loading
close
SON DAKİKALAR

Elgin mermerleri

Melih Aşık
Tarih: 07.12.2014

Melih Aşık; British Museum’da sergilenen bu eserlere kısaca Elgin Marbles yani Elgin Mermerleri adı veriliyor.

Elgin mermerleri üzerindeki tartışma yine alevlendi. Malumunuz; İngiltere’nin Osmanlı’ya tayin ettiği Büyükelçi Lord Thomas Elgin, Akropol’deki Parthenon Tapınağı’nı süsleyen fresk ve heykelleri 1801 - 1805 tarihleri arasında İngiltere’ye taşımış, hükümete satmıştı.
British Museum’da sergilenen bu eserlere kısaca Elgin Marbles yani Elgin Mermerleri adı veriliyor.
Yunanistan yıllardır eserlerin iadesini istiyor. İngiltere duymazlıktan geliyor.
İngilizler mermerlerin Osmanlı’nın izniyle yasal şekilde taşındığı tezini savunurken... Yunanistan, Lord Elgin’in mermerleri Sadrazam Kör Yusuf Ziyaüddin Paşa’ya rüşvet yedirerek ahlak dışı yollardan elde ettiğini öne sürüyor.
Son haftalarda... Britisih Museum’un bir jest olarak “Nehir Tanrıçası” heykelini geçici sergilenmek üzere Rusya’ya göndermesi ortamı kızıştırdı... Atina “Bize verilmeyen eser nasıl Rusya’ya gönderilir” diye ayağa kalktı.
Bu sırada aktör George Clooney’in yeni eşi ünlü avukat Amal Clooney, Yunanistan’ın avukatlığını alarak dikkatleri bir kez daha konuya çekti. Lübnan asıllı İngiliz avukat Amal (Emel) Clooney’in çarpıcı mesajlarına rağmen İngiltere mermerleri geri vermeye hiç niyetli görünmüyor. Bunun açıkça söylenmeyen bir önemli sebebi var:
- Eğer Yunanistan’a iade edersek diğer ülkeler de kendi eserlerini istemek için sıraya girer, başa çıkamayız...
Açıkgöz biri olduğu anlaşılan Kör Yusuf Ziya Paşa gerçekten rüşvet aldı mı? Ne aldı? Padişah 3. Selim’in haberi var mıydı? Bunları bilemeyiz. Çünkü Osmanlı’da bu tür konularda yayın yasağı vardı...

Okunası kitaplar...

Şairin “Şapkam dolu çiçekle” dediği gibi... Masamız dolu kitapla... Her biri oku beni diyen, bin bir emekle yazılmış, bilgiye bilgi katan kitaplar... Maalesef sadece üç meslektaşımızın kitabına göz atabiliyoruz...
LİBERAL İHANET: Merdan Yanardağ... Gazeteci arkadaşımız kitabın girişinde içeriğini anlatıyor:
“Bu kitapta esas olarak Türkiye’nin demokratik gerekçelerle siyasal İslamcılara teslim edilmesinde önemli rol oynayan liberalleri ve sol liberalleri analiz etmeyi, siyasal ve entelektüel tarihin bu en büyük aydın ihanetini - dünyada örneği çok azdır- anlatmayı amaçladım... Bu çalışmanın en önemli amacı liberal ihaneti yenilgiye uğratmak, sağ ve sol liberallerin terörize ettiği entelektüel iklimi değiştirmek”, diyor yazar... Kitap bu amacı başarıyor...
ÇATIŞMANIN ANATOMİSİ: Orhan Bursalı... Değerli arkadaşımız bu kitapta iktidar ile cemaat arasındaki çatışmanın boyutlarını ayrıntılıyor. Fethullah Gülen’in orduyu, yargıyı, bürokrasiyi ele geçirme politikasında varılan sonuç mu? Yazara göre:
“Cemaatin iktidara gelme stratejisi ve iktidar oyunu görünür gelecekte çökmüştür.”
AVRUPA BENİM: Zeynep Atikkan... Yıllarca aynı gazetelerde çalıştığımız Zeynep Atikkan son yıllarda Avrupa’da parti merkezlerinde, üniversitelerde vs. sayısız yüzyüze görüşme de yaparak bu kitabı hazırladı. Kitap Avrupa’da aşırı sağın ve ırkçılığın yükselişini konu alıyor. Sayfalar arasında Avrupa’da Avrupalı olmayanlara yönelik saldırıların arka planı da sergileniyor. Gazeteci arkadaşımıza ellerine sağlık diyoruz...

KOKTEYL

Eğitim Şûrası’nda din derslerinin ana okuluna indirilmesi, kız erkek ayrımına gidilmesi vs. konuşuluyor. Basınımız ise daha çok turizm liselerindeki kokteyl derslerinin askıya alınmasıyla ilgili. Sanki kokteyl bilgisi daha önemli.
Milliyet.com.tr yazarı Olcay Gülgün soruyor dünkü yazısında:
- Bu ülkede hiç mi pedagog yok, hiç mi psikolog, psikiyatr? Bana düşene kadar onların haykırmaları gerekmiyor mu?
Çocuklara okullarda ne öğretiyorlar? Bugünden yarına nasıl bir nesil inşa ediliyor?
En önemli konumuz bu ama tartışmaya bir türlü sıra gelmiyor.

Ogün Samast, Dink cinayeti soruşturmasında “tanık” olmuş.
Buna şükür!
AKP’nin yaptığı yargı reformlarıyla yargıç da olabilirdi...
Akif Kökçe

KAMYON

Ne güzel bir kamyon arkası edebiyatımız vardı. Öldürdüler. Neymiş, arkadaki araç onu okumaya çalışırken kaza yapabilirmiş! Oysa seviyeli bir edebiyattı! Mesela:
* “Trafik canavarı bir Türk, öbür dünyaya bedeldir.”
* “Hatalı sollama, kişisel ayarlarımla oynama.”
* “Kalbini trafiğe kapatsan da güzelim, By Pass yapıp damardan geçerim.”
* “Hava atmayı sevsem pilot olurdum. Hava almayı seçtim kamyoncu oldum.”
* “O elinde tuttuğun direksiyon, önüne bak yapma atraksiyon.”
* “Düşünüyorum öyleyse varım. Sürüyorum öyleyse varırım.”
* “Yolların kralı Ford, Kraliçesi Sindi Kreyford.”

GELE

Söylemeye gerek yok. Toplumda bir gelecek endişesi var.
Her şeyin kötüye gittiği bir dönemdeyiz.
Bizi acaba nasıl bir gelecek bekliyor?
Bu sorunun yanıtını merak edenlere mimar - yazar Doğan Kuban yol gösteriyor:
- Geleceği yönetebilmek için “Bugün neden bu haldeyiz?” sorusunun yanıtını bulmak zorundayız...

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları