Tarih:
13.10.2015
Hayata tutunalım
Melih Aşık; Katliamın ardından acıyı eşit paylaşıp, imansız teröre karşı eşit tepki veremeyişimiz oldu. Siyasetçisi, medyası, STK’sı...
Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne 1 km MİT Genel Merkezi’ne 3 km uzaklıkta olan Ankara Gar alanına canlı bombaların girip kendilerini patlatmasını devlet önleyemedi.Bombaların patlaması, insaların ölmesi kadar kahredici olan...
Katliamın ardından acıyı eşit paylaşıp, imansız teröre karşı eşit tepki veremeyişimiz oldu. Siyasetçisi, medyası, STK’sı... İlk dakikadan itibaren karşılıklı suçlamalara, sandık hesaplarına, siyasi meşrebe göre yorumlara girişti... Şimdi parmaklar çoğunlukla IŞİD’i gösteriyor. 27 Ağustos 2015’de MHP Milletvekili Ümit Özdağ’ın şu sözlerini aktarmıştık:
“Türkiye ve ABD, yapılan İncirlik Mutabakatı çerçevesinde IŞİD ile de mücadeleye başlamıştır... IŞİD, bu saldırılara saldırı ile cevap verecektir. IŞİD, Ankara, İstanbul ve İzmir gibi kentlerde sivil hedeflere yönelik saldırılar ile kamuoyunu derinden sarsmayı hedefleyecektir.”
Özetle davetiye zaten çıkarılmıştı. Ama diyelim ki katliam IŞİD’in işi... Bu kadarını bilmek neye yarar? IŞİD’in arkasında kim var, vahşeti kim manipüle ediyor? Gerçek katil onlardır...
Büyük resimde görünen ise artık tipik Ortadoğu ülkesi olduğumuzdur.
Batılılaşma hedefini bırakıp bataklığa dümen kırmanın sonucudur geldiğimiz nokta. “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesinin yerine aktif dış politika diye ABD kuyrukçuluğu ve mezhepçiliği koymanın faturasıdır.
Yalnız ve güzel ülkemiz çatırdıyor. Bomba Cumhuriyet’in temeline yerleştirildi. Birbirimizi suçlamak yerine hoş görelim, halkı birbirine düşürenlere kanmayalım, fırıldak siyasetçiye değil hayata ve kendi sağduyumuza tutunalım...
KIRCA
Acılı günlerin orta yerinde yüzümüzün gülen yanını da kaybettik...
En son gitmesi gerekenler en önden gidiyor yazık ki...
Sevgili Levent Kırca büyük sanatçı, gerçek aydın, cesur bir yurttaştı.
Tek başına, kimseden destek istemeden, Silivri davaları dahil her türlü haksızlık ve hukuksuzluğa karşı sesini en çok yükselten sanatçıydı. Ölümü de inanılmaz bir metanetle karşıladı:
“Bu vatanın evlatlarına şehit olarak gelen ölüm bana kanser olarak gelmiş çok mu?” diyebildi.
Veda sözleri geride kalanlara yol gösteriyor:
“ Dik durun... Adil olun, sabırlı olun, enerjinizin sirayet etmesine müsaade edin. Daha iyi bir dünyada görüşmek ümidiyle. Atatürk’le kalın, Cumhuriyet’le kalın, hoşça kalın.”
KUZU
Adam profesör.. Şu sırada da Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı...7 Haziran seçiminden sonra tweet atıyor:
“Evet seçim bitti. Millet kararını verdi. Ya istikrar ya kaos dedim; Millet kaosu seçti, hayırlı olsun”
Şimdi de şunu yazdı:
“7 Haziran seçim sonuçlarına bakarak ‘Millet kaosu seçti’ demişim. Bu tespit zaman içinde beni doğruladı.”
Bu kuzunun bir tek “Oh iyi oldu” demediği kaldı.
İSTİFA
Bakanların istifası isteniyor. Bakanlar hiç oralı değil. Bu nasıl bir psikoloji?
Olsa olsa şöyle düşünüyordur istifası istenenler:
- “Ben gidersem yerime daha iyisi mi gelecek?
Daha iyisi olsa zaten beni değil bu koltuğa onu oturturlardı... Bırakın da biraz şu koltuğun sefasını süreyim!”
Açık çek siyaseti!
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara katliamının başından itibaren duyarlı, uzlaşmacı, sorumlu bir tavır izliyor. Bu yanıyla takdire değer... Davutoğlu ile yaptığı görüşmede konuştuklarını ekranda kendisinden dinledik... Bakanların istifasını istemiş... Destek olarak açık çek vermiş.
Ne var ki iktidara açık çek vermek neyi çözümler?
İktidar zaten bu noktaya açık çekle yani başına buyruk politikalarla gelmedi mi?
Kılıçdaroğlu iktidarın Suriye politikasını değiştirmesini, yurtta barış dünyada barış ilkesine dönmesini, ABD’nin kuyruğundan ayrılmasını, terör örgütlerine karşı ortak ve tavizsiz politika izlemesini istedi mi? Buzdolabına kaldırılan çözüm süreci yerine ne konulacağını sordu mu? Türkiye’nin izlenen mevcut politikalarla başaşağı gideceğini anlattı mı? Önemli olan bunlardı...
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları