Hangi oyun bu?

Melih Aşık; Sadece demokratik özerklik ilan edilen ilçelere yönelik bir temizlik harekâtı var. Bu kadarıyla PKK’yı durdurmak mümkün değil.

PKK saldırıları yoğunlaşıyor... Şehit rakamları yükseliyor. Ocaklara düşen ateş, yetim çığlığı, gözyaşı, acı ülkeyi sarıp sarmalıyor.
Cumhurbaşkanı:
- Öleceksek adam gibi ölelim, diyor... Ve ekliyor:
- Şimdi çıkmış ne diyor? Silahlar sussun. Ne demek silahlar sussun? Sakın ha bu oyuna gelmeyin. Silahı bırakıp, betonla gömeceksin. Silahlar ya teslim edilecek, ya betona gömülecek ya da bu ülkeyi terk edecekler...
Doğru mesaj budur. Ancak bu mesaj bugün değil üç yıl önce PKK’nın ülkeyi terk ettiği söylenip terk etmediği anlaşıldığında söylenseydi anlamı olurdu. Vakit geç oldu. Üstelik silahları neden gömsünler?iv>
Hava Kuvvetleri Kandil’e yönelik hava saldırılarını 2 hafta durdurdu.
PKK’nın yurtiçindeki mevzilerine yönelik bir imha hareketi de yok.
Sadece demokratik özerklik ilan edilen ilçelere yönelik bir temizlik harekâtı var. Bu kadarıyla PKK’yı durdurmak mümkün değil. Silahları betona gömüp ülkeyi terk etmeleri için zorlayıcı bir sebep yok ortada.
Bu kanlı gidiş nereye mi? Strateji uzmanı Cahit Dilek:
- Yeni bir çözüm sürecinin hazırlığı olabilir, diyor...
PKK terörü tırmandırırsa anlaşma masasında daha çok taviz elde eder. Bu durumda AKP de akan kanları göstererek çözüm sürecine dönüşü halka daha kolay pazarlayabilir.
İnsanlar şimdilik bunun için ölüyor kalleş pusularda...

ÇOCUK
CNN’de Başak Şengül’ün yönettiği açık oturumda seçim güvenliği konuşuluyor. Doğu ve Güneydoğu’da seçim yapılabilir mi? Konuşmacılar bir ihtimali dile getiriyor:
- Seçim, seçmenlerin taşınmasıyla, sadece il ve ilçe merkezlerinde yapılabilir; kırsalda yapılmayabilir.
Konuşmacılar-
dan Mete Yarar endişe verici bir ihtimali dile getiriyor:
- Bugün PKK ya da IŞİD safında 16 - 18 yaşında çocuklar savaşıyor. her türlü silahın eğitimini alıyorlar. Bu çocuklar yarın okullarına dönecekler. Üniversite ve liselerde silah kullanacaklar. Bu konudaki raporlar endişe vericidir.
Siyasette var olma yarışı ülkeyi bu noktaya getirdi...

Devlet hastanelerindeki acil servislerinde klima yokken,
“camilerde klima olması”
Diyanet’in, Sağlık Bakanlığı’ndan daha iyi çalıştığının göstergesidir…
Akif Kökçe

MUHTAR
Cumhurbaşkanı dün muhtarlara görevlerini tekrar anımsattı:
“Muhtar kendi mahallesinde, köyünde hangi evde kim oturuyor? Bunu bilmeyecek mi? Bilecek. Bu terörist midir, değil midir? Bunu bilmez mi? Bilir. Ha bunu oradaki en yakın güvenlik gücüne, karakoluna her yerine bildirecek...”
Bu sözlerden anlaşılıyor ki muhtarlar yalnız sürekli ikamet edenleri değil, eve girip çıkanları da bilecek. Peki muhtarın kapıyı çalıp ev sahibine:
- Sizin evde kimler kalıyor, diye sorma yetkisi var mı?
- Kuşkulu birisinin girdiğini gördüm, kimdi o ? diye sorabilir mi?
- İzin verin evi arayacağım, deme yetkisi var mı?
Muhtar nasıl denetleyecek mahalleyi?

Öz’lü bakış!
“Öz yönetim kararı aldık. Devletin valilerini, kaymakamlarını tanımıyoruz. Artık kendi kendimizi yöneteceğiz.”
iv>Güneydoğu’daki PKK yandaşı belediyelerde sahneye konmak istenen son oyun bu. Öz yönetim ilan ettiklerini söyleyen iki belediye eşbaşkanı gözaltına alınınca Diyarbakır Belediye Başkanı Gültan Kışanak boş durur mu? O da çıktı;
-Belediye başkanlarım gözaltına alınırsa ben de özerklik ilan ederim, dedi.
Okurumuz, “Öz yönetim”cilere bizim aracılığımızla sesleniyor.
“Devleti, devletin valisini, kaymakamını artık tanımadığınızı duyuruyorsunuz. Buna ne dediğimi bana sorarsanız; evet ama yetmez, diyorum. Devletin sadece valisini, kaymakamını değil, bölgenize getirdiği hastanelerini, elektriğini, suyunu da reddedebiliyor musunuz? O zaman anlarım. Ama edemiyorsunuz... Bakıyorum, bir yandan da elektrik - su kesik diye şikâyet ediyorsunuz. Bu ikilem olmadı. Bir karar verin. Bölge halkına da cehennem azabı yaşatmayın.”