Tarih:
11.06.2016
Hayat Tepebaşı’nda!
Melih Aşık; Şehit polisin Edirne’deki cenazesinde imam 'Atatürk ve silah arkadaşlarını' andığı anda cami avlusunda alkış kopuyor. Demek vatandaş bir Diyanet mensubunun ağzından Atatürk sözünü duymaya hasret kalmış.
Arkadaşımız Fahrettin Fidan geçen hafta Eskişehir’in Tepebaşı Belediyesi’ni gezdi, Başkanı Dt. Ahmet Ataç’la konuştu. Sonuçta “Bence Tepebaşı Türkiye’de en başarılı belediyelerden biri” kanısına vardı. Neler mi görmüş orada:- İçinde üç ayrı kapalı yüzme havuzu bulunan, üst katlarındaki salonlarında çeşitli spor etkinliklerinin yapıldığı, hemen yanı başında büyük çim sahanın yer aldığı Mustafa Kemal Atatürk Spor Tesisleri.
- 20 kadar villadan oluşan Deneyimliler (Yaşlılar) ve Alzheimer Konuk Evi.
- Zihinsel engellilerin Eskişehir’deki fabrikalardan gelen basit parçaları monte ederek beceri ve para kazandıkları Engelliler Montaj Atölyesi.
- Kadınların istek ve yeteneklerine göre üretim yapıp bunları belediyenin Hanımeli adlı standında satarak para kazandıkları... Bunu yaparken çocuklarını aynı binadaki kreşe teslim ettikleri toplam 29 “Belde Evi.”
- Binlerce çocuk ve gencin devam ettiği sanat, eğitim, spor ve kültür merkezleri.
- Yaşlılar ve hastalar için evde bakım merkezleri.
- Çocuk Ağız ve Diş Sağlığı polikliniği.
- Giyim eşyası ve erzak yardımının yapıldığı İmece Merkezi.
- Çocuk orkestrası, çocuklar ve yetişkinlerin müzik yaptığı korolar.
- Özürlüler ve özürlü olmayanlar için hobi bahçeleri.
- Temizlik işçilerden oluşan ve enstrümanları çöp bidonu, çöp kovası, faraş vb. olan “Eko Ritim” orkestrası.
Belediyenin “Hayat Tepebaşı’nda” sloganı, yapılan icraata uygun düşüyor.
KATİL
Geçen seçimde bir yayıncı dostumuz açıklama yapmıştı:
- Ben oyumu HDP’ye vereceğim çünkü ben federasyonu destekliyorum...
Kimse ayıplamadı... Bir vatandaş öz yönetimi hatta Kürtlerin ayrı devlet kurmasını savunabilir.
Bildiri yayımlayan akademisyenler devletin PKK’nın taleplerini kabul etmesini savunmuştu.
Bizce bu tür bir savunma da fikir özgürlüğü çerçevesinde ele alınmalı..
Demokraside bu tür fikir ve talepler tartışılabilmeli.
Sakatlık mı nerede?
Sakatlık farklı sistemler ya da ayrılığı savunanların bu amaca terörle varılmasını desteklemesindedir.
Terör ya da savaşı meşru görmek... Devletin güvenlik güçlerini alçakça tuzaklarla şehit etmeyi haklı görmek...
Katilleşmektir...
Şehit polisin Edirne’deki cenazesinde imam “Atatürk ve silah arkadaşlarını” andığı anda cami avlusunda alkış kopuyor. Demek vatandaş bir Diyanet mensubunun ağzından Atatürk sözünü duymaya hasret kalmış. Nereye geldik!
Akif Kökçe
DİL
AKP’nin doğrudan veya dolaylı desteğine sahip karanlık kişiler saldırıyor. Kâh bir gazeteye, kâh bir gazeteciye, kâh bir il yöneticisine... Son hedef ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu... İktidar bu saldırıları kınayıp mahkûm edeceği yerde teşvik eder bir tavır alıyor. Gündemin değişmesini istiyorlar. Bu arada CHP’nin kullandığı dil dikkati çekiyor...
CHP İstanbul İl Başkanı’nın,
- Saldırılara misli ile karşılık vereceğiz, sözü mesela...
Demokrasiye inanmış insanların alacağı tavır bu mu olmalı?
Emniyet ve yargıyı görevini yapmaya davet etmek yerine kabadayılık gösterileri yapmak bu tür olayları gündemden çıkarmaz, tam tersine teşvik eder.
Hukuk ve demokrasi... Tutunacak başka dal aramayın.
Havada balon yok!
Turizm tesisleri yalnızca sahillerde değil, Kapadokya’da da kan ağlıyor. Havada görülen balonların azlığı da durumu zaten anlatıyor. 26 yıllık turizmci Aydın Ayhan Güney, şimdiye kadar hiç böyle bir kriz yaşamadıklarını söylerken işlerin kısa sürede düzeleceğinden de umutlu değil. Diyor ki:
“Kapadokya demek Japon ve ABD’li turist demek. Japon turistler IŞİD’in bir Japon gazeteciyi boğazını keserek öldürmesi ve bunun görüntüsünü dünyaya yaymaları ile birlikte Kapadokya’dan bıçak gibi ayaklarını kestiler. Amerikalılar ise ABD hükümetinin İncirlik’teki sivil personeli geri çekme kararı üzerine ortalıktan bir anda kayboldular. Yerli turistler sayesinde mayısı birazcık kurtarabildik. Ama deniz sezonunun ve ramazanın başlayacağı hazirandan itibaren işimiz bitik.
Ayhan Aydın Güney, bu krizin geçici olmadığını, uzun süreceğini de şöyle anlatıyor.
“Ülkemizin dünyadaki algısı kısa sürede inanılmaz derecede kötüleşti. Ortak iş yaptığımız yabancı tur operatörleri, müşterilerinin kafasındaki yeni Türkiye’nin IŞİD’e yardım edecek kadar bağnaz bir ülke olduğunu söylüyorlar. Biz ne dersek diyelim, algı bu. Almanya ve Hollanda televizyonları adeta ortak bir kampanya açmışlarcasına ve çoğu de kez abartarak bu algıyı körüklüyorlar. İşin kötüsü biz o algıyı değiştirmeye çalışmak bir yana bol bol malzeme veriyoruz kötü niyetlilerin eline.”
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları