loading
close
SON DAKİKALAR

El Bab hengâmesi!

Melih Aşık
Tarih: 12.02.2017

Melih Aşık; Suriye halkını Esad’ın zulmünden kurtarmak için! 6 yıl önce girdiğimiz Ortadoğu bataklığında yalnızca son 6 ayda 64 şehit verdik.

Suriye halkını Esad’ın zulmünden kurtarmak için! 6 yıl önce girdiğimiz Ortadoğu bataklığında yalnızca son 6 ayda 64 şehit verdik. PYD/YPG ile savaşmak için Menbiç’e doğru yola çıkmıştık, ABD bizi El Bab’a yöneltip IŞİD ile savaşa soktu. El Bab’ı alırsak ne kazanacağız, cevabı yok!

Derken önceki gün Rus uçakları bombaladığı bir binada üç askerimiz şehit oldu, 11 askerimiz yaralandı. Rusya, “Biz Türkiye’nin verdiği koordinatlara uyduk” diyor. Bizim taraf koordinatları 10 gün önce verdik, askerimiz yerinden kımıldamadı diyor. Koordinatlar yanlış mı verildi? Yoksa Rus tarafında bizden intikam almak isteyen bir komutan, düşürdüğümüz Rus uçağının ve Ankara’da öldürülen Sovyet Büyükelçisi’nin intikamını mı aldı? Bilmiyoruz. Böyle durumlarda iki ülkenin askeri uzmanlarından oluşan ortak bir komite kurulur ve bu komite her iki tarafta inceleme yaparak gerçeği ortaya çıkarır. Ankara’dan bu yolda bir öneri gittiğini duymadık şu ana kadar. Anlaşılan üç şehidimiz daha kim vurduya gidecek...

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu:

Yanlış politikalar uygulayarak Ortadoğu bataklığına saplanan, her gün şehit haberiyle yüreği yanan bir ülke haline geldik, diyor.

Doğru tespit... Fakat beyefendi; bu eleştiriler yenilgi ortaya çıkınca değil yanlış politik kararlar alınırken yapılmalı...

SON SÖZ: Suriye’de petrol yok. Suriye’nin yıkılmasında en çok İsrail’in stratejik çıkarı var. Çünkü Suriye ile birlikte “İran - Suriye Şii ekseni” yıkılıyor. Ve biz bataklıkta debelenirken İsrail bu amaca tek kurşun atmadan ulaşıyor.

Zor maç...

Kemal Kılıçdaroğlu’nun sık sık öne sürdüğü bir mazeret vardır. Bazen bıktırır:

- Bize şöyle derler, bize böyle derler...

İktidar cenahında ise bunun tam tersi söz konusu...

- Ne derlerse desinler... Tarafsız davranmıyor mu diyecekler, desinler. Devlet imkânlarını kullanıyor mu diyecekler, desinler. Centilmence davranmıyor mu diyecekler, desinler. Eşit ve adaletli davranmıyor mu diyecekler, desinler. Demokrat değil mi diyecekler, desinler. Maçı kazanmak için her şey mübah. Hayır tarafı zor bir maça çıktı... Hayırlara vesile olsun...

Prangalar...

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bu sistem bileklerimizde pranga” diyor. Ne güzel pranga bu!

Bileğine takıldığı insanı: “Belediye başkanı, milletvekili, başbakan, cumhurbaşkanı” yapıyor… Demekle yetinmiyoruz... Cumhurbaşkanı’nın ne kastettiğini merak ediyoruz... Nedir bu pranga gerçekten? Cumhuriyet mi, demokrasi mi, batılı kurumlar mı? Hepsi mi?

***

Anayasa değişikliği referandumunda cümle “evet”çilerin kampanyayı hangi temelde yürütecekleri belli oldu;

“PKK, DAEŞ, FETÖ, DHKP-C gibi terör örgütleri hayır diyor. Dolayısıyla referandumda hayır diyecekler ya teröristir ya da onların işbirlikçileridir.”

Okurumuz onlara soruyor:

- Peki siz iki seçenekten biri olarak “terör”ü referanduma koyarak teröristliği demokratik hakmış gibi sunmuş olmuyor musunuz? Dahası, “İstedikleri sonuç çıkarsa demokrasi anlayışım gereği ben o sonuca saygı duyacağım” diyerek meşrulaştırmış olmuyor musunuz?

AKP tarafı neye - neden “evet” diyeceğini açıkça söyleyemeyince böyle komik yollara sapıyor...

Evet seçeneği: “Sınırsız yetkili tek adam sistemi” diye özetlenebilir oysa...

Şehit haberleri bitmiyor!
18 yaşındaki çocuklara “milletvekili olma hakkı” değil, “yaşama hakkı” verilsin!
Akif Kökçe
***
“Bir cami imamı, anayasa değişikliği üzerinde görüş açıklıyor; ama anayasa hukuku uzmanları açıklayamıyor. Böylesine hiç tanık olmadım”
Prof. İbrahim Kaboğlu

100

Cumhuriyet gazetesi yazarları 100 gündür iddianamenin yazılmasını bekliyor... Sebebi belli... FETÖ yargısının yaptığı gibi bu şekilde arkadaşların hapis hayatını uzatıyor, hem onlara hem diğer muhalif gazetecilere gözdağı veriyorlar. Kanun dışılığın ise sınırı yok. Onları hapiste ziyaret eden CHP Milletvekili Barış Yarkadaş anlatıyor:

“Hepsini gayet moralli gördüm. Ancak ağır bir tecrit altındalar. 100 gündür birbirlerini göremiyorlar. Ayrıca, gökyüzüne baktıkları bir alan varmış; orayı da gökyüzünü göremesinler diye, çitlerle kapatmışlar…”

Roma hukukunda adı geçen, milattan önce yürürlükte olan “12 Levha Kanunları” davaların bir günde bitmesini öngörür.

Nazi Almanyasına yakın, Roma hukukuna epey uzağız...

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları