loading
close
SON DAKİKALAR

Gençle sohbet

Melih Aşık
Tarih: 28.09.2023
Kaynak: Melih Aşık - Milliyet

Melih Aşık; Sanatçılar siyasete ve ülke sorunlarına ilgi duymalı, gerekirse cesaretle düşüncelerini açıklamalı mı?

Genç bir kadın, bir hemşire, kısa sohbetimiz sırasında aniden şu soruyu sordu:

- Siz 25 yaşındayken hangi pişmanlıkları duydunuz, keşke şöyle yapsaydım, şöyle karar alsaydım dediğiniz neler oldu? O zaman ne yaptınız?
Ben hiç düşünmeden cevap verdim:

-Ben 25 yaşımdayken o zamana kadar yaptığım hiçbir şeyden pişmanlık duymadım. Kayıplarım olmadı değil. Çok kayıplarım oldu. Lisede iki yıl kaybettim. Ama bu yılları kayıp saymadım. Lisede derslerden kaçıp haylazlık ettiğim zamanlarda kitap okur, şehrin arka mahallelerini dolaşır, okulun monoton havası yerine sokakların cıvıltılı, renkli yaşamlarını gözlerdim. Üniversitede 4 yıl kaybettim ama zaman boşa geçmedi, televizyonda çalışıp bir meslek sahibi oldum. Hayal kırıklığı anlarımda:

- Demek ki öyle olacakmış, der, geçerdim…

Genç Hanım merakla dinlerken şunu ekledim:

- Ben gençlik yıllarında hep geleceği düşündüm. Sevdiğim bir mesleğimin olmasını diledim. Geçmişe bakıp “keşke”lerle vakit geçirecek yerde kendime gelecekte bir yer aradım. Her genç hayata böyle bakmalı. Dil öğrenmeli. Birlikte yaşayacağı insanı doğru seçmeli, çocuğu olursa ona vakit ayırmalı, iyi bir eğitim sağlamalı. Kendi mutluluğu kadar başka insanların mutluluğu için de çalışmalı. Dünyayı ve yaşamı güzelleştirmek için çalışmalı. Benim her gence tavsiyem budur. Ha ben bu hedeflere ulaştım mı? Bilemem ama o yolda yürüdüm en azından. Gençlere de öneririm…

TİTANİK

Sanatçılar siyasete ve ülke sorunlarına ilgi duymalı, gerekirse cesaretle düşüncelerini açıklamalı mı?

Bir ressam bu soruya:

- Ben sanatçıyım, sanata siyaset karıştırmam, işime bakarım, halk benden siyaset yapmamı değil sanat ürünü vermemi bekler, diyor..

Bir düşünür şu soruyu soruyor:

- Titanik yolcusu olsaydınız, göreviniz geminin duvarlarına resim yapmak olsaydı, tekne buz dağına çarpıp batarken de resim yapmayı sürdürür müydünüz?

İLTİFAT

Yıl 1887… Bir gazeteci Victor Hugo’ya soruyor:

- Bugüne dek çok olumlu eleştiriler, iltifatlar aldınız. Bunlar arasında sizi en çok hangisi hoşnut etti?

Hugo anlatıyor: “Karlı bir kış gecesiydi. Eş dostla yiyip içmiştik. Mesafe kısa diye, evime yaya olarak dönüyordum. Fena halde sıkışmıştım. Hızlı adımlarla, malikânemin bahçe kapısına vardım. Kapı kilitliydi. Altıma kaçırmak üzereydim. Yaşlılık işte. Çaresiz, bahçe duvarına yanaştım, etrafa bakındım, görünürde kimse yoktu, fermuarımı indirdim ve su dökmeye başladım. Tam o sırada arkamda bir at arabası durdu. Arabacı nefret dolu bir sesle küfürler sıraladıktan sonra bana dedi ki:

“O işediğin duvar, Sefiller’in yazarı Victor Hugo’nun evinin duvarıdır!
İşte, hayatımda duyduğum en iltifat dolu söz buydu.”

YAZARIN GÖREVİ

Yazarın ödevi, görevi; işlevi nedir?

Asırlar boyu tartışılmıştır..

John Steinbeck, Nobel ödülünü kabul konuşmasına şöyle başlar:

“Yazarın eski çağlardan beri süregelen görevi değişmedi. Yazar iyileştirme amacıyla ışığı buluncaya kadar karanlık ve tehlikeli hayallerimizin derinliklerine inerek, insanların çok sayıdaki hata ve yanılgılarını sergilemekle yükümlüdür”

★ ★ ★

Aziz Nesin ise yazarın sorumluluğunu şöyle anlatır:
“Çağından sorumlu olmak, o çağda bütün dünyadaki kötülüklerin nedeni, gerekçesi, yapıcısı kendisiymiş gibi duyuyor olmak demektir.

Bir yerde kötülük varsa ondan kendini sorumlu tutmak, onu düzeltmeye çalışmak demektir.

Sanki o düzeltilmediği zaman onu o yapmış gibi bir duyguya kapılmak gerekir.”

Dünyanın küçülmüş olması da yazarın işini kolaylaştırır ya da kolaylaştırması gerekiyor.

18. ve 19. yüzyıllarda dünya çok büyüktü, nerede nelerin olduğunun pek ayrımında değildik.

Bugün öyle değil. İletişim ve ulaşım araçlarıyla dünya çok küçüldü.

O zaman yalnız kendi ülkemizde değil, bütün çağımızdaki dünyanın her yerindeki kötülüklerden sorumluyuz. Ne demek sorumluyuz?

Kötü bir şeyi değiştirmek zorundayız.

Yazar değiştiremez. Yani yazın yoluyla hiçbir şey değişmez.

Ama insanlara değiştirme isteği ve özlemi verir.

İşte yazarın sorumluluğu budur.

Yazar; çağındaki bütün kötü şeyleri tarihin ileri doğru gidişine göre düzeltmeye çalışan insandır. Bunun için sorumludur.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları