı”nın 91. yılını kutlayacağız… Atatürk’ün katılımıyla 1932 yılında düzenlenen I. Türk Dili Kurultayı’nın açılış günü olan 26 Eylül’ü her yıl “Dil Bayramı” olarak kutluyoruz.
Dilimiz güzeldir. Arapça ve Farsçadan arındıkça daha da güzelleşiyor. Bu dille her şeyi ifade edebileceğimizi Yaşar Kemal’den Aziz Nesin’e, Nazım Hikmet’ten Orhan Kemal’e, Sabahattin Ali’den Sait Faik’e nice şair ve yazarımız eserleriyle ispatlamıştır. Dilin Türkçeleşmesinde TRT’nin çabalarına da büyük yer açmamız gerekir. TRT, kurulduğu 1960’larda sürekli Türkçe sözcükler kullanarak onların dile yerleşmesinde etken oldu. Yeni sözcükler ilk zamanlar garip gelmişti. Türk Dil Kurumu alaya alındı. Zaman içinde alıştık. Benimsedik. Bakın TRT’nin desteğiyle hangi sözcükler eskilerin yerini aldı:
“...anlayış, bakan, basın yayın, barış, başarı, başkan, bilgi, bilim, birim, çoğunluk, dayanışma, değerli, deneme, dönem, duygu, düzenlemek, egemenlik, eğitim, emekli, etki, genel, gelir, gelişme, gerekli, görev, işçi, katkı, kazanım, kesim, kişisel, kural, kurum, kuruluş, okul, öğretmen, öğretim, ödül, önemli, örnek, özel, özgüven, salgın, savcı, sayın, seçim, sevinç, sonuç, soru, sorun, sorumlu, süreç, üretim, üretken, tepki, tüketim, tüketici, yarışma, yaygın, yönetici, yönetmek…” vs...
Günümüzde ne yazık ki dilimizi Türkçe temelinde geliştirmek için eskisi kadar çaba gözlenmiyor. Bu da ayrı bir ayıbımız.
TARIMSAL
Basınımızda eskiden tarım yazarları vardı. Artık pek kalmadı. O yüzden Birgün gazetesinde Özge Güneş adlı genç hanım yazarın tarım yazılarını görünce mutlu olduk... “Sözleşmeli Üretimin Usul ve Esasları”, “OVP’nin tarım - gıda politikaları karın doyurmuyor”, “1 kilo domates 1 ekmek etmiyor”, “Fındığın fiyatını kim belirliyor?” gibi başlıklar taşıyan yazıları okuduk. Özge Güneş tarım sorunlarını titizlikle araştırmış, halka yansımalarını değerlendirmiş... Bilgilendirici yazılar ortaya çıkmış...
Siyasi partiler tarımla bu kadar ilgilenmiyor... CHP’nin tarım danışmanı vardı, geçen dönem görevi sonlandırıldı. Eğer milletçe aç kalmak istemiyorsak... Hem siyasette hem medyada tarım üzerinde daha fazla durmak zorundayız.
BECCARİA
Ünlü ceza hukukçusu Cesare Beccaria (1738- 1794) hükümlülere verilen cezanın amacını ve sınırlarını anlatırken diyor ki:
“Cezaların amacı suçlunun kendi yurttaşlarına karşı zarar vermelerini engellemekten ve başkalarının benzer eylemlerde bulunmalarını önlemekten başka şey değildir. Bu nedenlerle söz konusu cezaların oranları ve yöntemleri öyle seçilmelidir ki, bunlar insanların ruhları, zihinleri üzerinde çok kalıcı ama suçlunun bedeni üzerinde en az üzücü iz bırakacak biçimde olsunlar.”
Ceza hukukunda ve felsefesinde mahkûmu özgürlüğünden yoksun bıraktıktan başka bir de bedensel çöküntüye sürüklemek yer almıyor.
Hapiste iki yılı dolduran 80 yaşını aşkın 28 Şubat mahkumu 5 generalin sağlık durumu hakkında olumsuz haberler çoğalırken hukukun yüz yıllardır geçerli ilkelerini de unutmamak gerekir diye düşünüyoruz..
İTÜ
Ülkemize 250 yıldır mühendis yetiştiren İTÜ’nün öğrencileri dertli…
Nedir derdiniz arkadaş, diye sorunca sıralıyorlar…
* Öğrenci yemek ücretlerinin bir yıl içinde üç katına çıkarılması,
* Yurt ücretlerine % 75 oranında zam yapılması,
* Spor tesislerine öğrenciler için % 150, çalışanlar için % 600 düzeyinde zam yapılması.
Öğrenciler soluklanıp devam ediyor:
* En vahimi, binlerce çalışana ve öğrenciye hizmet veren yemekhanemizin kapatılarak özel sektörden hizmet alımı için ihaleye gidilmiş olması... Kendi işçileri ile yemeğini yapan İTÜ bu yanlışa düşmemeli. Bu hizmet ticarileşirse kalite düşer, öğrencinin altından kalkamayacağı fiyatlar ortaya çıkar.
FİLMLER
Gazeteci arkadaşım anlatıyor..
Geçenlerde torunum bize misafir gelmişti. Ona çizgi film izlettirmek istedik. Yaklaşık 10 ayrı kanalda çocuk filmi gösteriliyordu. Kanallar arasında dolaşırken dikkat ettim. Bu filmlerin hemen hiçbirinde kaç yaş için uygun olduğuna ilişkin bilgi yoktu. Yani 2,5 yaşındaki çocuk da 8 yaşındaki çocuk da aynı filmi izliyordu. Böyle bir şey olabilir mi? Filmler gösterilirken kaç yaş aralığındaki çocuklar için uygun olduğu belirtilmez mi? Bu filmleri denetleyen bir kurum yok mu bizde? Ayrıca içerikleri çocuklara yararlı mı, bunun da denetlenmesi gerekir...
BİLİM
Mehmet Ali Kılıçbay dostumuz saf saf sormuş:
- ABD veya Fransa’da üniversiteler neden devlet adamlarının değil de bilim adamlarının, sanatçıların vb. adlarını taşıyorlar?
Bizim de elbet dünya çapında bilim adamlarımız vardır... Örnek, matematikçi Cahit Arf veya tarihçi Halil İnalcık..
Ancak adlarını birer üniversiteye vermek kimsenin aklına gelmemiştir.
Nobel ödüllü bilim adamımız Aziz Sancar’ın adı da çok çok bir liseye verilebilmiştir.
Batı ülkelerinde sokak ve caddelere de daha çok bilim adamları ve sanatçıların adları verilir.
Örneğin Paris’te yaklaşık 89 sokak ve caddeye matematikçi adları verilmiştir.
İstanbul’da “İşkembeci Yaver” sokağı vardır ama ünlü fizikçi veya matematikçilerin adını taşıyan sokak pek yoktur.. Bizde siyaset, bilime yüz vermiyor!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları