Dünden yarına

Melih Aşık: Hataları değerlendirmek için o günün koşullarına topluca bakmak... Hangi zorunlukların ağır bastığını görmek gerekir.

Entel kalemlerden biri 10 Kasım fırsatını değerlendirmiş, Atatürk’ün konuşma ve uygulamalarında birbiriyle çelişen veya hatalı bulduğu tarafları sayıp dökmüş.

Atatürk’ün farklı zamanlarda farklı görüşler sergilediği doğrudur. Ancak herkes bilir ki düşüncelerini ortamın uygunluğuna göre adım adım açıklamıştır.

Her lider gibi amacına  varabilmek için zamana ve zemine göre hareket etmiştir. Sonuçta vardığı yer neresidir:

Laik Cumhuriyet. Saltanattan alınıp halka verilmiş irade. Modern bir toplum. Bağımsız bir ülke. Özgür bir halk.

Bugün geriye baktığımızda hatalı görülen davranışlarına gelince...

Elbet hata yapmıştır.

Ancak hangi hataları yaptığını, nelerin hata olduğunu bugünden geriye bakarak değerlendiremezsiniz.

Hataları değerlendirmek için o günün koşullarına topluca bakmak... Hangi zorunlukların ağır bastığını görmek gerekir.

Bu konu nasıl mı tartışılır?

Cumhuriyet dönemi uzmanı tarihçiler bir araya gelir, orada hata dediğiniz konular masaya yatırılır, dönemin koşulları da göz önüne alınarak değerlendirme yapılır. O şekilde sağlıklı tespitlere varabilirsiniz.

Günümüzde Atatürk’ün isabetli kararları, devrimleri, olumlu  uygulamaları öne çıkartılıyor. Atatürk hatalarıyla değil sevaplarıyla ve olumlu atılımlarıyla anılıyor, ulusa yol gösterici oluyor. İşaret ettiği aydınlık gelecekte hata yoktur.

BEYİN

ABD’nin Rhode Island eyaletinde yaşayan emekli doktor Manfred Steiner 89 yaşında fizik doktorasını tamamlamış.

1955 yılında tıp diplomasını alan Steiner, öğrenimini sürdürerek tıp profesörü olmuş. Üniversitelerde ders vermiş.

Emekli olduktan sonra da çalışmalara devam etmiş.

Ve nihayet birkaç gün önce fizik doktorasını tamamlayarak diplomasını almış.

Batı dünyasında emekli olduktan sonra üniversiteye devam eden çok kişi var.

Sebebi mi? Çünkü beyni çalışır vaziyette tutmanın ömrü uzattığı düşünülüyor.

İleri yaşlarda beyni çalıştırmak insanı zinde tutuyor. Yaşama gücünü artırıyor.

Tembel beyin ömrü kısaltıyor.

YELKEN

İzmir’e bağlı Çiğli Belediyesi yelken takımı, 17 ülkeden 96 takımın katıldığı Cumhurbaşkanlığı Yat Yarışı’nı kazanarak büyük bir başarı elde etti.

Bodrum-İstanbul arasında yedi etaptan oluşan IRC4 kategorisindeki yarışı kazanan Çiğli ekibi kupayı önce Ankara’ya  götürecekmiş.

Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü’nün kupayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na takdim edeceğini Barış Pehlivan sütununda yazdı. Kemal Bey’in Cumhurbaşkanlığı kupasıyla fotoğrafı kuşkusuz ilginç bir görüntü oluşturacak.

Bizim ilgimizi çeken ise Çiğli Belediyesi’nin güçlü bir yelken takımı kurması oldu. Türkiye’de malum yüzme, kürek, yelken gibi su sporlarına ilgi çok az. Türkiye bir deniz ülkesi olmasına rağmen okul programlarında bu üç spor bulunmadığı gibi belediyelerin büyük çoğunluğu da bu sporlara ilgisiz kalıyor.

Çiğli Belediyesi’nin yelken hamlesi bu açıdan önemlidir.

KOVİD-21

Mülkiyeli arkadaşımız Nadir Topçuoğlu yazıyor:

Eskiden yurt dışına çıkarken sadece bir uçak biletimiz olurdu.

Şimdi uçağa binebilmek için gerekli kâğıtlar:

- Bilet (ekleriyle birlikte 7 sayfa)

- Aşı sertifikası (2 sayfa)

- Sağlık sigortası (2 sayfa)

- Koltuk satın alma belgesi (2 sayfa)

- Kovid-19 yabancı ülkeye giriş beyannamesi (3 sayfa)

- PCR testi (1 sayfa)

- Yurt dışı çıkış harcı makbuzu (1 sayfa)

1 kişi için toplam 18 sayfa belge!!

Ansiklopedi gibi yanında taşıman gerekiyor.

SEVGİ

Facebook’ta bir hanım şu satırları yazıyor:

“Moda Starbucks’ın önündeki köpek grubu için çok üzülüyorum. Hiç dinlenemiyorlar, bu noktada hem çok kalabalık hem de çok ışık var uyuyamıyorlar. O sebepten Çok agresifler, herkese havlıyorlar ve bazen ısırıyorlar. Evim çok yakın onların havlamaları bazen çok rahatsız edici de oluyor. Fakat ben onların sağlığı için endişeliyim. Bu konuya nasıl bir çözüm getirebilirim?”

Bu satırlar neyi mi ifade ediyor?

Bazı semt sakinlerinin hayvanlarla ilgili ne kadar ince düşüncelere sahip olduğunu.

Kişi adına yorucu ama iyi bir şey.