Geleceği yakala
Melih Aşık: Partilerin bu konularda seslerini yükseltmeleri, her türlü vasıtayla dürüst seçim için çaba göstermeleri gerekiyor. Neredeler?
Onur Öymen’in “Geleceği Yakalamak” adlı yeni kitabı dünya ülkelerinin giriştiği muazzam yarışta hangi ülkenin nerede olduğunu, geleceği hangi ülkelerin yakalayacağını, yarışı önde götürmek için neler yapılması gerektiğini anlatıyor. Kitaptaki ilginç bölümlerden biri de Price Waterhouse PwC adlı ünlü firmanın yaptığı geleceğe dönük projeksiyonlar...
Buna göre, Türkiye halen GSMH açısından 14. sırada bulunuyor. Satın alma paritesine göre yapılan hesaplamaya göre, bugün için Çin birinci, ABD ikinci, Hindistan üçüncü sırada... 2050 yılında ise Çin birinci, Hindistan ikinci ABD üçüncü sıraya yerleşiyor. Türkiye 2050 yılında Suudi Arabistan ve Fransa’yı da geride bırakarak 11. sıraya yükseliyor. Tabii bu sonuca ülkenin iyi yönetileceği varsayımıyla varılıyor.
Onur Öymen’i her sayfası büyük emek ürünü olan bu kitabından dolayı kutluyoruz.
TEŞEKKÜRLER AREL
Arel Koleji öğrencilerinin her biri 10 Ocak Gazeteciler Günü’nde gazete yazarlarına el yazısıyla birer tebrik kartı göndermişler. Bana gönderen 11 B öğrencisi Uğur Kaan Demir şöyle diyor:
“Bugünü doğru anlamamızı ve yarınlara aktarmamızı sağlayan siz değerli gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun...”
Teşekkürler Arel öğrencileri, teşekkürler Kaan...
SAHTE SEÇMEYEN!
Yaşlı amca seçim sandığının başına gelmiş sandık görevlisine soruyor:
- Karım oyunu kullanmış mı?
Görevli: İsmi ne teyzemin?
Amca: Mualla
Görevli listeye bakıp: Evet amca, kullanmış.
Amca: Tüh, yine görüşemedik desene.
Görevli: Niye, boşandınız mı?
Amca: Yok evladım. 10 sene önce öldü. Her seçimde benden önce gelip oyunu kullanıyor, bir türlü karşılaşamıyoruz! İnternette böyle fıkralar dolaşıyor. Ancak sahte seçmen olayı fıkraya gelmeyecek kadar ciddi... CHP Parti Meclisi üyesi Haluk Pekşen bu konuda savcılara görevlerini anımsatıyor:
“Birçok seçim çevresinde sahtecilik ayyuka çıkmış ancak hiçbir savcı durumu soruşturma gereği dahi duymamıştır. İçişleri Bakanlığı seçmen kayıtlarının yer aldığı ‘bilgisayar ana sistemi’ üzerinde bir büyük bilirkişi heyeti soruşturma yapmalıdır.”
Haluk Pekşen sözlerini izah ediyor:
“Geçmişte seçmen kayıtları YSK gözetimi ve denetimi altındaydı. 2010 yılında bu görev İçişleri Bakanlığı’na devredildi. Sağlıklı seçim için ilk iş seçmen kayıtlarını tutma görevinin YSK’ya iadesidir. O takdirde siyasi partilerin de denetim imkânı ortaya çıkar.”
Parmak boyası sahte seçmenlere engel olmak için çok etkili bir önlemdi. 2011 seçiminden önce nedense! kaldırıldı.
Sahte seçmen yanında bir de seçmen kaydırma taktiği var...
Partilerin bu konularda seslerini yükseltmeleri, her türlü vasıtayla dürüst seçim için çaba göstermeleri gerekiyor. Neredeler?
TRUMP
ABD Başkanı Trump dün attığı tweet’te açık ve kesin bir tehdit savurdu:
“Kürtlere saldırırlarsa Türkiye’yi ekonomik olarak mahvedeceğiz.”
ABD bunun denemesini rahip Brunson olayında yaptı. Doların değeri 7 liranın üzerine çıktı. Trump’ın o denemeden cesaretlendiği gözleniyor. ABD Başkanı’nın “Kürtler” dediği de masum Kürt halkı değil. Ya kimler? YPG/PYD gibi PKK’nın uzantısı olan örgütler...
Washington, YPG’ye verilen tonlarca silahın geri alınacağını defalarca açıklamasına rağmen artık bu konuda da yan çiziyor: “Bakarız” demekle yetiniyor. Bu gelişmelerin bir faydası mı? Ankara’nın “stratejik ortak” dediği ABD’nin ne menem bir stratejik ortak olduğunun ortaya çıkmasıdır.
KENEVİR
Esrar ve uyuşturucunun hammaddesi olduğu için yasaklanmış olan kenevirin ekimine tekrar başlanması gündeme geldi.
Bu konu üzerinde çalışmış bir uzmanla konuştuk. Dediği:
- Kenevir ekimi için Birleşmiş Milletler’in izni gerekir.
- Kontrollü ekim için izin alınsa bile bu sınırlı alandan ekonomik fayda sağlayacak miktarda ürün çıkmaz.
- Ürünün yasa dışına kaymaması için kontrolü de çok zordur.
TOPUKLU
Ankara Sincan’da İlkokul Müdürü Mehmet İpek, kadın öğretmenlerin koridorlarda yürürken topuk sesi çıkarmamasını yani topuklu ayakkabı giymemesini istemiş, bazı ayetleri de bu talebine gerekçe göstermiş.
Şimdi müdür beyden beklenen dinin emri sandığı kimi diğer kuralları da yürürlüğe koymasıdır. Madem okul hayatını İslam devleti kurallarına göre düzenliyor, sadece topuklu ayakkabı işini halletmekle olmaz! Okulda günlük hayatı baştan aşağı dinsel kurallara göre yeniden düzenlemek lazım!
Milli Eğitim Bakanlığı bu işe ne diyor peki?
Merak edilen o...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları