loading
close
SON DAKİKALAR

Gestapo talebi!

Melih Aşık
Tarih: 22.12.2013

Melih Aşık; Dün yapılan yönetmelik değişikliği ile polisin operasyonları üstlerine haber vermesi esası getirildi.

Türk basın tarihinin önemli isimlerinden Bedii Faik, geçen ay Bağımsız dergisine verdiği röportajda Menderes dönemiyle bu dönemin kıyaslamasını yapıyor ve bakınız ne diyordu:

- Menderes iktidarı yargıya asla dokunmamıştır. Polise dokunmamışlardır. Ben Dünya gazetesinde ‘Gestapo istiyoruz’ diye bir yazı yazdım. Namık Gedik’in olduğu dönemde uzun uzun yazdım. Bugün de yazıyor olsam aynı fikirleri yazarım. Bakınız Hitler’den sonra yakılan, yıkılan, berbat bir Almanya. İkiye bölünmüş bir Almanya. Ancak her iki Almanya’da, Alman geleneğindeki polise hürmet aynen devam etmekteydi. Bunu Almanya Gestapo’ya borçludur. 

Neden mi? Hitler her meselede Alman polisini kullansaydı, her meselede kirlenen Alman polisi nefret abidesi haline dönecekti. Hitler kendi polisini, Gestapo’yu kurdu. Yargıya dokunmadı ama kendi yargısını yarattı. Şimdi AKP de kendi polisini kurmuş olsa ve başka bir üniforma giydirse bu memlekete çok daha faydası dokunurdu.

* * *

Günümüz Türkiyesi’nde polisi ve yargının tarafsızlığını korumak gibi kaygı yok. Tam tersine Cemaat ve hükümet polisi kendi tarafına almak çabasında.

Cemaatçiler hızla pasif görevlere çekiliyor.

Polis şimdiden ikiye bölünmüş olup kısa zamanda teşkilat içinde çekişme, sürtüşme, itişme başlayacaktır.

Çünkü Cemaatçi polisler de anlaşılıyor ki sayı ve dayanışma disiplini açısından azımsanacak bir güç değildir.

Dün yapılan yönetmelik değişikliği ile polisin operasyonları üstlerine haber vermesi esası getirildi.

Yapılanlara bakıyorsunuz... Tümüyle iktidarın yolsuzluklarının yakalanmasını önlemeye yönelik.

Çalma çırpmanın bu kadar meşrulaştığı bir ortamı herhalde tarih kaydetmemiştir.



Kılıç tam çekildi

Camiye ayakkabı ile girilmesini milli mesele yapacak kadar temiz ve imanlı...

Kızlarla erkeklerin aynı merdivenden çıkmasını yasaklayacak kadar ahlaklı...

İçkinin yerine üzüm suyu içecek kadar muhafazakar...

Fakat parayı görünce kendilerini kaybediyorlar... Başlarına ne geliyorsa bundan geliyor.

Ve kavga bütün hızıyla sürüyor...

Polisten sonra yargının da yakında elden geçirileceğini Erdoğan’ın dünkü:

- Devlette paralel yapı olamaz, ininize gireceğiz, didik didik edeceğiz, sözlerinden anlıyoruz...

Zaman ve Bugün gazeteleri açıkça tehdit ediliyor. Tabii salvolardan en büyük payı ABD ve Büyükelçi Ricciardone alıyor. Büyükelçi sözde bir toplantıda “Bir imparatorluğun çöküşünü izliyorsunuz” demiş..

Ricci öğleye doğru bir açıklama yaparak ne böyle bir toplantı yapıldığını ne de böyle bir söz söylediğini açıklıyor. Ama bu açıklamalar Tayyip Erdoğan’ı durduramıyor.

Dünkü gezide Büyükelçi’ye fena sallıyor. ABD ile adeta köprüleri atıyor.

Usta’nın karşısındaki cephe genişliyor: Amerika, sermaye, yargı, medya, Cemaat, CHP, MHP, TÜSİAD...

Ünlü ekonomi gazetesi Financial Times, yorumunda “Mister Erdoğan tehlikeli bir oyun oynuyor” diyor ve ekliyor:

“Türkiye’nin bölgedeki gücü ekonomisine bağlıdır. Ülkenin cari açığı sıcak parayla kapatılmaktadır ki, bu sıcak para bir gecede uçup gidebilir. Erdoğan’ın siyaseti bu yüzden yalnız ülkeyi değil kendi siyasi geleceğini de tehdit ediyor.”

Usta’nın bu tür yorumlara kulağını asacağı yok. Dolu dizgin gidiyor.

Her zaman olduğu gibi yine “En iyi müdafaa hücumdur” taktiğini izliyor.

Bu taktik iyidir de hücum ederken müdafaada açık verir oradan kolayca gol yersiniz...



GÜLÜT

Bilinen fıkralardır ama... Bugünlerde her zamankinden daha çok hatırlanıyor...

Avukat yolsuzluk sanığı müvekkiline sıkı sıkı tembih etmiş:

- Hâkim ne sorarsa deli taklidi yapıp lo, lo, lo diyeceksin...

Taktik işe yaramış, davayı kazanmışlar...

Avukat vekalet ücretini isteyince müvekkilden cevap:

- Lo, lo, lo...

Avukat küplere binmiş:

- Bize de mi lo lo ulan...

AKP - Cemaat diyalogunda benzer bir durum var mı, var...

* * *

Para çalıp evinde istifleyen dolandırıcı polislerce suçüstü yakalanmış...

Mahkeme görülmüş... Adam yüzde yüz suçlu.

Hâkim sormuş:

- Son sözün nedir?

Hırsız:

- Avukat isterim, diye tutturmuş...

- İyi de avukatın gelip ne diyecek?

Hırsız:

- Ben de onu merak ediyorum ya, demiş...

Bu fıkra böyle biterdi. Ama bundan sonra şöyle bitebilir:

- Avukatım iktidar partisindendir, buraya gelip konuşsun bu olayda benim değil beni yakalayan polislerin suçlu olduğunu size ispat edecektir...



Banka Genel Müdürü’nün ayakkabı kutusunda çıkan 4.5 milyon dolar bağış parasıymış!
Koskoca genel müdürün belirli tutar üstü işlemlerin bankalar aracılığıyla yapılmasını emreden yasadan haberi yok galiba!
Akif Kökçe



MİTİNG

İstanbul’daki yağmalara karşı bugün saat 12’de Kadıköy’de büyük bir yürüyüş ve miting yapılıyor.

SİT alanlarının yıkılmasına, garların, sinemaların AVM’ye çevrilmesine, 2B yasasına ve her türlü yağmaya karşı gerçekleşecek olan büyük yürüyüş, Haydarpaşa Numune Hastanesi ve Söğütlüçeşme olmak üzere iki buluşma noktasından yapılacak yürüyüşle başlayacak... Kadıköy’de şarkılar, türküler, nutuklar söylenecek...



YE YE

Başbakan’ın seçim öncesi 3 Y “yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar ile mücadele” sözü vardı.. Seçimden sonra 3 Y değişti, dönüştü, şöyle oldu:
Ye, Ye,Ye...
Ali Kılıç



* İnsanların yaşları, onları aşktan koruyamaz ama aşk insanları bir noktaya kadar yaşlılıktan korur.
Jeanne Moreau

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları