loading
close
SON DAKİKALAR

HeSeYeKe hesabı!

Melih Aşık
Tarih: 11.01.2014

Melih Aşık; Cumhurbaşkanı Gül’ün yasayı veto etme ihtimali düşük. Çünkü kendileri malumunuz iktidara biat halinde.

HSYK’ye değişiklikler öngören, daha doğru ifadeyle HSYK’yi Adalet Bakanı üzerinden Başbakan’a bağlayan yasa teklifinin Adalet Komisyonu’nda görüşülmesi beklendiği gibi sert tartışmalarla başladı. Cumhurbaşkanı Gül’ün yasayı veto etme ihtimali düşük. Çünkü kendileri malumunuz iktidara biat halinde. Ancak birçok milletvekili teklifin yasalaşması halinde Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilme ihtimalini yüksek görüyor.

O zaman iktidardaki bu inat ve ısrarın sebebi nedir sorusu gündeme geliyor.

Soruya CHP milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın yanıtı;

“Teklifin yasalaşması halinde Kurul’un Genel Sekreteri, Genel Sekreter Yardımcıları, tüm idari kadroları ve Adalet Akademisi’nin Başkanı’yla Yönetim Kurulu’nda yapacakları değişiklikler şimdiden hazır. Buralara kimleri getirecekleri isim isim bugünden belli. Teklif Meclis’ten geçerek yasalaşıp Cumhurbaşkanı tarafından onaylandığı an bütün sözkonusu değişiklikleri bir gün, belki de birkaç saat içinde yapıp bitirecekler. Biz muhalefet olarak yasayı Anayasa Mahkemesi’ne götürüp iptal ettirsek dahi, Mahkeme’nin kararları geriye yürümeyeceği için yaptıkları değişikliklerin geri alınması sözkonusu olmayacak. Bunu bildikleri için yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilecek olmasını umursamıyorlar.”

Demokrasiyi tramvay olarak gören Tayyip Erdoğan, ineceği durakta inmiş bulunuyor.

Bundan sonra yasalar hukuka değil iktidarın çıkarlarına göre düzenlenecek.



Seçim yapılır mı?

Yolsuzluk soruşturmasının ucu kendisine ve yakınlarına dokunduğu anda Anayasa’yı duman eden, Emniyet’e “savcıların talimatlarını yerine gitermeyin” emri veren, savcının taleplerini yerine getiren polisleri görevden alan, HSYK’yi Adalet Bakanlığı’na bağlamaya kalkışan bir iktidar... Acaba zamanı geldiğinde dürüst ve adil bir seçim yapar mı? 

Eğer yeniden seçilme şansını yüzde yüz görmezse son durağı Yüce Divan olacak bir seçimi göze alır mı?

Alamayacağı takdirde hangi denemelere girişir?

Ankara’da bu konu üzerinde tartışma açılırken... “AKP seçimi belirsiz bir tarihe erteleyecek zemin yaratmaya çalışabilir. Komşu bir ülkeyle küçük çapta da olsa savaş... Ülkenin belirli bir bölgesinde güdümlü ve kontrollü bir ayaklanma... Ya da yine güdümlü ve kontrollü birtakım terör olayları yaratmaya çalışabilir” deniyor... CHP’li Emine Ülker Tarhan da Odatv’deki yazısında “Sıkıyönetim Fısıltıları Neyin Habercisi” arabaşlığından sonra şöyle diyor.

“... Kendi yargılarına bu ‘hal’ yolunu bulanlar bir adım sonra mutlak bir denetimsiz iktidar için türlü bahanelerle demokrasi dışı başka yollar, kaos yaratmaya tevessül etmezler mi sandınız? İçişleri Bakanlığı civarından yayılan esrarengiz ‘sıkıyönetim, olağanüstü hal’ fısıltıları bunun habercisi olmasın sakın.”
Muhalefetin “m”sine tahammül edemeyen, lügatinde “hesap verme” diye bir kavram asla yer almayan kafanın yapmayacağı şey yoktur. Müteyakkız olmakta fayda vardır.



ANKET

Anket firmaları çalışıyor...
Hemen tüm anketlerin sonucu şöyle yansıtılıyor:
“AKP oylarında düşüş sürüyor, CHP ve MHP oylarında yükseliş var.”
Bu anketler ne ifade eder?
Hiçbir şey...
Çünkü ortada seçim yok.
Seçime gelindiğinde vatandaş kendi kendine sorar...
Acaba CHP ve MHP iktidara hazır mı? Yoksa onlara oy vermek benim için macera mı olur?
AKP bizi ölmeyecek kadar yaşatıyor. Ya gelecek olanlar bunu da beceremezse?
Bu tereddüt sürerse oylar yine AKP’ye gider.
Unutulmasın... AKP’nin bugün hâlâ iktidar olması da kendi başarısından çok... Muhalefetin başarısızlığıdır.



Erdoğan “İçeride günahsız yatan çok kişi var” diyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin...
Adaleti “günahsız yatanlar”,
Kalkınması “ayakkabı kutuları”...

* * *

Türkiye kuraklık tehdidi altındaymış!
Kimin umurunda?
İktidardan düşerlerse “Biz gittik kuraklık geldi”, düşmezlerse “Zamanlaması manidar” deyip işin içinden sıyrılırlar...
Akif Kökçe



TEŞHİS

Okurumuz Ercan Kalabaş, dünkü “Kızınızı gönderin” başlıklı yazımızla ilgili bir bilgi notu göndermiş. Okuyalım:
“Aile hekiminin 15 - 49 yaş aralığındaki kadınlara bahsi geçen soruları yöneltmesinin nedeni; erken teşhisin hayat kurtaracağı Rahim Ağzı Kanseri’nin tespitidir. Bu hastalığın en büyük etkeni olan HPV cinsel yolla bulaşmakta ve tanı konabilmesi ve gereken işlemin yapılabilmesi için ilk cinsel ilişkiden sonra 2 yıllık bir sürenin geçmiş olması gerekmektedir. Eski adı Sağlık Ocağı olan yeni adıyla Aile Sağlık Merkezleri’nde bulunan Aile Hekimleri hastanın şikâyeti üzerine şüphe duydukları vakaları sorgulayıp, gerekli gördüklerini KETEM’e (Kanser Erken Teşhis Merkezi) yönlendirirler.”



* Saygı Öztürk Sözcü’de yazıyor:
“İktidar Fethullahçılara karşı Menzilci ve Süleymancılarla işbirliği yapıyor...”
En iyisi artık polisin yakasına hangi tarikattan olduğu da yazılsın...

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları