Tarih:
07.05.2016
Hanya ve Konya
Düne kadar haber kanalları bültenleriyle ekranlarını iki kişiye tahsis etmişlerdi adeta; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu.
Düne kadar haber kanalları bültenleriyle ekranlarını iki kişiye tahsis etmişlerdi adeta; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu.Dünden itibaren yeni bir dönem başlamış görünüyor. Ahmet Davutoğlu’nun olmadığı, “yok hükmünde” sayıldığı bir dönem. İlk uygulamasına Konya gezisinde tanık olduk. Daha düne kadar ekranlarını Cumhurbaşkanı’ndan sonra en cömertçe ona açan yandaşıyla, merkeziyle haber kanalları koskoca Başbakan’ı bir anda yok saydılar. Sanki hastalanmış da bütün gün evinden dışarı adım atmamıştı! Ha, çok da haksızlık etmeyelim, ayıp olmasın diye birkaç satırlık haber ve birkaç saniyelik görüntü esirgenmemişti tabii ki. Olayın daha ilginci Başbakan’ın bütün gezilerini takip edip yayınlayan AKP’nin yayıncı kuruluşunun bile Konya gezisine ilgi göstermemesi, yok saymasıydı.
Hepsi bu kadar da değildi. Anlaşıldığı kadarıyla “görünmez el” tıpkı Konya ziyaretinde olduğu gibi bir başka konuda da devreye girmiş... Davutoğlu’nun “ortalıkta görünse bile gösterilmemesi” kararı çerçevesinde AKP’nin her salı günü yaptığı Meclis grup toplantılarını 22 Mayıs’taki olağanüstü kongreye kadar iptal ettirmiş... Başbakan’ın “görünüp konuşacağı” bir platform daha bu şekilde ortadan kaldırılmıştı.
Yeni gelecek başbakan kendini bu akıbete ve bu koşullara göre hazırlıyor olmalı. Düşük profilli, görünmeyen adam... Görünmeden gelecek görünmeden gidecek...
Höstmodern darbe
Medyamız Başbakan’ın koltuktan kaydırılması konusunda, “Postmodern Darbe” deyiminden esinlenerek esprili başlıklar atıyor:
“Dostmodern darbe...
“Höstmodern darbe...”
Bu bir darbe midir, değil midir, tartışmasını bir yana bırakalım.
Bu olay fiili başkanlık sisteminin doğal bir sonucudur...
Şu anda uygulanan ve yeni anayasa ile meşrulaştırılması planlanan başkanlık sisteminde yetki kullanan bir başbakan olmayacak. En fazla bir memur ya da muavin oturtulacak o koltuğa... Sabah koltuğuna oturmadan önce kişisel fikirlerini vestiyere bırakacak biri.. Böylece Erdoğan tek yetkili olacak.
O yüzden başbakan adayları arasında düşük profil yarışması başladı...
Ben görünmez adam rolünü daha iyi oynarım, sen daha iyi oynarsın, gibi bir yarışma. Bu tablodan Türkiye’nin daha iyi yönetimini sağlayan bir model çıkar mı?
Acaba Türkiye bugünkü noktaya Erdoğan’ın fikirleri uygulanmadığı için mi geldi? Uygulandığı için mi geldi?
Davutoğlu Tayyip Erdoğan’a karşı mı geliyordu?
Yoksa onun rotasında onun imajını kırmadan düzeltmeler yapıyor, onun güler yüzlü temsilcisi sıfatıyla ilişkileri daha yumuşak ve sonuç alıcı raylara oturtmaya mı çalışıyordu?
Bundan sonra Erdoğan’ın yanında onun rotasında düzeltmeler yapacak isimlerin olmaması Türkiye’nin daha iyi yönetilmesini sağlar mı? Sorunun yanıtı da içinde sanırız...
CAN
Kilisliler gazetelere ilan vererek “Evimizde öldürülüyoruz. Acele edin. Ölüyoruz. Kilis saldırı altında. Vatan saldırı altında” diyorlar...
IŞİD’in roketleriyle 21 kişinin hayatını kaybettiği Kilis’te, meslek odaları verdikleri ortak ilanda demişler ki:
“Evlerimize roketler düşüyor. Üzerimize şarapnel yağıyor. Evimizde öldürülüyoruz, Sokakta öldürülüyoruz.
Biz, haberlerde alt yazı değiliz”.
Ne var ki orada ölümler artık sadece alt yazı değerinde...
Türkiye’yi Suriye batağına saplayanlar, sonuçlarını düşünmeden Rus uçağı düşürüp IŞİD’le mücadele gücünü kaybedenler Ankara’da koltuklarını sağlama alma derdinde...
Bu koltukçular üstelik son seçimde Kilislilerin yüzde 65 oyunu almışlar!
Ülkenin gündemini “ülkenin sorunları” yerine
“iktidarın sorunlarının” işgal ettiği ülke
Osmanlı gibi çökmeye adaydır…
***
Erdoğan’ın Ahmet Davutoğlu’na yaptığını
Ahmet Necdet Sezer
Erdoğan’a yapsaydı yine demokrasi mi denecekti?
Akif Kökçe
KUT
Emekli asker ve yazar Namık Çınar’ın Kut’ül Amare’nin neden zafer olmadığına ilişkin Haberdar internet sitesindeki yazısından bir alıntı yapmıştık. Engin Ardıç, bunun üzerine Çınar’ın kilosuyla da alay ederek aksini iddia eden ağır bir yazı yazdı.
Namık Çınar da dün Haberdar sitesinde “Havuz Medyası’nın çirkeflikten sorumlu tetikçisi Engin Ardıç” diye söze başlayarak onun için; “Bir vakitler Uzanları sıvazlıyordu. Şimdi arpa AKP’de ya! Artık onlara tellâklık yapıyor” dedi ve Kut’ül Amare’nin neden zafer olmadığını bir kez daha anlattı. Umarız bu defa anlaşılır.
Her iki yazıyı Sabah ve Haberdar sitelerinde okuyabilirsiniz...
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları