Tarih:
20.03.2013
Ergenekon masalı
Melih Aşık, ''Ergenekon’un bambaşka bir plan olduğu o ve ardından gelen tutuklamalarla anlaşıldı''.
Ümraniye’de bir evde el bombaları bulunmasıyla başlayan Ergenekon soruşturmasını biz de ilk zamanlarda destekliyorduk...Bu soruşturmayla derin devlet çökertilecek, faili meçhul cinayetler aydınlatılacak, darbelerin önü kesilecekti. Bu söyleme inanıyorduk...
Taa ki İlhan Selçuk’un sabaha karşı yatağından kaldırılıp, Emniyet’te 4 gün uykusuz bırakılıp tutuklandığı güne kadar. Ergenekon’un bambaşka bir plan olduğu o ve ardından gelen tutuklamalarla anlaşıldı. Amaç bir şeyleri aydınlatmak değil tam tersine gerçek derin devleti gizlemek, faili meçhulleri unutturmak, bu görüntü altında muhalifleri ezmek, geri kalanına gözdağı vermekti.
Ergenekon savcısının mütalaası açıklandı. İçinde ne aydınlatılan bir siyasi cinayet var, ne faili meçhullerin izi, ne derin devletin ipuçları. Danıştay cinayeti dışında bir cinayet suçlaması yok. O cinayet de Ergenekon’a bir sabıkalı tanığın ifadesiyle bağlanmış. Lidersiz örgüt olur mu? Bu örgütün lideri yok. Hoş, böyle bir örgüt olduğunu da savcılık dışında söyleyen yok. Ne diyor sanıklar:
“Bu davada hukukun bütün temel ilkeleri çiğnenmiştir... Sanıkların savunmaları, gösterdikleri tanıklar yok sayılmış, iddianame sahte delillere dayandırılmıştır...”
Sanıkların mahkemeden daha inandırıcı olduğu bir dava var karşımızda.
Hukuku ararken...
Cumhuriyet gazetesine molotof atılması sanığı Bedirhan Şinal 11 Mart günü Ergenekon duruşmasında çarpıcı bir ifade verdi... Dedi ki:
“Bir savcı beni çağırdı, ‘Bana bir konuda ifade vereceksin. Afyon’da meydana gelen patlamayı, davanın sanıklarından İlker Başbuğ ve Hurşit Tolon’un talimatıyla Sedat Peker’in yaptırdığını söyleyeceksin. Eğer teklifi kabul edersen içeriden çıkman için yardım ederim’ dedi. Ancak ben bu teklifi reddettim...”
Sanık yalan mı söylüyor? Doğru mu söylüyor? Kimdir bu savcı?
Eğer ifade yalansa... Mahkeme bu kadar vahim bir yalanı sessizce mi geçiştirecek?
Doğruysa; mahkeme bu komployu ortaya çıkarmak zorunda değil mi?
Bu soruların yanıtlarını merak ederken, yukardaki konunun savcının esas hakkındaki mütalaasında yer alıp almadığını merak ettik... Almamış... Bunlar olağan karşılanıyor anlaşılan...
* * *
Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ ile emrinde bulunmuş 14 general ve albay için ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi.
Eğer idam cezası kaldırılmamış olmasaydı Başbuğ ve 14 arkadaşı için idam istenecekti. İdamın kalkmasından yararlandılar!
Hakkındaki suçlamaya gelince... Başbuğ, “internet siteleriyle kara propaganda ve dezenformasyon faaliyetleri icra ve organize ederek hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs”le suçlanıyor...
Emrinde 700 bin kişilik ordu varken orduyu değil 4 adet internet sitesini kullanmış kendileri...
İki hafta önce Türkiye’yi ziyaret eden Ürdün Kralı 2’nci Abdullah, bölgede “yeni ve radikal bir ittifakın doğmakta olduğunu” savunarak “Mısır ve Türkiye’de gelişen bir Müslüman Kardeşler hilalini görüyorum” diyor...
Kral, ABD’de yayımlanan The Atlantic dergisine, Erdoğan’ın demokrasiyi bir “otobüs yolculuğu”na benzettiğini söylüyor... Demek bu ülkenin kaderinde Ortadoğu krallıklarından demokrasi dersi almak da vardı... Bu kadarı aklımıza gelmemişti...
Ergenekon savcısının mütalaası açıklandı. İçinde ne aydınlatılan bir siyasi cinayet var, ne faili meçhullerin izi, ne derin devletin ipuçları. Danıştay cinayeti dışında bir cinayet suçlaması yok. O cinayet de Ergenekon’a bir sabıkalı tanığın ifadesiyle bağlanmış. Lidersiz örgüt olur mu? Bu örgütün lideri yok. Hoş, böyle bir örgüt olduğunu da savcılık dışında söyleyen yok. Ne diyor sanıklar:
“Bu davada hukukun bütün temel ilkeleri çiğnenmiştir... Sanıkların savunmaları, gösterdikleri tanıklar yok sayılmış, iddianame sahte delillere dayandırılmıştır...”
Sanıkların mahkemeden daha inandırıcı olduğu bir dava var karşımızda.
Hukuku ararken...
Cumhuriyet gazetesine molotof atılması sanığı Bedirhan Şinal 11 Mart günü Ergenekon duruşmasında çarpıcı bir ifade verdi... Dedi ki:
“Bir savcı beni çağırdı, ‘Bana bir konuda ifade vereceksin. Afyon’da meydana gelen patlamayı, davanın sanıklarından İlker Başbuğ ve Hurşit Tolon’un talimatıyla Sedat Peker’in yaptırdığını söyleyeceksin. Eğer teklifi kabul edersen içeriden çıkman için yardım ederim’ dedi. Ancak ben bu teklifi reddettim...”
Sanık yalan mı söylüyor? Doğru mu söylüyor? Kimdir bu savcı?
Eğer ifade yalansa... Mahkeme bu kadar vahim bir yalanı sessizce mi geçiştirecek?
Doğruysa; mahkeme bu komployu ortaya çıkarmak zorunda değil mi?
Bu soruların yanıtlarını merak ederken, yukardaki konunun savcının esas hakkındaki mütalaasında yer alıp almadığını merak ettik... Almamış... Bunlar olağan karşılanıyor anlaşılan...
* * *
Bir ülkede kurumlar bir kez bozuldu mu bir daha toparlanması ancak köklü devrimlerle olur.. Ki o da çok zordur... Yozlaşan bir üke kendiliğinden düzelmez... Hukuk da öyle... Kadrolar bir kez hukuktan uzaklaştı mı, bir daha yerine oturtamazsınız...
CHP’li Haluk Koç, “İktidar, Öcalan ile beraber top çeviriyor” demiş.
Keşke dümen değil de sadece top çevirseler...
Fahrettin Fidan
Site
CHP’li Haluk Koç, “İktidar, Öcalan ile beraber top çeviriyor” demiş.
Keşke dümen değil de sadece top çevirseler...
Fahrettin Fidan
Site
Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ ile emrinde bulunmuş 14 general ve albay için ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi.
Eğer idam cezası kaldırılmamış olmasaydı Başbuğ ve 14 arkadaşı için idam istenecekti. İdamın kalkmasından yararlandılar!
Hakkındaki suçlamaya gelince... Başbuğ, “internet siteleriyle kara propaganda ve dezenformasyon faaliyetleri icra ve organize ederek hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs”le suçlanıyor...
Emrinde 700 bin kişilik ordu varken orduyu değil 4 adet internet sitesini kullanmış kendileri...
Hem dava hem İlker Başbuğ kuşkusuz bu yanıyla da tarihe geçecek...
Topu tüfeği bırakıp interneti silah olarak kullanan bir Genelkurmay Başkanı...
Eşi emsali görülebilir mi bir daha!
İmralı’da görüşmeler sürerken Ergenekon sanıklarına müebbet yağdı!
AKP iktidarının özeti teröristlere “muhabbet” yurtseveraydınlara “müebbet”
Akif Kökçe
Ürdün
İmralı’da görüşmeler sürerken Ergenekon sanıklarına müebbet yağdı!
AKP iktidarının özeti teröristlere “muhabbet” yurtseveraydınlara “müebbet”
Akif Kökçe
Ürdün
İki hafta önce Türkiye’yi ziyaret eden Ürdün Kralı 2’nci Abdullah, bölgede “yeni ve radikal bir ittifakın doğmakta olduğunu” savunarak “Mısır ve Türkiye’de gelişen bir Müslüman Kardeşler hilalini görüyorum” diyor...
Kral, ABD’de yayımlanan The Atlantic dergisine, Erdoğan’ın demokrasiyi bir “otobüs yolculuğu”na benzettiğini söylüyor... Demek bu ülkenin kaderinde Ortadoğu krallıklarından demokrasi dersi almak da vardı... Bu kadarı aklımıza gelmemişti...
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
