Tarih:
11.02.2016
Enerji kaybımız!
Melih Aşık; Bugün iktidar, mesaisinin yüzde 80’ini kendi hatalarından meydana gelen sorunları çözmek için harcıyor. Ülkenin enerjisi bu yönde ziyan oluyor.
Başbakan Davutoğlu geçenlerde seyahat dönüşü uçakta gazetecilerle konuşuyor.Çözüm sürecinin iki zaafından söz ediyor...
BİR: Valiler çözüm süreci zaafa uğrar diye kamu düzenini göz ardı etmişler..
İKİ: Tek muhatabın PKK - HDP diye algılanması bölgede devlet bizi terk mi ediyor endişesi yaratmış...
Yeni eylem planıyla bu iki zaaf ortadan kaldırılacakmış...
Ama işin doğrusu... Valiler çözüm süreci diye kamu düzenini göz ardı etmediler. Yukardan valilere öyle emir verildi.
İkincisi... Bölgede tek muhatap diye PKK - HDP algılandı iddiası da yanlış. Tek muhatap gerçekten PKK - HDP - İmralı üçlüsüydü.
Üç yıl önce halk muhatap alınsaydı HDP - Kandil- İmralı böylesine meşrulaşıp güçlenmeyecekti. İpin ucu böylesine kaçmayacaktı...
Suriye politikası aynı şekilde... Sürekli yanlış hesaplar sonucu 3 milyon mülteci, düşman komşular ve yalnızlığımızla baş başa kaldık.
Müttefikimiz ABD bile takmıyor, düşman ilan ettiğimiz unsurları destekliyor.
Rahmetli İhsan Sabri Çağlayangil’in bir sözü vardır:
- Ben önce hata yapıp sonra da hatalarımı düzeltmek için uğraşarak vakit kaybetmem...
***
Bugün iktidar, mesaisinin yüzde 80’ini kendi hatalarından meydana gelen sorunları çözmek için harcıyor. Ülkenin enerjisi bu yönde ziyan oluyor. Çok değerli bir zamanı bu yüzden yok ediyoruz. Dramatik olan; çözümü de yine hataların sahiplerinden bekliyoruz...
Melen’den İstanbul’a...
İstanbul’un içme suyu ihtiyacını karşılayan önemli kaynaklardan biri bilindiği üzere Melen Çayı. Peki, bu kaynak ne kadar temiz ve sağlıklı? CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal anlatıyor...
- Geçenlerde Düzce ve ona bağlı bazı ilçelerin çöplerinin toplandığı “Katı Atık Tesisi”ni gezdim. Gördüklerim karşısında çevre ve özellikle de İstanbullular adına dehşete düştüm.
- Neler gördünüz anlatın bakalım...
- Katı atık tesisi denilince akla ne gelir? Çöplerin en hijyenik koşullarda saklandığı ve yeniden doğaya kazandırıldığı, çevreye saygılı, ileri teknolojiyle donatılmış tesis, değil mi? Düzce’deki “Katı Atık Tesisi”nde bunların hiçbiri yoktu. Ne mi vardı? Ne kadar para alınacağını belirlemek amacıyla il ve ilçelerden gelen çöpleri tartmak üzere bir kantar... İki tane bekçi kulübesiyle iki iş makinesi... Dağın yamacına büyük bir çukur açmışlar. Üzerine il ve ilçelerden gelen çöpleri atıyor, iş makineleri de bu çöplerin üzerinde bir ileri bir geri giderek sıkıştırıyor. Çukurun altına sözümona su geçirmemesi için bir şey sermişler, ama su olduğu gibi toprağa sızıyor. Sonra da o kirli su, dağdan gelen temiz suyla birleşip az ilerideki Melen Çayı’na ve onu bekleyen derelere karışıyor.
Oradan da doğru İstanbul’a...
MİLLET
Başbakan Davutoğlu’nun Mardin konuşmasındaki şu cümlesi çok ilgi çekti:
‘Parçalayıcı ulus anlayışının yerine birleştirici millet anlayışını getireceğiz’
Başbakan millet anlayışını da şöyle açıklıyor:
- Biz millet derken, millet-i İbrahim’i kastediyoruz, tevhidi kastediyoruz, tarihi beraberliği, birliği kastediyoruz. O anlamda hepimiz tek bir milletiz.
Davutoğlu “millet” sözünü “din” anlamında kullanıyor.
Birleştirici olarak ulus kavramı yerine din kavramını koyuyor. Din Müslüman birliğini geçmişte sağlayamadı. Bugün de İslam dünyası paramparçadır. Geleceği yanlış kavram ve yanlış yerde arıyor olmayalım...
AKP’nin “Ya PYD, ya ben” sorusuna ABD “PYD” dedi.
Yazık!
Uzun yıllardır Sevgililer Günü’ne ilk defa yalnız gireceğiz…
***
Ülkede 3 milyon Suriyeli oldu...
Bu bahaneyle
Arapçayı ikinci resmi dil yapmaları yakındır…
Akif Kökçe
PYD
ABD, bizim PKK’nın uzantısı olarak tanımladığımız PYD’yi “Benim müttefikim” diyerek desteklemeye devam ediyor. Bunu hem bize hem dünyaya açıkça ilan ediyor. Türkiye’nin yalnızlaşması ve Rusya dostluğunu kaybetmesi anlaşılan ABD’yi pervasızlaştırıyor. Strateji uzmanı Cahit Dilek gelecekle ilgili karamsar bir tahmin yapıyor:
“Suriye kuzeyinde ABD - Rusya ortaklığıyla Kürt koridoru tamamlanınca PYD/YPG’li teröristler Türkiye’ye geçerek, Suriye kuzeyindeki başarı hikâyelerini Türkiye’nin güneydoğusunda gerçekleştirmek isteyeceklerdir. Eğer bu senaryo gerçekleşirse Türkiye için geri dönülemez bir felaketin geleceği görülmektedir.”
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları