Tarih:
16.07.2015
Helâlleşelim!
Melih Aşık; Davutoğlu ile Bahçeli, koalisyon turu çerçevesinde yaptıkları görüşmede seçim kampanyasında birbirlerine karşı sarfettikleri ağır sözler nedeniyle karşılıklı helâlleşmişler.
Davutoğlu ile Bahçeli, koalisyon turu çerçevesinde yaptıkları görüşmede seçim kampanyasında birbirlerine karşı sarfettikleri ağır sözler nedeniyle karşılıklı helâlleşmişler. İyi de helâlleşme nasıl oldu? Ayrıntıları nedir? Şöyle olmuş olabilir mi acaba.- Sayın Bahçeli, kampanyanın o sert ortamı içinde istemeyerek de olsa zatıalinize karşı ağır sözler söyledim. Mesela hiç unutmam, bir yerde utanmaz dedim. Bana hakkınızı helâl eder misiniz?
-O lafınızın üzerine ben daha ağır konuşmuş, kıymetli şahsınıza şerefsiz, demiştim. Asıl siz bana hakkınızı helâl eder misiniz?
-Hiç unutmam, bir mitingde fena halde gaza gelmiş, değerli şahsınıza “haysiyet celladı” demiştim.
-O gaza gelme meselesini hiiiççç açmayın. Ben de bir defasında gaza gelmiş, muhterem şahsınıza hırsız, namussuz, ahlaksız gibi şimdi tekrarlamaktan dahi hicap duyduğum ifadeleri kullanmıştım.
-Gene hiç unutmam, bir mitingde, iddiasını ispat etmeyen şey... Affedersiniz şey... demiştim.
- Hiç unutur muyum; namert demiştiniz.
- Aslında o kelimeyi asla kullanmak istememiştim ama malum seçmen bizi zorluyor... Sizden seçmen adına özür diliyorum...
- Ben de aynı şekilde bize ağzımızı bozduran seçmen adına özür diliyorum... O laflar havaya dostluklar tavaya, diyorum...
YUNAN
Yunanistan Başbakanı Alexis Çipras’ ın eski Maliye Bakanı Yanis Varoufakis, Avustralya televizyonuna demeç verirken şok edici bir itirafta bulunuyor:
- Syriza seçmenlere açıkça “hayır” oyu vermelerini ve AB’nin kemer sıkma önerilerini reddetmelerini söylerken, esas istenen referandumdan bir “evet” oyu çıkmasıydı. Böylece Syriza, halkın teslim olma kararı verdiğini söyleyerek insanları suçlayacaktı...
Çipras ve arkadaşları Amerika’dan onaylı, sol gösterip sağ vuran sahte solcular... Halk hayır oyu vererek foyalarını ortaya çıkardı... İsabet oldu...
İktidar mensuplarınca yardım dağıtılan insanlar niye teşhir ediliyor?
Kamuoyuna “Hepsini biz yemiyoruz, birazını da fakirlere veriyoruz” mesajı iletmek için olabilir mi?
Akif Kökçe
KUTLUK
Emekli Tümamiral Deniz Kutluk, Deniz Kuvvetlerinin parlak ve başarılı subaylarındandı. Sırf adı sahte belgelerde geçtiği için Balyoz davasında yargılandı, 3.5 yıl Silivri zindanında yattı.
Deniz Kutluk’u eşi İrem Kutluk nedeniyle daha yakından tanıdık. Zira İrem Kutluk, “Vardiya Bizde” adlı direniş ve protesto gurubunda yer aldı, dava sürecinde hukuk mücadelesini en önde sürdürdü.
Deniz Kutluk hapiste boş durmadı. Açık öğretime yazıldı. Hukuk bölümü Adalet Programından mezun oldu. 65 yaşında Yüksek Onur belgesi ile diplomasını aldı.
Bir... Okumanın yaşı yoktur...
İki... Azmin ve elinden hiçbir şey kurtulmaz...
Zehirli Kubbe 2
Dün “Zehirli Kubbe” başlığı altında, TRT’de “Kendi Gök Kubbemiz” adı altında yayınlanan ve başta Atatürk olmak üzere Cumhuriyet kahramanlarına zehir saçan bir programdan söz etmiştik. Sâmiha Ayverdi’nin torunu Sinan Uluant şu notu gönderdi:
“ 27 Mart 2015 Cuma günü TRT Türk kanalında yayınlanan “Kendi Gök Kubbemiz” adlı programda Sâmiha Ayverdi konu edildi. Program teknik olarak hayli zayıf ve hatalı olması yanında muhteva olarak da yanlıştı. Sâmiha Ayverdi fikirleri, yazdığı onlarca eseri, kurduğu vakıf ve dernekleri ve nihâyet yetiştirdiği insanları ile devletine, milletine, millî ve mânevî değerlerine sımsıkı bağlı bir fikir, kültür ve gönül insanı idi.
Ancak Fiyaka İletişim Prodüksiyon tarafından hazırlanan programda Sâmiha Ayverdi günlük siyâsî hadiseler ışığı altında ele alınmış, Atatürk, İsmet İnönü, Celâl Bayar hattâ Deniz Gezmiş görüntüleri altında âdetâ Cumhuriyet ve Devlet düşmanı bir reaksiyoner olarak anlatılmaya çalışılmışdır.
Aynı ajansın Ekrem Hakkı Ayverdi ile alâkalı program yapma isteği ise sergilediği anlayıştan dolayı tarafımızdan reddedilmiştir.”
Melih Aşık-Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları