loading
close
SON DAKİKALAR

Evren’in ardından!

Melih Aşık
Tarih: 12.05.2015

Melih Aşık; Kara mizah odur ki... İktidardakiler bugün bu dar Anayasa’yı bile bekleme odasına yani askıya almış durumdadır.

Kenan Evren 98 yaşında hayattan ayrıldı...
12 Eylül’ün acılarını yaşamış olanlar onu haklı olarak olumsuz ifadelerle anıyor. Kimileri ise darbelere ve darbecilere karşı demokrat görünme çabasıyla ikiyüzlü manevralar yapıyor.
Kenan Evren’in arkasından atıp tutmak kolay, vakit ise geçtir.
Kenan Evren 1980 - 83 arasında darbe lideri, 83 - 89 arasında cumhurbaşkanı idi. 89 yılından bu yana geçen 26 yıl boyunca aramızda bir emekli olarak dolaştı... Sorgulanması için yeterli zaman vardı. Arkasından atıp tutanlar neden yüzüne karşı konuşmadılar!
Kenan Evren’in 1997 yılında Milliyet yayınlarından çıkan bir kitabı vardır; “12 Eylül’den Önce ve Sonra Ne Demişlerdi, Ne Dediler, Ne Diyorlar?” adlı bu kitapta kendisini öven ve eleştiren köşe yazılarından alıntılar yapar. Evren’i rahatsız etmiş olan yazar sayısı 5 - 6’yı geçmez. Oktay Akbal, Bekir Coşkun, Zülfü Livaneli, Yalçın Pekşen, İlhan Selçuk ile bu sütunun yazarı dahil Evren’i kızdıranlar çok çok beş on kişiyizdir.
Devlet ve hükümet taziyeye gitmeyecekmiş.
Bu muhteremi Cumhurbaşkanı Gül, Çankaya Köşkü’nde ağırlamadı mı? Bu ağırlamaya itiraz eden oldu mu? Şimdi neden bu hassasiyet!
Kenan Evren darbe suçları kadar yaptığı anayasa ile de eleştirilir...
Mevcut Anayasa darbe anayasası diye adlandırılır.
Kara mizah odur ki... İktidardakiler bugün bu dar Anayasa’yı bile bekleme odasına yani askıya almış durumdadır.

Pejmürdeliğimiz...
2 Aralık 1995 tarihinde, yani 12 Eylül darbesinden 15 yıl sonra ve bundan 20 yıl önce bu sütunda çıkan bir yazıyı aşağıya aldık.
“...Seçime üç hafta kala seçimin yapılıp yapılmayacağı dahil sayısız bilinmeyenle karşı karşıyayız... Halkımız şaşkın biçimde demokrasimizin son manzarasını seyrediyor. Bu pejmürdeliğe anlam veremiyor.
Çeteleşmiş partiler... Seçimi iki dudağı arasına almış liderler... Listedeki yerini beğenmeyince çılgına dönen siyasetçiler... Devre dışı bırakılmış seçmenler... Ve zihinlerde şaşkın sorular...
Neden bu duruma geldik? Kim getirdi bizi bu noktaya?
Yanıtı zor mu? Tabii ki 12 Eylül...
12 Eylül darbesi ve darbenin anayasası halkı dışlayan içi boş bir demokrasi öngörüyordu. Başarılı oldu.
12 Eylül generalleri partilerin arşivlerini yaktılar, yöneticilerini hapse attılar onların geçmişleriyle bağlarını kestiler...
Üniversite ve sendikaların siyasetle ilişkisini yasaklayıp siyaseti nefessiz, solu tabansız bıraktılar. Halkı depolitize edip lumpenleştirdiler.
Şaşırtıcı olan bugün geldiğimiz nokta değil... Şaşırtıcı olan bizi bugüne getiren gelişmelere tanık hatta zaman zaman destek veren halkımızın ‘olağan sonuç’a şaşırmış görünmesi.
Halkımız 12 Eylül paşalarını her gördüğü yerde alkışlıyor...
Ama demokrasinin bugünkü pejmürdeliğine şaşıyor... İşte garip olan bu...”


NEYDİ
12 Eylül’e doğru bir teşhis koymak gerekirse...
Darbe, görünüşte oluk oluk kan dökülmesine neden olan anarşi ve terörü durdurmak için yapılmıştı. Ama bu işin kamuflajıydı. Terör, iç ve dış istihbarat örgütlerinin tezgâhıydı.
Esasında darbe 27 Mayıs Anayasası’nın getirdiği hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmak için yapılmıştı. İlk hedefi işçi hakları ve sendikalardı.
İstikrar anayasası adı altında IMF programları ve kemer sıkma önlemlerine müsait ortamı sağlayacak bir anayasa yapıldı. Solcular, yurtseverler. ulusal çıkarları savunan kesimler ezildi. Turgut Özal liderliğinde yürütülecek olan liberalizme ve özelleştirmelere yelken açıldı.
12 Eylül, senaryosu ABD’de yazılan bir büyük komplo idi.


Maçı yöneten
bir hakemin
taraflardan biri adına penaltı atması ne kadar yasalsa
Cumhur-
başkanı’nın bir parti için oy istemesi o kadar yasaldır!
Akif Kökçe


JÜRİ
1989 yılında Kenan Evren’in cumhurbaşkanlığı sona ererken Güneş Gazetesi bir halk jürisi oluşturmuş ve yeni cumhurbaşkanı olarak kimi görmek istersiniz diye anket düzenlenmişti.. Bu ankette ilk sıralar şöyle paylaşıldı:
“Kenan Evren 61, Bülent Ecevit 52, Erdal İnönü 46...”
Evren’in ardından Cumhurbaşkanı olan Turgut Özal’a bu ankette çok az oy çıkmıştı. Evren’e sempati sürüyordu.
? ? ?
Zaman zaman yapılan bir espriyi bugün tekrarlayalım...
- Kenan Evren dönemiyle AKP dönemi arasındaki fark nedir?
- Evren demokrasiye dönüş sözü vermiş ve üç yıl içinde demokrasiye dönülmüştü...


Siyasiler ve çocuk bezleri aynı sebepten sık sık değiştirilmelidir.
Ronald Raegan

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları