Tarih:
17.01.2015
Hangi 5 polis?
Melih Aşık; Eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un 'İN' adlı kitabında Baykal ile ilgili bölüm tartışma konusu olmaya devam ediyor.
Eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un “İN” adlı kitabında Baykal ile ilgili bölüm tartışma konusu olmaya devam ediyor. Sabri Uzun’un “Baykal’la ilgili kayıtlar kendisine önceden izlettirildi, ardından Baykal Pensilvanya ile telefonlaştı” şeklindeki iddialar Baykal tarafından reddedildi. Bu arada...Sabri Uzun, Baykal komplosunu hazırlayan 5 polisin, başka başarıları nedeniyle ödül alan 35 polisle birlikte ödüllendirildiğini yazıyor. Ardından diyor ki:
“Deniz Baykal’ın görüntülerini kimlerin gizlice kaydettiği ve medyaya servis ettiği gerçekten merak ediliyorsa o taltif meselesi dikkatlice incelenmelidir.”
Sabri Uzun taltif olayının hangi tarihte, nerede gerçekleştiğini neden açıklamıyor?
Bildirirse Baykal’ı kaydeden polislerin adları da ortaya çıkabilir.
Kimdir o 5 polis? Sabri Uzun sayılarını biliyor, adlarını bilmiyor mu? Açıklamalı...
Atatürk’ün annesi
Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, üç gün önce yani 14 Ocak günü Karşıyaka’daki mezarı başında anıldı. Atatürk’ün 1923 yılında ölen annesinin mezarı başında yaptığı duygulu konuşma ve sonunda ettiği yemin nedense pek hatırlanmaz. Yer darlığı nedeniyle o konuşmanın ancak son bölümünü aktarabiliyoruz. Atatürk annesinin çektiği eziyetleri anlatıyor:
“Oturduğu evler bin türlü nedenlerle ikide bir basılırdı, aranırdı. Kendisini sıkıştırırlar, bilmediği şeyleri söyletmek isterlerdi. Annem o zamanlarda üç buçuk yıl bütün gece ve gündüzlerini gözyaşları içinde geçirdi. Bu göz yaşları yüzünden neredeyse gözlerini yitirecekti. Ancak şu son bir iki yıl içinde onu İstanbul’dan kurtarıp yanıma getirebilmiştim. Ona kavuştuğum zaman o artık yalnız duygularıyla yaşıyordu.
Annemi yitirmekten çok üzgünüm. Ama benim bu acımı gideren bir avuntum var: Anayurdu yoksulluğa, yokluğa sürükleyen yönetimin artık bir daha geri gelmeyeceğini görerek ölmüş olmasıdır. Annem, şimdi bu toprağın altında ama bu toprağın üstünde Anayurt bütünlüğü ve ulus egemenliği dünyanın sonuna kadar sürecek; beni avutan en etkili güç işte budur. Evet ulusal egemenlik dünyanın sonuna kadar sürüp gidecektir. Annemin ve bütün atalarımın ruhunu tanık tutarak vicdanımdan kopan andı bir daha söyliyeyim:
Annemin mezarı önünde ve Tanrı’nın yüce katında söz verip and içiyorum ki, ulusumun bu kadar kan dökerek elde ettiği egemenliğin korunması ve savunulması için gerekirse annemin yanına gitmekte gecikmeyeceğim. Ulus egemenliği uğrunda canımı vermek, benim için vicdan borcu olsun, namus borcu olsun...”
BERKİN
Narlıdere Belediye Meclisi 23 - 2 oyla Yavuz Bingöl Sanat Sokağı ismini Berkin Elvan Sokak olarak değiştirme kararı alıyor. İlçe Kaymakamı Ali Osman Canbaba, Yavuz Bingöl isminin siyasal gerekçelerle değiştirildiğini öne sürerek kararı veto ediyor. İzin vermiyor.
Güneydoğu’da sokak ve meydan isimleri değiştiriliyor. Şeyh Sait, Seyit Rıza gibi devlete isyan etmiş kişilerin isimleri cadde ve meydanlara veriliyor. Kaymakamların hiç bu isimleri veto ettiğini duymuyoruz...
Bir sokağa Berkin Elvan ismi verilmesi insancıl bir karardır.
Siyasi karar Berkin Elvan sokağını iktidar kızar diye veto etmektir.
Davutoğlu Fransa’da: “Je suis Charlie”
Türkiye’de: “Sen sus Charlie” diyor.
Akif Kökçe
NEZİH
Başbakan Davutoğlu, Cumhuriyet gazetesinin Charlie Hebdo ile “dayanışma” amacıyla seçki yayımlamasını, “Bu basın özgürlüğü değildir, basın özgürlüğü ile hareket etme alçaklığını yan yana koyamayız” diyerek Cumhuriyet gazetesini neredeyse alçaklıkla suçladı. Ve devam etti:
“Ulu şahsiyete karşı yapılacak hakaretin ne sonuç doğuracağı belli. Herkesin buna dikkat etmesi lazım.”
Başbakan Cumhuriyet’e karşı gösterileri destekliyor.
Ortada bir hakaret yok. Hakaret var olduğunu iddia eden kesimler var. Başbakan Paris’te ifade özgürlüğünden yanaydı. Türkiye’de ise karşısında. Bilvesile iktidar çevresi muhalif bir gazete olan Cumhuriyet’i darbeleme fırsatını kullanıyor. Demokrasi mi? Yanından geçmemişler.
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları