Tarih:
18.01.2015
Dilsiz miydik?
Melih Aşık; Arabınkini Arab’a, Aceminkini Acem’e geri verirsek bize kötü bir Buhara hırkasından başka bir şey kalmaz...
1930’a doğru, eski kafalılar Atatürk’ün dil devrimini eleştiriyor, Osmanlı dilinden Arapça ve Farsça sözcükler çıkarsa geriye bir şey kalmayacağını şöyle savunuyorlarmış:- Arabınkini Arab’a, Aceminkini Acem’e geri verirsek bize kötü bir Buhara hırkasından başka bir şey kalmaz...
Atatürk ise onlara şu soruyu sorarmış:
- Tarihin akışını oradan oraya çevirmiş, yer yer bunca uygarlık ocakları kurmuş bir ulusun dili bu derece yoksul olabilir mi? Arapların etkisine girmeden önce devletler kurmuş bir milletin hükümet,hukuk,adalet gibi kavramlarla onur, namus, insaf, vicdan gibi yüksek duygulara birer ad vermemiş olması düşünülebilir mi?
Mustafa Kemal bu duruma uygun bir de fıkra anlatırmış...
Vaktiyle zengin bir köy ağası kentin hamamına gitmiş, yıkanmış, kurulanmış, giyinmek üzere bohçasına el ettığında bir de bakmış ki silahından başka her şeyi çalınmış. Başlamış hamamcılardan hesap sormaya. Hamamcılar ise ağanın şantaj yaptığını yoksa çalınan bir şey olmadığını ileri sürermiş. Sonunda ağanın tepesi atmış, silahını kuşanmış, çırılçıplak ayağa kalkmış:
- Peki ben hamama bu kılıkta mı geldim ağalar, diye sormuş...
Türkler tarih sahnesine dilsiz mi çıktılar? Tarih sahnesine ve yüz yıllara damgasını vurmuş bir milletin kendi öz dili olmamasına imkân var mı?
(Hasan İzzettin Dinamo - Kutsal Barış C. 6 S. 285)
Cami yalanları
Bizde sağcı iktidarlarla kimi sağcı siyaset adamlarının yıllardır ağızlarına pelesenk ettikleri bir iddia vardır:
“Tek parti döneminde CHP ve İnönü camileri ahır yaparak ibadete kapattı.”
Suçlama hep yapılır da sıra ispata gelince tek bir örnek verilmez. Ama ne gam; çamur at izi kalsın..
Elimizde bir kitap. Adı; Dünden Bugüne Cami Yalanları. Yazarı, müftü kökenli CHP milletvekili İhsan Özkes. Neler mi var kitapta? Örneğin; Atatürk’ün, ülkenin en yoksul döneminde bile tarihi camilerin onarımına büyük paralar ayırması... Bunların tek tek isimleri ve tek tek ayrılan paralar... Tokyo’daki camiye katkıları... İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı iken Kocatepe Camii’nin inşası için verdiği destek... Mevhibe İnönü’nün evindeki halıları camiye vermesi... Bülent Ecevit’in dedesinden kalan Mescid-i Nebevi’deki değerli arazisini Türk hacıların kullanımına verilmek üzere Diyanet’e bağışlaması, vb.
Başka? Cami yıkma rekorunun Adnan Menderes’te olması. Devamında, CHP’yi, camileri ahıra çevirmekle suçlayan bugünkü iktidarın cami icraatları; Çanakkale’de bir camiyi ahıra çevirmesi... Rant uğruna satışa çıkarılan, yıkılan namazgâhlar, camiler, kapatılan Kuran kursları... Melih Gökçek’in “Çok cami yıktık” itirafı... Cami yapımlarıyla restorasyonlarındaki hırsızlıklar, yolsuzluklar... Camilerin ticarethaneye dönüştürülmesi. Kitapta o kadar çok örnek var ki...
En başta mütedeyyin insanlarımızla din adamlarımızın okuması gereken ibretlik bir kitap; Dünden Bugüne Cami Yalanları.
İSTAKOÇ
Erzurum’da hoca, cuma vaazında, “Midye haramdır” demiş... Kente midyeyi getiren Fırat Kuytan adlı midyecinin satışları aniden yarı yarıya düşmüş.
Haber üzerine derhal fetvacılar araya girdi... Koro halinde fetvanın doğru olduğunu, Hanefi mezhebinde denizden çıkan kabukluları yemenin haram olduğunu bildirdiler. Ama... Ünlü tarihçimiz Halil İnalcık “Söyleşiler ve Konuşmalar” adlı kitapta, Kanuni Süleyman döneminde Topkapı Sarayı’ndaki Hasbahçe’de yenilen yemeklerin listesini bulduklarını, Sakiname adı verilen bu listelere göre Hasbahçe’de en çok tüketilen ürünlerin başında “İstakoç”un geldiğini belirtiyor. İstakoz’a istakoç derlermiş o zaman. Ve tabii en güzel şarapların eşliğinde taam edilirmiş...
Yıllarca tabuları yıkmaktan bahsedenler şimdi hırsızlıklarını
tabuların arkasına saklamaya çalışıyor...
Akif Kökçe
HAZAR
Cumhurbaşkanlığı forsunda yer alan 16 Türk devletinden biri olan Hazar Hanlığı Türk kökenliydi ama Hazar hanları ve halkı 740 yılından itibaren Musevi dinini kabul etmişlerdi.
Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı forsunda Müslüman Türkler yanında Musevi Türkler de temsil ediliyor diyebiliriz... 16 devlete gelince... Bu devletler arasında sapına kadar Türk olan Safevi devleti neden yok, Anadolu’da kurulu Karamanoğulları, Menteşoğluları, Akkoyunlular neden yok? Bornoza benzeyen giysi taşıyan bir cengâvere Twitter’da “Duşakabinoğulları” adı yakıştırıldı. Ancak temsil edilenler arasında Dulkadiroğulları yok. Giysiler mi? Modacı Aşkın Ocak da söyledi. Hunlar ve Osmanlılar hariç hepsi hayal ürünü...
TAKSİ
Taksi şoförü anlattı..
Dağdaki ayıya sormuşlar:
- En çok nerede yaşamak isterdin?
- İstanbul’da...
- Neden?
- En az arkadaş sıkıntısı çekeceğim yer orasıdır... Gerçi onlar iki ayaklı ama olsun...
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları