loading
close
SON DAKİKALAR

Gündem karmaşık!

Melih Aşık
Tarih: 26.04.2013

Melih Aşık, 'Demirtaş 8 Mayıs’ta başlayacak çekilmenin barış anlamına gelmeyeceğini söylüyor'...

Hükümet çözüm süreci konusunda halkı aydınlatmıyor. Muhtemelen kesinleşmiş bir politikası da yok.

Biz haber ve bilgileri İmralı, Kandil ve BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’tan alıyoruz.

Demirtaş 8 Mayıs’ta başlayacak çekilmenin barış anlamına gelmeyeceğini söylüyor...

Barış ne zaman söz konusu olacak? İkinci aşamada yasal ve anayasal değişiklikler yapılıp PKK dağdan inince. PKK dağda bu yasal çalışmaların kendi istedikleri şekilde yapılmasını gözleyecek. Yeni düzenlemeden memnun kalırsa dağdan inecek. PKK’nin yeni anayasada görmek istediği unsurlar nelerdir? Selahattin Demirtaş bunu Taraf gazetesinde şöyle anlatıyor:

“Bütün Türkiye için bölgesel yönetimleri önereceğiz. Bir tür özerklik bu... Seçimle işbaşına gelen ve yetkileri merkezle paylaşan bölge meclisleri bunlar... Bu bölge meclislerinin içinden de bir tür bölge hükümeti olan bölge yürütmesi çıkıyor. Valinin yerini de seçimle gelen bölge başkanı alıyor. Biz, parlamentoya anayasa teklifimizi bu şekilde sunduk. Ulusal güvenlik, genel adalet ve savunma, genel bütçe planlama gibi hizmetlerin dışındaki eğitim, sağlık, kültür, turizm bütün hizmet ve yetkiler bu bölge meclislerine ait oluyor...”

Karayılan dün Apo’nun serbest bırakılmasını da şartlar arasına soktu.

TBMM, Kuzey Irak’ta konuşlanacak PKK’nin tehdidi altında işte bunları konuşacak...

Gözlerimi kaparım...

PKK’nın 8 Mayıs’ta başlayacak çekilmesi sırasında hangi sahneler yaşanacak...

Sabah gazetesi dün bu konuda ilginç bir haber verdi. Okuyalım:

“Sıcak temas ihtimaline karşı geri çekilmede güzergâhtaki 120 karakolda birer koordinatör subay görev yapacak. Karakollara bağlı geçici üs bölgeleri, uzak emniyet timleri, gözetleme kuleleri ve pusu noktaları da bulunuyor.
Görüntü alınması halinde ‘görev gereği’ müdahale edilmesi şart olduğu için, PKK’lilerin çekilmesi sırasında geçici üs bölgelerindeki timler, pusulama görevi yürüten özel birlikler ile gözetleme kulelerindeki görevliler karakollara çekilecek. PKK’lilerin geçişleri 01.00 ile sabaha karşı 04.00 arasında olacak. PKK’liler, Türkiye’ye giriş yaptıkları ve ‘güvenli koridor’ olarak gördükleri kendi geçiş güzergâhlarını kullanacak. İntikaller gece karanlığında araziyi bilen örgüt kuryeleri öncülüğünde yapılacak, gündüzleri ise yüksek kayalık bölgelerde beklenecek. Bu saatlerde Heron uçuşları olmayacak, termal kameralar çalışmayacak. Görüntü ya da temas olmadığı için müdahale de yapılmayacak...”

Anlayacağınız TSK “gözlerimi kaparım vazifemi yaparım” esasına göre çalışacak... Böyle bir durum Cumhuriyet tarihinde ilk!

AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, “İnsan malzememiz bozulduğu için Kuran dersini koyduk” demiş.
Siz bozdunuz, siz mi düzelteceksiniz?
Fahrettin Fidan


Resim

Tekirdağ Cezaevi’nde tutuklu ve hükümlülerin kırmızı, haki ve lacivert renkte giysiler giymesi yasak. Resim yapmak için gerekli malzemelerin tamamı... Renkli kalem, boya vs. yasak. Bütün bunlara ilaveten bir de 10’dan fazla kitap bulundurmaları yasak.

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, bir soru önergesi vererek Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e bu yasakların nedenini ve varsa hukuki gerekçelerini sordu.

Ağbaba yanıt bekleyedursun... 10’dan fazla kitap yasağı denince aklımıza Abdullah Öcalan’ın hücresinde çektirdiği bir fotoğraf geldi. Hemen yanıbaşındaki masada tepeleme kitaplar görünüyordu. Hapishanenin amacı kişiyi topluma kazandırmaksa... Kitap okumasının, resim yapmasının zararı değil faydası olmaz mı?

“Ekonomik durum: Götürene maaşallah, götüremeyene inşallah.”
(Prof. Osman Altuğ’a göre özetle ekonomik durumumuz)

Alex

Başta futbolcular olmak üzere sporcularımızın önemli bir bölümü başka bir ülkede yaşıyormuşçasına kendi ülkesinin konularıyla ilgilenmez... Olan biteni bir yabancı gibi izler, etliye sütlüye karışmamayı marifet sayar. Eski Fenerbahçeli Alex işte onlara ders veriyor. 23 Nisan dolayısıyla Brezilya’dan attığı tweet’le şu mesajı gönderiyor:

“Bütün çocukların 23 Nisan Bayramı’nı kutlayıp, Ulu Önder Atatürk’ü saygıyla anıyorum.”
Biz de Atatürk’ün, “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklı olanını severim” tanımına tam uyan değerli sporcuyu sevgi ve saygıyla anıyoruz...

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları