Tarih:
01.12.2015
Hasan Ağabey
Melih Aşık; Dostumuzu, ağabeyimizi, Milliyet’i Milliyet yapan isimlerden Hasan Pulur’u kaybettik..
Dostumuzu, ağabeyimizi, Milliyet’i Milliyet yapan isimlerden Hasan Pulur’u kaybettik...Ailesinin, basın camiasının, okurlarının, hepimizin başı sağ olsun...
Yıllarca birlikte çalıştığımız Hasan Ağabey’in gazeteciliği bizim için ulaşılması gereken bir zirve, bir eşsiz örnekti. O bizler için bir deniz feneriydi. Halk gazeteciliğinde bir okuldu.
Gazeteler, uzun yıllar elite hitap etmiş, halkı ıskalamıştır.
Hasan Ağabey gazete sütunlarına o ihmal edilen halkı, o halkın duygularını ve düşüncelerini taşımıştır. Halkın aynası olmuştur.
O yüzden halk ile gazete sütunları arasında bir kopya kâğıdı olduğunu söylerdi.
Yazılarını halkın anlayacağı kelimeler, seveceği üslupla yazdı.
İnsanı savundu... Yozlaşan toplumda kaybolmaya yüz tutan erdemleri, insancıl duyguları anımsattı.
“Olaylar ve İnsanlar’ın Peşinde bir Ömür” adlı kitabında diyor ki:
“Bu mesleğe polis adliye muhabiri olarak başladım ve her kademede çalıştım. En büyük kazancım okurun nezdinde aldığım güvendir. O güveni şimdiye kadar zedelemedim. Bundan sonra da zedelemem. Ben öyle fildişi kulelerde oturmamışımdır hiçbir zaman... Fildişi kulede oturup ahkâm kesmek yerine Türkiye’nin gerçeklerinin yansıtılmasından yanayımdır.”
Kimi yazar güce ve güçlülere dayanarak ayakta kalmaya çalışır. Rüzgâra göre yelken açar.
Hasan Ağabey gerçek gücün halk olduğunu, bir yazarın kimseye minnet etmeden sadece halka ve okura dayanarak da güçlü olabileceğini kanıtlamış, bu açıdan genç gazetecilere eşsiz bir örnek olmuştur.
Başta aylardır yoğun bakımda kalan babasının başından ayrılmayan fedakâr oğlu Bülent Pulur olmak üzere tüm sevenlerine başsağlığı diliyor,
Hasan Ağabeyi saygıyla uğurluyoruz...
EFE
CHP Antalya milletvekilleri konuşuyor:
“Limanları-
mızdan giden yaş sebze ve meyve dolusu yaklaşık 750 konteynerlik 3 gemi Rusya’nın Novorossiysk limanında ve yine Antalya ile Mersin’den giden yaklaşık 200 TIR Moskova halinin içinde bekletilmektedir. Halen 600 TIR’lık bir konvoy da yoldadır. Bu durumun devam etmesi halinde milyonlarca ton yaş sebze ve meyve Rusya’nın depo ve limanlarında çürümeye terk edilecektir...”
Turist akını durdu. Anlaşmalar tek tek iptal ediliyor...
Yoğun bir ticaret ambargosu başlıyor. Uçak düşürmek iktidara şan şeref getirecektir hiç kuşku yok! Bu efeliğin faturasını ise halk, yani bizler, çok ağır ödeyeceğiz.
Elçi cinayetinde karavana atan polisler başka illere tayin edilecekmiş!
Çelme taksa düşürecekleri katillere dokunmayarak “dünyanın en insancıl polisi” ödülü de verilir artık!
Akif Kökçe
RTÜK
RTÜK üyesi Süleyman Demirkan bu sütunda yayımlanan ‘Yedek Lastik’ başlıklı yazıda bazı görüşlerinin yanlış yansıdığını bildirdi... Düzeltmeler yaptı...
Aktaralım:
“… MHP, HDP’nin oyunu istemeyiz dediği için” seçimin 4-4 kilitlendiği ifadesi, tümüyle yanlış bir ifade. Çünkü, RTÜK’te MHP kontenjanından üye arkadaşların böyle bir tavrı ve sözüne tanık olmadım.
“… HDP’li üye de bize oy vereceğinden başkanlığı muhalefet olarak biz kazanırız” ifadesi de gerçeği yansıtmıyor. Bu sadece beni değil, HDP’li üyeyi de zor durumda bırakan, bana ait olmayan bir ifade. Bu yanlış ifadede olduğu ölçüde, HDP’li üye ile ne bir konuşmamız oldu, ne de ben MHP tarafına böyle bir öneride bulundum.”
Devlet skandalı!
Devletin savcı ve polisleri Tahir Elçi cinayetinin aydınlatılması için olay yerinde araştırma ve inceleme yapmaya gidiyor, ancak üç gündür bu görevi yerine getiremiyorlar. Çünkü her teşebbüslerinde teröristlerin silahlı saldırısına maruz kalıyor, görev yapamadan geri dönmek zorunda kalıyorlar.
Bir devlet düşünün ki Diyarbakır’ın göbeğindeki Sur ilçesinde olay mahalline günlerdir giremiyor. Meydanın çevresini teröristlerden temizleyemiyor. Silahlı YDG -H militanları orada serbestçe dolaşabiliyor. Barış sürecinin Türkiye’yi getirdiği noktadır burası.
***
Tahir Elçi’nin öldürülmesine varan olayların diğer görüntülerini şaşkınlık içinde izliyoruz. Polisler içinde militanların bulunduğu taksinin yanına adeta “Vurun bizi” der gibi gidiyor ve vuruluyor. Kaçan iki militan polislerin üstüne doğru koşup yanından geçiyor. Ve polisler peş peşe ateş ettiği halde iki metre uzaktan geçen bu kişileri vuramıyor. Bir dostumuz polis tabancayı tutmasını bile bilmiyor, diyor.
Eğitim sıfır...
İçişleri Bakanı mı? O hiç konuşmuyor!
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları