Tarih:
22.04.2016
Ergenekon yokmuş!
Melih Aşık; Bu olmayan örgütün üyesi diye 200’ün üzerinde sanık yıllarca hapis yatırıldı, yakınlarına eza cefa edildi.
Ergenekon davasında Yargıtay kararını açıkladı, özetle “Ergenekon diye bir örgüt yoktur” dedi.Eğer Ergenekon diye bir örgüt yoksa örgütün üyesi de yoktur, hükümeti devirme gibi suçlar da söz konusu değildir.
Ama yazık günahtır... Bu olmayan örgütün üyesi diye 200’ün üzerinde sanık yıllarca hapis yatırıldı, yakınlarına eza cefa edildi, Kuddusi Okkır, Türkan Saylan, İlhan Selçuk, Uçkun Geray, Abdülkerim Kırca, Kaşif Kozinoğlu, Murat Özenalp, Engin Aydın, Erhan Göksel gibi değerli isimler bu süreçte hayattan ayrıldı...
Dün “Bu davanın savcısıyız” diyenler yarın da kuşkunuz olmasın; “Cemaat bizi aldatmış bunları fark etmemiştik” diyecekler... Siz bu kadar kolay aldanıyorsanız ülkeyi hangi yüzle idare ediyorsunuz, sorusuna yanıt vermeyecekler. Yitip giden ömürler geri gelmezken... Ergenekon’un darbe örgütü olduğunu iddia eden, kamuoyunu inandırmak için türlü yalanlar söyleyen komplocu basın mensupları tabii hiç utanmayacaklar.
Dink davası ve Ergenekon üst üste geldi. Dink cinayeti büyük olasılıkla Ergenekon’a zemin hazırlamak için işlendi.
Peki bu sarsıcı olayları hangi üst akıl tezgâhladı?
Sıra geldi polis, yargı ve medya üçgeninde şekillenen Ergenekon tezgâhını kurgulayan gerçek suç örgütünü ortaya çıkartmaya...
Sanıklar işin peşini bırakmamalı... Komplonun izini bıkıp usanmadan, gerekirse ta Okyanus ötesine kadar sürmeli...
Ne yapma(ma)lı!
Krikor Zohrab, Ohannes Vartkes Serengülyan, Nazaret Dağavaryan, Garabed Paşayan, Onnik Tertsakyan, Isdepan Çıracıyan, Hampartsum Boyacıyan.
Bunlar 1908 - 1915 yılları arasında Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda mebusluk yapmış Ermeni kökenli Osmanlı yurttaşları. Ermeni kökenli HDP milletvekili Garo Paylan Nisan -Mayıs 1915’te gözaltına alınarak öldürüldüğünü iddia ettiği bu isimlerin nasıl ve kimlerin emirleriyle öldürüldüğü... Naaşlarının nerede bulunduğunun tespiti, naaşları bulunacakların usulüne uygun olarak defnedilmeleri ve bu çerçevede iade -i itibarlarının sağlanması amacıyla dün bir araştırma önergesi verdi. Hrant Dink cinayetinin bile tam aydınlatılamadığı günümüzde 100 yıl önce işlendiği ileri sürülen bu insanlarla ilgili cinayetler aydınlatılabilir mi, bilemeyiz. Ama aydınlatılabilmesi için Garo Paylan ve onun gibi düşünenlerin en başta ne yapmaları gerektiğini iyi biliyoruz; Hrant Dink cinayetinde olduğu gibi “Ergenekoncular yaptı, ulusalcılar katletti” türünden hedef saptırmalara yönelip gerçek katilleri koruma altına almayacaksınız!
Gümrük Bakanı Bülent Tüfenkçi arayarak, dünkü yazımızda söz ettiğimiz şekilde Edirne’de savcı ile gümrük memuru arasında geçen olayla ilgili “O savcı gidecek” diye kesin bir beyanda bulunmadığını, gazetecilere “Karşılıklı şikâyet ettik” dediğini, sözlerinin basına yanlış geçtiğini bildirdi.
YARIN
Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından 23 - 24 Nisan tarihlerinde Ankara’da yapılacak etkinlikler:
23 Nisan cumartesi günü saat 11.00’de, Ulus Birinci Meclis önünde kitlesel basın açıklaması.
(23 Nisan Ulusal Bayramımızı kutlamaktan kaçınanlara, Atatürk’ün bu Meclis’i ülke düşman işgalindeyken açtığı hatırlatılacak)
24 Nisan 2016 Pazar:
- “Teröre karşı ulusal birlik yürüyüşü” ve sonrasında Yenimahalle Nâzım Hikmet Kültür Merkezinde “Terör, Anayasa tuzağı ve Türkiye Gündemi” konulu toplantı...
Yürüyüş programı:
Saat 11:30’da Eski Hipodrom) toplanma.
Saat 12:00’da kortejin AKM- Tandoğan güzergâhında yürüyüşe başlaması.
Anıtkabir’de Atamıza saygımızın sunulması.
Ziyaret sonrasında otobüslerle Yenimahalle’ye hareket...
Tecavüz davası niye aceleyle bitirildi?
Dava uzayınca sanık sandalyesine yandaşların oturacak olnmasından mı korktular dersiniz?
Akif Kökçe
YURT
Karaman’daki çocuk tecavüzü davasını izleyen CHP heyetinden Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer diyor ki:
“Suçun gerçekleştiği yurtların denetimden uzak gizli saklı yerler olmaları sebebiyle suçlu iki tane vakıf (Ensar Vakfı ve KAİMDER yurtları) olmasına karşın, Ensar Vakfı’nın avukatları beş çocuğun yani mağdur tarafın avukatları olarak davada yer aldı. Bu Türk hukuk tarihinde büyük bir garabettir. Karaman’da kaç öğrencinin kaldığı belli olmayan illegal yurtlar var. Okul müdürünün bu evlerden bilgisinin olmadığını söylemesi inandırıcı olmuyor. Burada okul müdürü ve öğretmenler de suçludur. Bu evlerden haberi olmadığını söyleyen il Vali’si ve İl Milli Eğitim Müdürü de suçludur.
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları