Tarih:
20.01.2013
Hapis kadınlar...
Melih Aşık yazdı, Yürekli gençleri ve yardımını esirgemeyen yurttaşları şimdiden kutluyoruz...
Hibpo nedir? “Hayat İçin Bir Paket” örgütlenmesinin kısaltılmış adıdır...Yaşadığımız şehirlerde hastaneler, alışveriş merkezleri, okullar yanında elbet hapishaneler de var...
Bu hapishanelerde 4600 kadın tutuklu ve hükümlü kalıyor.
Bu kadınların 0-6 yaş çocukları da hapishane hücrelerini onlarla birlikte paylaşıyorlar. Anneleriyle birlikte kalan çocukların sayısının 300’ü bulduğu bildiriliyor... Bunlar ülkenin kuşkusuz en günahsız ve suçsuz mahkumları.
Oyun çağında dört duvar arasına sıkıştırılmış biçimde geçiyor günleri... Ne dram...
Peki bu kadınlar ve çocuklar sağlıklı koşullar altında yaşayabiliyor mu?
Hibpo işte bu sorudan yola çıkıyor...
Hapis yatan kadın mahkumlara ve çocuklara sağlık, bakım ve temizlik ürünlerini sağlıyor...
Bu örgütün kurulmasını İngiltere’de yaşayan bir yurttaşımız Oya Malgir sağladı.
Ta oralardan buralara yetişti...
Şimdilerde yükün büyük bölümünü Eskişehir Üniversitesi Gönüllü Toplumsal Hizmetler Kulübü sırtlanıyor.
Bu yürekli gençler dersleri arasında yardımları topluyor, tasnif ediyor, paketliyor, hapishanelere dağıtıyor. Zaman zaman tiyatro oyunları sahneleyerek de yardım topluyorlar.
Şampuan, sabun, diş macunu, fırça, tarak, tansiyon aleti, banyo havlusu, deterjan, çamaşır suyu... Uzun bir malzeme listesi var hapishane yardımlarının...
Gerekli malzeme listesini ve bu alandaki çalışmaları internette gphk@hipbo.org adresinde bulabilirsiniz... Yürekli gençleri ve yardımını esirgemeyen yurttaşları şimdiden kutluyoruz...
Yazmayıver ne olur...
William Shirer’in “Nazi İmparatorluğu” kitabında...
Hitler’in Adalet Müşaviri Dr. Hans Frank yargıçlara sesleniyor:
“Vereceğiniz her kararda önce şunu sorunuz: Benim yerimde Führer olsa nasıl karar verirdi?”...
Geçenlerde İzmir’de gazeteci dostlarla sohbet ederken bu konu açıldı.
“Yargı artık kendini iktidarın yerine koyup öyle karar veriyor”, deyince Öcal Uluç dedi ki:
- Basın çok mu farklı? Gazeteciler yazarken “Benim yerimde muhterem devlet büyüğüm olsa ne yazardı” diye kalem oynatmıyor mu?
* * *
Efendim onu da yazmayıver... Bunu da yazma... Süreci baltalamayalım... Pişmiş aşa su katmayalım... Ne olur bir tane eksik söylesen... Derken...
Şu satırları John Stuart Mill 1859 yılında yazmış... Yani 150 yıl önce:
“Eğer bir teki dışında bütün insanlar aynı düşüncede olsalar ve yalnız bir kişi karşıt düşüncede olsa, nasıl bu kişinin elinde güç olduğu taKdirde insanları susturmaya hakkı yoksa, insanların da bu tek kişiyi susturmaya daha fazla hakları yoktur... Bir düşüncenin susturulmasındaki asıl kötülük onun insan soyuna, yaşayan nesle olduğu gibi gelecek nesillere karşı da bir haydutluk olması, o düşünceye taraftar onlanlardan daha da fazla o düşünceye katılmayanlara karşı bir soygunculuk olmasıdır. Eğer o düşünce doğruysa insanlar yanlış olanı doğru olanlarla değiştirmek olanağından yoksun bırakılırlar; eğer yanlışsa onunla hemen hemen aynı derecede büyük bir yararı yani gerçeğin haksızlıkla çarpışması sonucunda onun daha açık olarak anlaşılmasını ve daha canlı bir etki yaratmasını, elden kaçırmış olurlar.” (Kim Korkar Soruşturmacı Gazeteciden - Haluk Şahin)
“Derin yapılanmayı ortaya çıkarıyoruz” diyen AKP iktidarı
11 yıldır bir tek aydının katilini ortaya çıkaramasa da ülkenin aydınlarını yargıç karşısına çıkardı...
Akif Kökçe
Aptal
Aziz Nesin’den geriye kalan sözlerin en unutulmazı malum: “Türkiye’nin yüzde 60’ı aptaldır...”
Nedense bu söz bize çok koydu...
Oysa aptallıktan söz eden tek ünlü Aziz Nesin değil.
Mesela:
- Russel:
İnsanlar bilgisiz doğar, aptal değil; eğitilerek aptal olurlar.
- Bernard Shaw: Bir aptal utanacağı bir şey yaptığında, yaptığı şeyin mutlaka görevi olduğunu iddia eder.
- Einstein:
İki şey sonsuzdur, insanoğlunun aptallığı ve evren. İkincisinden o kadar emin değilim.
- Boileau:
Her aptal onu beğenen başka bir aptal bulur.
- Moliere:
Bilgili bir aptal, bilgisiz bir aptaldan daha aptaldır.
- Russel: Günümüzde, dünyadaki temel sorun, aptalların kendilerinden son derece emin, akıllıların ise daima şüphe içinde olmalarıdır.
- Voltaire: Kendini akıllı sanan herkes aptaldır.
Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarıyla Türk Müziği konseri dinlemiş.
Irkçılık yapmayalım lütfen; Türk değil, “Türkiye Müziği” dinlemişlerdir!
* * *
AKP döneminde yabancılara Kıbrıs’ın yarısı kadar toprak satılmış.
780 bin kilometre karelik koskoca bir ülke; toptan satılamıyor tabii ki!
Fahrettin Fidan
Tokta
Toktamış Hoca’yı da kaybettik...
Sapına kadar iyi adamdı Toktamış Hoca...
Yıllar önce Günaydın gazetesinde tarih sayfaları yaparken bila ücret en büyük destekçimiz olmuştu. Bazı İslamcılarla elele vermesi eleştiri konusu oldu yakın geçmişte. Ama sapına kadar saf adamdı Hoca... Uzatılan her eli önyargısız tutardı. Laik cumhuriyetin de önde gelen savunucusuydu...
Nur içinde yatsın... Geride kalanların başı sağolsun...
Karakteriniz, şöhretinizden önemlidir. Karakteriniz,
siz ne iseniz odur... Oysa şöhretiniz, başkaları sizi ne sanıyorsa odur.
John Wooden
Milliyet/Melih Aşık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları