loading
close
SON DAKİKALAR

Gelecek sizindir!

Melih Aşık
Tarih: 23.06.2013

Melih Aşık, Boşuna yorulmayın ben cevaplayayım, diyor, Atatürk biliyordu...

Gezi Parkı sürecinde Türk gençliği politik aktör olarak ortaya çıkarken... Telefonda Gezi sohbeti yaptığımız dostumuz:
- Atatürk, Cumhuriyeti gençlere emanet etmiş, demek bir bildiği varmış, diyor...
Aklımıza Albay İkrami Özturan’ın Hasdal’dan geçen yıl yazdığı “Elveda - Elbirliğiyle Vatanında Esir Düşürülen Askerler” adlı kitabı geliyor. O kitapta bu konuda hoş bir anekdot vardır.
Hasdal Cezaevi’nde tutuklu askerler toplanmış, aralarında sohbet ediyor. Askeri Casusluk Davası’ndan yargılanmakta olan ve geçen yıl tahliye edilen Albay Tamer Zorlubaş soruyor:
- Size bir sorum var bilin bakalım, diyor, madem ki Atatürk İstiklal harbini subaylarla kazandı, Cumhuriyeti bu subaylarla kurdu, devrimlerini de bu subaylarla gerçekleştirdi, peki, neden Cumhuriyeti subaylara değil de gençlere emanet etti?
Sohbete katılanlar bu soruya yanıt ararken Albay Zorlubaş:
- Boşuna yorulmayın ben cevaplayayım, diyor, Atatürk biliyordu; subaylarının, amirallerinin, generallerinin darbecilikten tutuklanacaklarını, hapislere düşeceklerini biliyordu, bu yüzden cumhuriyeti gençlere emanet etti...
Atatürk, gençlere o ünlü mesajını,1924 yılında Dumlupınar’da Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin kazanıldığı alanda yaptığı tarihi konuşmada verir:
“Ey yükselen yeni nesil... Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk... Onu yücelterek yaşatacak olan sizlersiniz”
Gençler demokrasi ve cumhuriyeti yüceltecek, Atatürk’ü mahcup etmeyecektir...

Kaçınma manevrası

Hakkâri’de komuta heyetini taşıyan Komuta-Kontrol helikopterine teröristler dört el ateş ediyor. Helikopter yara alıyor. Uzaklaşıyor. Açıklama yapan Genelkurmay Başkanlığı “Helikopter kaçınma manevrası yaparak ateş bölgesinden süratle uzaklaşmıştır” diyor. Açıkçası helikopterimiz bölgeden kaçmış. Peki daha sonra bölgeye birlik sevk edilmiş mi? Hayır. Öyle bir kayıt ve bilgi yok. Bir başka haberde askerlerin PKK’lileri tespit ettiğinde durumu valilere haber verdiğini ancak valilerin, barış süreci gereği, operasyon izni vermediği belirtiliyor. Türkiye kendi topraklarında egemenliği PKK’ye bırakmış durumda. Neden? Efendim barış sürecine uygun olarak çekiliyorlar. Peki bunun kaydı kuydu var mı? Yok... Çekiliyorlar mı, kalıyorlar mı, kıyafet değiştirip kentlere mi dağılıyorlar, devlet bilmiyor... Bilinen o ki teröristler ellerini kollarını sallayarak, ara sıra da etrafa ateş ederek geziniyor... Özgürler. Ancak ülkenin eski Genelkurmay Başkanı ve PKK ile mücadele etmiş askerleri terörist suçlamasıyla hapiste...
Türkiye’de kara mizahın tarihi yazılıyor...
***
Diyarbakır’da 17 Haziran’da “Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm” adlı konferans yapıldı. Kuzey Kürdistan sözü ilk kez telaffuz edildi. BDP’li vekillerin de katıldığı konferansta alınan karardan bir madde okuyalım:
“Kürdistan halklarının kendi tercihleriyle statülerini (özerklik-federasyon- bağımsızlık gibi) belirleme hakkına sahip olduğu... Ve Kürdistan’ın bir statüsü olmadan Kürt sorununun nihai olarak çözülemeyeceği karar altına alınmıştır”...
Bu ayrılma ilanına ne iktidar ne CHP’den tepki geldi...
Onlar da kaçınma manevrası yapıyor!

Erdoğan “durma eylemini” de beğenmedi!
Bu gidişle “Vatandaş sizi protesto etmek için
evinde oturma eylemi yapıyor” dendiği gün
evde oturanları da gözaltına alacaklar...
Akif Kökçe

Gezi Parkı direnişçileri
tuhaf suçlamalarla gözaltına alınıyor.
Yandaş polisin “orantısız şiddeti” varsa, yandaş yargının da “orantısız hukuku” var!
Akif Kökçe

Çılgın

Marmara’dan Karadeniz’e kanal açma fikri çılgın proje olarak gündemde... Daha önce de çılgın proje girişimi var mıydı? Vardı...
Ancak o proje Ege’den Marmara’ya tünel açarak Çanakkale Boğazı’nı yandan geçmeyi öngörüyordu. Bunu bize 1922 - 23 yıllarında Türkiye’de Sovyetler Birliği Büyükelçisi olarak bulunan Semyon Aralov anlatıyor.
“Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Anıları” adlı kitabın 210. sayfasında şu satırları okuyoruz.
(Aralov, Başbakan Rauf Bey’le konuşuyor)
- İngilizlerin Gelibolu Yarımadası’ndaki çalışmalarına, özellikle Bolayır’ın batısındaki kanal kazma çabalarına geçtim. Aldığım bilgilere göre İngilizler tarak makineleri getirmişler, gece gündüz çalışıyorlarmış, dedim. Türk Hükümeti’nin bunu bilip bilmediğini olayın gerçeğe uyup uymadığını sordum. Ayrıca Rauf Bey’e bu çeşit bir çalışma projesinden söz eden Liman von Sanders’in kitabını da hatırlattım.
Rauf Bey bu konuyu bilmediğini söyler. Aralov da ona inanmaz. Olay unutulur.

KAZA

Ortadoğu’da belli bir kültürün empati derdi yoktur. Ne olursa olsun o haklıdır. Herkes haksızdır.
Ahmet Taner Kışlalı’nın bir tanıdığı Suudi Arabistan’da aracını parketmiş. Bir Suudi gelip çarpıyor. Kadı’nın önüne çıkıyorlar. Kadı suçun yarısının parkeden arabada olduğunu söylüyor. Nedeni sorulunca da şöyle diyor:
- Eğer memleketinizde kalıp buraya gelmemiş olsaydınız kaza da olmayacaktı. Öyleyse suçun yüzde 50’si sizdedir.

“Biz sizin genciniz olmaya çalışmayacağız,
siz bizim başbakanımız olmaya çalışacaksınız.
Biz sizi beğeneceğiz, siz bizi değil...”
Oğulcan Tekinalp

ÖDÜL


Gezi Parkı eylemleri sırasında: “Ermenilere bıraktınız meydanı, Allah belanızı versin” diye tweet atan güreşçi Rıza Kayaalp’e Akdeniz (White Sea) oyunları açılışında bayrağı taşıttılar. Bakalım “Yahudi, Ermeni ve Rum’sanız Gezi eylemlerinde aktif rol almanızı anlayışla karşılıyorum. Lütfen soyunuzu araştırın” diyen YTÜ Profesörü Ahmet Atan’a nasıl bir ödül verecekler?

Milliyet/Melih Aşık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları