loading
close
SON DAKİKALAR

Ey Kavmim sen ki

Melih Aşık
Tarih: 29.12.2013

Melih Aşık; Ey Kavmim, sen ki peygamberlerini bile dinlemedin beni hiç dinlemezsin. Dönüp de bakmazsın ölülerine.

Ey Kavmim, sen ki peygamberlerini bile dinlemedin beni hiç dinlemezsin. Dönüp de bakmazsın ölülerine.

Lut Kavmi’nden de değilsin sen, hazdan olmayacak mahvın. Acıyla karıldı harcın ama acıya da yabancısın.

Ağıtları sen yakarsın ama kendi kulakların duymaz kendi ağıdını.

Bir koyun sürüsünden çalar gibi çalarlar insanlarını ve sen bir koyun sürüsü gibi bakarsın çalınanlarına.

Tanrı’ya yakarır ama firavunlara taparsın. Musa Kızıldeniz’i açsa önünde sen o denizden geçmezsin.

Ey Kavmim... Sen ki peygamberlerini bile dinlemedin, beni hiç dinlemezsin.

Korkarsın kendinden olmayan herkesten. Ve sen kendinden bile korkarsın.

Hazreti İbrahim olsan sana gönderilen kurbanı sen pazarda satarsın.

Hazreti İsa’yı gözünün önünde çarmıha gerseler sen başka şeylere ağlarsın.

Gündüzleri Maria Magdelena’yı fahişe diye taşlar, geceleri koynuna girmeye çalışırsın.

Ey Kavmim... Sen ki peygamberlerinin dediklerini bile dinlemedin, beni hiç dinlemezsin.

Dönüp de bakmazsın ölülerine

Lut Kavmi’nden de değilsin, hazdan olmayacak mahvın.

Ama sen kendi acına da yabancısın. Kadınların siyah giyer kederle solar tenleri ama onları görmezsin.

Her kuytulukta bir çocuğun vurulur, aldırmazsın.

Merhamet dilenir, şefkat dilenir, para dilenirsin. Ve nefret edersin dilencilerden.

Utancı bilir ama utanmazsın. Tanrı’ya inanır ama firavunlara taparsın.

Bütün seslerin arasında yalnızca kırbaç sesini dinlersin sen...

Ey Kavmim... Sen ki peygamberlerini bile dinlemedin, beni hiç dinlemezsin...
(Yukarda bir bölümünü aktardığımız bu şiir Lübnanlı Şair Halil Cibran’a ‘1883 - 1931’ aittir)

O da Rahşan’dan...!

“Milletin, tüyü bitmemiş yetimin hakkı yenmişse onun hesabını biz sorarız. Rahşan Affı ile dışarıda gezenler soramaz.”

Başbakan Tayyip Erdoğan sık sık Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Rahşan Affı”ndan yararlandığını söylüyor. Kendilerine yönelik eleştirileri bu şekilde dengelemeye çalışıyor...

Ancak bunu derken bir şeyi ya unutuyor ya da insanların balık hafızalı olduğunu düşünüyor. Neden mi? Çünkü kendisi de Rahşan Affı dediği af sayesinde serbestçe geziyor. O aftan nasıl yararlandığı 2004 yılının Ocak ayında gazetelere şöyle yansımıştı.

“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dokunulmazlık dosyasının bulunduğu Meclis Hazırlık Komisyonu’na, kendisine atfedilen suçun Bülent Ecevit’in başbakanlığı döneminde eşi Rahşan Ecevit’in isteğiyle çıkan Af Yasası kapsamına girdiğini bildirdi. Erdoğan, AKP Grup Başkanvekili Haluk İpek aracılığıyla Hazırlık Komisyonu’na gönderdiği yazıda, AKBİL dosyasının Bülent Ecevit’in başbakanlığını yaptığı 57. Hükümet döneminde 21.12.2000 tarihinde çıkarılan 4616 sayılı Af Yasası kapsamına girdiğini, bu nedenle dosya üzerinde işlem yapılmaması gerektiğini belirtti.”

Başarısızlık, daha akıllıca işler yapmak için yeni başlangıçlar fırsatıdır.
Moshe Arens

***

Hayatın çeşitli güçlüklerine karşı üç şey hediye edilmiştir... Ümit, uyku ve gülmek.
Kant

***

Büyüklüğün belli bir ölçüsü yoktur. Nehirde büyük görünen bir gemi, denizde küçüktür.
Seneca

SINAV

Anayasa’yı 3 yıl önce değiştirdiler, yargıyı iktidara bağladılar...

Adalet terazisi tutan kızı Cemaat’e teslim ettiler.

Güzel bir işbirliği oluşturdular...

TSK’ye birlikte kumpas kurdular...

Ergenekon senaryosunu birlikte yazıp birlikte uyguladılar.

Ulusalcıları birlikte hakladılar...

AKP sıkışınca “Yargıya Cemaat bakıyor” deyip yükü sırtından attı.

Cemaat eleştirilere kalkan oldu, AKP’nin elini rahatlattı.

Gel gör ki bir ipte iki cambaz oynamıyor...

Sonunda dalaştılar... Cemaat AKP’nin yolsuzluklarına kilitlendi. İşadamlarını takibe aldı.

Mızrağın ucu aileye kadar dayandı...

RTE kendini “Onlar çetedir, paralel yapı” falan diye savunuyor...

Emniyet, yargının talimatlarına uymuyor.

İktidar Anayasa’yı takmıyor.

Cumhuriyet örselenmiş. TSK yere serilmiş, muhalefet zayıf, cumhurbaşkanı pasif, sivil toplum kuruluşları bitkin, ekonomi uçurumun kıyısında, üniversite suskun, iş dünyası korkak...

Bir seçimin manzarayı değiştireceği umudu az...

Sınav sorusu...

Bu açmazdan nasıl kurtulacağız?



Asgari ücret pazartesi günü (30 Aralık’ta) açıklanıyor. Lütfen bu kez “açlık, yoksulluk, simit” filan değil, “AKP’li bakan çocuklarının” yaşam standardı esas alınsın...
Akif Kökçe

ARINÇ

Bülent Arınç: “Erdoğan’ı sevin ama Tayyipçi olmayın” demiş...
“Atatürk’ü sevin ama Kemalist olmayın” tekerlemesi nasıl da işe yaradı...

ÇİÇERO

İki bin yıl önce yaşamış Romalı devlet adamı Çiçero diyor ki:

“Genelde devlet görevi üstlenecek olanlar Platon’un şu iki öğüdüne tutunmalıdır:

Birincisi, vatandaşlar için neyin yararlı olduğuna öyle dikkat etsinler ki, ne yaparlarsa yapsınlar, ne düşünürlerse düşünsünler, neticede kendi menfaatlerini hiç hatırlamasınlar.

İkincisi, halkın sadece bir bölümünü önemseyip diğer bölümlerini es geçmektense, tamamını kucaklamaya dikkat etsinler.

Devlet idaresi emanetçi görevi alanların değil, emanet edenlerin yararına göre yapılandırılmalıdır.”

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları