loading
close
SON DAKİKALAR

Hayat dediğin

Melih Aşık
Tarih: 01.04.2014

Melih Aşık; Bir yandan Mustafa Kemal deyip öte yandan Cemaat’e göz kırpacaksınız...

Vecize: “Hayat dediğimiz şey ömür boyu yaptığımız seçimlerin toplamıdır...”
Bir başka vecize:
“Her toplum hakettiği kişilerce yönetilir...”
Eleştirilerimizi yaparken bu vecizeleri unutmayalım.
Sonuçları şaşırtıcı bir seçim yaşadık...
Seçmenin telefon tapeleriyle ortaya dökülen durum karşısında alacağı tavır merak ediliyordu. Sonuç beklenen yönde olmadı.
Oy verme ve sayım sırasındaki sandık hilesi şikayetlerinin bini aşması ve AKP’nin geride kaldığı 40 ilde elektriklerin kesilmesi seçim adabının giderek bozulduğunu gösterdi. Sonuçlar açıklanmadan yapılan konuşmalar sandığın ciddiyetine gölge düşürdü.
Seçim öncesi yaratılan gerilime ve tahriklere rağmen vatandaş birbirine karşı sevecen ve barışçı davrandı. Seçimin bir galibi sağduyulu vatandaştır...
Bir galibi de televizyonlar... AKP seçimde tüm devlet imkanlarını kullandığı gibi televizyon kanalları da yüzde 90 oranında AKP Lideri’ne çalıştı. Üç yalan bir doğruyu götürüyor televizyon düzeninde... Nihat Genç de teselliyi biraz orada arıyor:
“Düşünün, halkına hergün ekranlardan non-stop yalan söyleyenlere karşı yenildik” diyor Odatv’deki yazısında...
Başbakanın ‘balkon konuşması’ genel olarak şöyle yorumlandı:
“Durmak yok gerilime devam...”
Böylece demokratların ev ödevi belli oldu... Sükuneti koruyarak sonuna kadar demokrasiye sahip çıkmak. İletişim kanallarını daha iyi kullanmak... Kitlelere doğruları bıkmadan usanmadan anlatmak...

Şaşırdınız mı?

CHP’nin kuruluş felsefesini, temel ilkelerini, Altı Ok’unu özde değil sözde savunacak, daha doğrusu savunur görüneceksiniz... İçinize partiyle alakası olmayan insanları doldurduğunuz gibi bir de onları parti yönetisi, milletvekili yapacaksınız... Partide her kafadan bir ses çıkacak, çıkan her ses tabanın kafasını karıştıracak, soru işaretleri oluşturacak... Siz bunu dert etmeyecek, tam tersine bu kakafoniyi “kitle partisi” olmanın doğal sonucu sayacaksınız... Bir yandan Mustafa Kemal deyip öte yandan Cemaat’e göz kırpacaksınız... Türbanın önünü açacak, ilkokullara kadar girmesine sebep olacaksınız... Hem Silivri mağdurlarını hem onları mağdur edenleri aynı anda idare etmeye kalkacak... Bunun siyasi ustalık değil, saf köylü kurnazlığı olduğunu göremeyeceksiniz... Kürt sorununda net bir politikanız olmayacak... Bir yandan ulusalcılara diğer yandan Kürtçülere şirin görünmeye çalışacaksınız... “Açılım” konusunda AKP’nin dümenine takılacak, seçim sonrası özerklik ilan edeceğini açıkça söyleyen BDP’ye karşı tek kelime etmeyeceksiniz... “Herkese mavi boncuk dağıtma” politikasının yavaş yavaş partiyi küçültme, dağıtma anlamına geldiğini göremeyeceksiniz. Aday seçiminde hata üstüne hata yapacak, çoğunu son dakikada belirleyeceksiniz. Bir yerel yönetim politikanız ve bildirgeniz olmayacak. Genel seçim siyaseti yürüteceksiniz ama farklı bir iktidar programınız olmayacak... Sonuç bu olunca şaşıracaksınız. İyi de niye?

ARA

Günün anlamlı sözü:
“İktidarı değiştirmek için muhalefeti değiştirmek lazım.”
Muhalefet kendini değiştirebiliyor mu?
Hayır... İki muhalefet partisi de yerinde sayıyor.
CHP oyunu geçen seçime göre birkaç puan arttırdı...
Bırakalım bu oyların içinde hatırı sayılır ölçüde MHP oyu olmasını...
Bu seçim döneminin şartları geçen döneme göre çok daha ağırdı.
İktidar partisi çok ağır suçlamalar altındaydı. Yıpranmıştı.
O yüzden CHP ve MHP’nin AKP ile arasındaki oy farkını kapatması gerekirdi.
Kapatabildi mi? Bilakis ara biraz daha açıldı...
Muhalefetin sorunu yalnızca liderler değildir.
Muhalif vatandaş da silkinmelidir.
Dört yılda bir sandığa gitmek yetmiyor...

Vatandaşın yüzde 70’inin iktidarın hırsız olduğunu kabul ettiği bir ülkede
iktidarın seçim başarısı “hırsızlığı tabana yaymayla” doğru orantılıdır...
Akif Kökçe

TON

Köy Enstitüleri kurucusu İsmail Hakkı Tonguç’un 60 yıl önce söylediği, bugünümüzü daha iyi anlamamıza yarayacak o sözlerini anımsamakta yarar var.
Demokrasinin iki çeşidi vardır.
Biri zor ve gerçek olanı, öbürü de kolayı, oyun olanı.
Topraksızı topraklandırmadan, işçinin durumunu sağlama bağlamadan, halkı esaslı bir eğitimden geçirmeden olmaz birincisi, köklü değişiklikler ister.
Bu zor demokrasidir ama gerçek demokrasidir.
İkincisi kağıt ve sandık demokrasisidir.
Okuma yazma bilsin bilmesin, toprağı, işi olsun olmasın demagojiyle serseme çevrilen halk bir sandığa elindeki kağıdı atar. Böylece kendi kendini yönetmiş sayılır. Bu oyundur, kolaydır.
Amerika bu demokrasiyi yayıyor işte.
Biz demokrasinin kolayını seçtik, çok şeyler göreceğiz daha.”

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları